Tunisia
Tunus'ta Başbakan İlyas el-Fahfah'a yönelik yolsuzluk suçlamalarının ardından koalisyonun büyük ortağı Nahda Hareketi Şura Konseyi'nin hükümetten güvenoyunu çekme kararı almasıyla ülke siyasetinde yeni bir dönemece girildi.
Nahda Hareketi Şura Konseyi Başkanı Abdulkerim el-Haruni'nin pazartesi günü "ülkenin zorlu ekonomik koşullar altında bulunduğu ve Başbakan Fahfah'ın durumunun ekonomik güçlüklerle mücadeleye izin vermediği, bu nedenle de Meclis Başkanı Raşid el-Gannuşi'nin yeni bir hükümet kurulması için istişarelerde bulunmakla görevlendirildiği" yönündeki açıklamalarının ardından tırmanan siyasi gerilimin nereye evrileceği ve bu kutuplaşmadan kimin galip çıkacağı merak ediliyor.
Siyasi piramidin en üstünde yer alan ve anayasa profesörü sıfatıyla ön plana çıkan Cumhurbaşkanı Kays Said ise Nahda'nın yeni bir hükümet kurulması yönündeki talebinin Anayasaya göre ancak Başbakan Fahfah'ın istifa etmesi ya da hakkında iddianame hazırlanması durumda gerçekleşebileceğini söyleyerek bu süreçte alacağı tavrı baştan ortaya koydu.
Fahfah cephesinden de Nahda'nın bu hamlesine cevap gecikmedi. Birkaç gün içinde kabinede revizyona gideceğini açıklayan Fahfah, Nahda'nın hükümette yer almayacağı sinyalini verdi.
Fahfah ayrıca, Nahda'nın yaptığı bu çağrıyla, devletin ve ülke ekonomisinin kurtarılması için ulusal çalışmaların devam ettiği bir süreçte, hükümet ortaklarına verdiği sözleri tutmadığını ve yükümlülüklerinden kaçtığını savundu.
Mevcut krizi büyüten farklı tutumlar
Çağdaş siyaset felsefesi alanında araştırmacı Riyad eş-Şuaybi, yaptığı açıklamada, Tunus'taki siyasi krizin uzun süredir var olduğunu ancak Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Nahda'nın, ülkenin içinde bulunduğu durumu farklı değerlendirmesiyle krizin daha da büyüdüğünü belirtti.
Şuaybi, hükümet değişikliği talep eden Nahda Hareketi, yasalara ve Anayasaya bağlılığını koruyan Cumhurbaşkanı ve Nahda bakanlarını kabineden çıkarma sinyali veren Başbakan'ın tutumlarının gerginliği tırmandırdığını ifade etti.
Nahda'nın Fahfah hükümetiyle yolları ayırdığını savunan Şuaybi, "Nahda'nın mevcut hükümetin devam etmesine izin vereceğini sanmıyorum. Şu ana kadar yönetimde olanların dışındaki parlamenter bir çoğunluktan yeni bir koalisyon hükümeti kurma yoluna gidecektir." dedi.
Şuaybi, Nahda Hareketi'nin diğer partilerle koalisyon yaparak hükümeti kurmak için gereken çoğunluğu sağlayabileceğini kaydetti.
Şuaybi, Nahda'nın aldığı tavırda, Fahfah hakkındaki "çıkar çatışması" dosyasının belirleyici olduğuna ve Başbakan'dan vazgeçmesinde bu dosyanın eline güçlü bir gerekçe verdiğine işaret etti.
Cumhurbaşkanı'nın tavrı şekilselci
Cumhurbaşkanı'nın yaşanan siyasi krize, ülke içindeki dengelerden uzakta sadece hukuki bir şekilselcilikle yaklaştığını söyleyen Şuaybi, şunları kaydetti:
"Nahda Hareketi, hükümetin geleceği hakkında siyasi istişare önerisi sunarken, Cumhurbaşkanı siyasi meselelere girmeden Anayasa ve usule dair yönleri zikretmekle yetindi. Bu, onu yeni siyasi oluşumun seyrinden uzaklaştırabilir."
Dengeler Nahda'dan yana
Yaptığı açıklamalar ve basına sızan bazı bilgiler doğrultusunda Fahfah'ın, Nahda Hareketi bakanlarının yerine bağımsızları ve koalisyona ortak olmayı kabul eden siyasi partilerin temsilcilerini getirmeyi düşündüğünü aktaran Şuaybi, şöyle konuştu:
"Şu an Nahda ile diğer koalisyon üyeleri arasında güvenoyunun çekilmesi konusundaki yarışla karşı karşıyayız. Peki ilk adımı kim atacak? Koalisyonun diğer üyeleri Meclis Başkanı'nın görevden alınması için fiili olarak harekete geçecek mi? Yoksa Nahda, hükümetten güvenoyunun çekilmesinde başarılı olacak mı? Eğer bunda başarılı olursa, Meclis Başkanı'nın da yerini sabitlemiş olur. Hükümetten güvenoyunu çekecek olan çoğunluk Gannuşi'nin de koltuğunu garanti edecektir."
