Tunus
Tunus'ta sandık çıkış anketlerine göre, bağımsız aday Anayasa Profesörü Kays Said, cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 70'den fazlasını alarak rakibi medya patronu Nebil el-Karvi karşısında ezici bir zafer elde etti.
Seçim kampanyası sırasında herhangi bir siyasi partiyle ittifak kurmaktan uzak duran Said, iş dünyasının ve devletin adaylara sağladığı cumhurbaşkanlığı kampanya ödeneğini de reddetti.
Anayasa Profesörü Said'in, "siyasette ahlak, yolsuzlukla mücadele, kanun devleti" gibi konularda klasik Arapçayı ısrarla ve beceriyle kullanarak seçim kampanyasında halka sunduğu vaatler dikkati çekti.
Said'in seçim kampanyası boyunca Tunus'un 2011 yılında Zeynel Abidin Bin Ali yönetimini görevden uzaklaştıran devrimin değerlerini yeniden hayata geçirme mesajı seçmende karşılık buldu. Bu nedenle ülkedeki medya, sonuçları "ikinci bir devrim" olarak nitelendirdi.
Sistem değişikliğine yönelik çağrılar
Tunus'taki cumhurbaşkanlığı ve parlamento arasında paylaştırılmış yönetim sistemini reform etmek Said'in kampanya vaatleri arasında yer aldı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini bu kadar farkla kazanan Kays Said'in, elde ettiği meşruiyetle sistem değişikliğine ilişkin önerisini yeniden gündeme getireceği belirtiliyor.
Tunus'ta seçimleri yöneten Yüksek Seçim Komisyonu (YSK), seçimlerin resmi sonuçlarını 16 Ekim Çarşamba günü açıklayacak.
Yeni cumhurbaşkanı ve yeni parlamento
Tunus'ta 6 Ekim'de parlamento seçimleri yapılmıştı. Seçim sonuçlarına göre partilerin hiçbiri 217 sandalyeli yeni parlamentoda hükümeti kurabilecek çoğunluğa ulaşamamıştı. Nahda Hareketi, 52 milletvekiliyle birinci parti olurken, Cumhurbaşkanı adayı Nebil el-Karvi'nin partisi Tunus'un Kalbi 38 milletvekiliyle ikinci sırada yer almıştı.
Devrim sonrasında, parlamentoda temsili artırmak için uygulanan yüzde 3 seçim barajı, "mozaik" gibi çok parçalı ve çok sesli bir parlamento doğurdu.
Bağımsızların, seçim koalisyonlarının ve partilerin yer aldığı 31 ayrı yapı parlamentoya girerken, aralarında 17 oluşumun sadece bir milletvekiliyle temsil edildiği bir meclis resmi ortaya çıkmıştı.
Nahda Hareketi, bu yapı içinde koalisyon arayışına girerken, ülkedeki can alıcı birçok ekonomik, siyasi sorun çözüm bekliyor.
Seçmenin birinci beklentisi ekonomi
Tunus'ta Arap Baharı demokratik katılım, eşitlik, temel hak ve özgürlükler anlamında birçok kazanım sağlasa da ekonomik alanda başarı getirmedi.
Tunus'ta işsizlik oranı yüzde 15 düzeyinde bulunuyor. Genç issizlerin oranı ise yüzde 30'ların üzerinde seyrediyor.
Tunusluların şikayetleri arasında yüksek enflasyon, zamlar, yerel para biriminin değer kaybı, gelir dağılımındaki eşitsizlik gibi ekonomik sorunlar bulunuyor.
Uluslararası Para Fonunun (IMF) Tunus'a sağladığı yaklaşık 2,5 milyar dolarlık kredi koşullarını karşılamak amacıyla uyguladığı "kemer sıkma" tedbirleri dar gelirliler için hayatı daha da zorlaştırıyor.
IMF raporlarında Tunus'ta kamuda çalışanlara gayrisafi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 18'inin maaş olarak ödendiği yer alıyor. Hükümet bu konuda reform yapmak istediğinde ülkenin en güçlü sendikası Tunus Genel İşçi Sendikasını karşısında buluyor.
Tunus sokağı, hem yeni cumhurbaşkanından hem de kurulacak yeni hükümetten giderek kötüleşen ekonomiye ilişkin etkili çözümler bekliyor.
Nebil el-Karvi'yi bekleyen dosyalar
Bu arada Tunus'un seçim sonrasında dikkatle izleyeceği diğer bir konu da cumhurbaşkanı ikinci tur adayı Nebil el-Karvi hakkındaki yolsuzluk, kara para aklama vergi kaçırma dosyaları.
Uluslararası uzmanların "Tunuslu Berlusconi" diye tanımladığı Karvi, hakkındaki "kara para aklama" ve "vergi kaçırma" suçlamalarıyla 23 Ağustos'ta tutuklandı. Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimi kampanyalarını parmaklıklar arkasında yürüten Karvi, geçen çarşamba serbest kaldı. Yerel basında, Karvi'nin serbest kalmasında, Avrupa Birliği ve uluslararası toplumdan gelen bu yöndeki çağrıların etkili olduğuna ilişkin yorumlar yer aldı.
Serbest kalmasına rağmen Karvi hakkındaki suçlamalar henüz düşmedi. Karvi'nin seçim sürecinde Kanadalı bir lobi şirketiyle ABD'de tanıtım için 1 milyon dolarlık anlaşma yaptığının ortaya çıkması ülkede tartışmalara neden oldu.
ABD Adalet Bakanlığının açıkladığı bilgilere göre, cumhurbaşkanı adayı Karvi, adaylık başvurusunu yaptıktan sonra 19 Ağustos'ta Kanada merkezli "Dickens ve Madson" halkla ilişkiler firmasıyla cumhurbaşkanı adaylığı için çalışma yapmak üzere 1 milyon dolarlık anlaşma imzaladı.
Anlaşmanın, Tunus'ta seçim kanunun öngördüğü kampanya süreci harcamaları için belirlenen azami tutar 1,7 milyon Tunus dinarını aştığı aktarıldı.
Eski bir İsrail ajanı, şirketin sahibi Ari Ben Menashe'nin imzasının yer aldığı anlaşmada "hem ABD Başkanı Donald Trump hem de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir görüşme ve (Karvi'nin) cumhurbaşkanlığına katkı için somut destek" vaadinde bulunduğu yer alıyor.
Karvi'nin seçim kampanyası anlaşmayı kesin bir dille reddederken, konuyu yargıya taşıdığını duyurdu. Tunus içinde bazı siyasetçiler de iddiaların araştırılması talebiyle mahkemeye dilekçe sundu.
Serbest kalmasına rağmen Karvi'nin yolsuzluk davası ve bulaştığı lobi skandalı ülke gündeminde yakından takip edilecek.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com