Meclis Başkanı'nın görevden alınması yönündeki girişimin milletvekillerinden istenilen çoğunluğu sağlayamayacağını söyleyen Şuaybi, "Nahda, 120'den fazla milletvekiliyle iki işi de aynı anda halledebilir: Hükümetten güvenoyunu çekmek ve Meclis Başkanı'nın yerini sağlamlaştırmak." ifadelerini kullandı.
Koalisyon hükümeti içerisinde derin bir kriz yaşandığını ve işlerin nereye gideceğinin belli olmadığını dile getiren eski Tunus Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Tarık el-Kahlavi ise "Kriz daha da büyüyebilir ya da taraflar bunun kendilerine zarar vereceğini anlayarak geri adım atabililir." dedi.
Kahlavi, Nahda'nın hükümetten güvenoyunu çekmek için gerekli olan 109 milletvekiline sahip olmadığını, Mecliste 109 milletvekiline ulaşsa bile Fahfah istifa etmediği sürece bir şey yapamayacağını dile getirdi.
Güvenoyu çekme sürecinin vakit alacağını belirten Kahlavi, bu süre zarfında Başbakan'ın istifa edebileceğini ve Cumhurbaşkanı'nın da yeni hükümeti kurmak için başka bir kişiyi görevlendirebileceğini ifade etti.
Başbakan'ın kabinede revizyona gideceği yönündeki açıklamasına ilişkin ise Kahlavi, "Konu, Fahfah, Nahda bakanlarını azledecek mi meselesi değil, ne zaman azledecek meselesidir." diye konuştu.
Tunus Nahda Hareketi Şura Konseyi, dün akşam gerçekleştirdiği olağanüstü toplantıda İlyas el-Fahfah hükümetinden güvenoyunu çekme kararı almıştı.
Nahda ile Başbakan arasında bu kutuplaşma sürerken, Özgür Anayasa Partisi de Gannuşi'nin görevden alınması için Mecliste eylem başlatmıştı.
Parti Meclis Grup Başkanı Abir Musi, dün düzenlediği basın toplantısında, cuma günü başladıkları eyleme devam edeceklerini ve Gannuşi görevden alınıncaya kadar Mecliste oturum düzenlenmesine izin vermeyeceklerini söylemişti.
Süreçte yaşananlar
Yolsuzlukla Mücadele Ulusal Kurulunun 30 Haziran'da yaptığı açıklamada, devlet ile ticari ilişkilerde bulunan ve ihale anlaşmaları yapan bazı şirketlerin bir kısım hisselerine Başbakan Fahfah'ın sahip olmasından dolayı çıkar çatışması şüphesi bulunduğu ve buna kanunların izin vermediğine ilişkin değerlendirmelere yer verilmişti.
Meclis Başkanı Gannuşi, Fahfah'ın "ihalelerde yolsuzluk yaptığı" yönündeki suçlamaları araştırmak için komisyon oluşturmuş ve komisyon ilk toplantısını 7 Temmuz'da gerçekleştirmişti.
Komisyon Başkanı İyad el-Lumi, toplantı sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Fahfah'ın görevi bırakması konusunun komisyonda ciddi bir şekilde ele alınacağını ve komisyonun çalışmalarıyla ilgili ilk raporu iki ya da üç gün içinde sunacaklarını söylemişti.
Komisyonun konuya iki yönlü bakacağını kaydeden Lumi, bunlardan birinin çıkar çatışması, diğerinin ise Fahfah'ın hisse sahibi olduğu şirketlerin devletten aldığı ihalelerdeki yolsuzluk şüphesi olduğunu belirtmişti.
Lumi, ihale şartnamelerinin Fahfah'ın hisse sahibi olduğu ve çıkarlarının bulunduğu şirketlerinin taşıdığı özelliklere göre hazırlandığı konusunda gerçek şüphelerin bulunmasının yanı sıra bazı ihalelerin Fahfah'ın Başbakanlık görevini yürüttüğü sırada yapıldığını açıklamıştı.
Komisyon, Başbakan'ın görevi bırakması yönünde bir karar alsa bile bunun yasal bir sonucu ve yaptırımı bulunmuyor.
Fahfah, geçen hafta Mecliste kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarını reddetmişti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com