Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 2016 yılının ilk Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı Sabancı Center'da yapıldı. Toplantıda TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Tuncay Özilhan önemli açıklamalarda bulundu. Karamsarlığın ekonomiyi de etkilediğini kaydeden Tuncay Özilhan, "İçeride ve dışarıda etrafımızı saran karamsarlık ve endişe havasının maalesef dağılmadığını bu durumun ekonomi performansı bozduğunu vurgulayacağım. Belirsizlik ve ekonomik performans zafiyetinin bizi aşağıya çekmemesi için bazı öneriler de yapmayı planlıyorum. Geçen hafta Türkiye siyasetindeki gelişmeler planladığımız konuşmayı değiştirmemize neden oldu. Geçen hafta olanlar üç şeyin hayati önemini bir kez daha ortaya çıkardı. Belirsizliğin mahsurları, kişilerden bağımsız sağlam kurumsal yapıların önemi ve parlamenter sistemin çalışır ve çözüm üretiyor olması" dedi.
"BÜYÜK BELİRSİZLİK HÜKÜMETTE YER ALACAK İSİMLERİN KİMLER OLDUĞU DEĞİL"
"Siyasi belirsizlik gündemimizde ilk sırayı işgal eder oldu" diyen Özilhan, "Şu anda en büyük belirsizlik hükümette yer alacak isimlerin kimler olduğu değil. Tabi ki Türkiye hükümetsiz kalmayacak önemli olan Türkiye'de demokratik sistemin sağlıklı işleyişinin devam etmesidir. Hayat belirsizliği sevmez. Dileğimiz içinden geçtiğimiz bu sürecin sonunda 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışan anayasaya kavuşmaktır. Kurumların etkin çalıştığı sistemde kurumun başında kimin olduğu önemsizleşir. Öyle ki isimler değişse de bedenler toprak olsa da oluşturulan modelin gücü sayesinde kurumlar dimdik ayakta kalır" ifadesini kullandı.
"YA BİZ SORUNLARI ÇÖZECEĞİZ YA DA SORUNLAR BİZİ ÇÖZECEK"
Yeni anayasaya da değinen Özilhan, "Dünya tarihinin önemli dönüm noktalarından birine şahitlik ediyoruz. Bölgemizde ülkemizde tarihi dönüşüm sürecinden geçiyor. Değişime ayak uyduramayanlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıyalar. Geçmişin zengin Batı ülkeleri eski güçlerini korumakta zorlanıyor. Geçmiş dönemin yönetim modeline bağlı kalan yöneticiler başarısız oluyor. Yeni karşısında eski bünyenin hastalıklı yanlarını korumaya çalışanlar tasviye oluyorlar. Dileğimiz ülke olarak değişim sürecine ayak uydurabilmek. Bize gereken yeni bir toplum sözleşmesi. Modern dünyada anayasaların özellikleri bellidir. Evrensel normlara uygun olmayan çerçeve uzun vadede sıkıntı getirir. Uzun vadeyi düşünerek hareket etmeliyiz. Yeni anayasa tartışmalarına bu açıdan yaklaşmalıyız. Yeni anayasa kavga ve kutuplaşmayı artırmayı değil birlik ve beraberliği artırmalı. Herkes bunun için üstüne düşen fedakarlığı yapmalı. Görünürdeki zorluklara rağmen sorunları çözme noktasından hiç de uzak değiliz. Tarihimiz huzur içinde yaşayacağımız yeni bir toplumsal sözleşme yapabileceğimizi söylüyor. Yeni anayasa yapım sürecinde en büyük güvencimiz tarihimizden kaynaklanan özelliktir. Ya biz sorunları çözeceğiz ya da sorunlar bizi çözecek" diye konuştu.
"BU BÜTÜN PARTİLERE BİR ÇAĞRIDIR"
Artık kısır siyasi çatışmalara bir çözüm bulunması gerektiğini vurgulayan Özilhan, sözlerini şöyle tamamladı: "Her şey bir yana terör sorunu bir yana. Üst üste gelen şehit haberleri yüreğimizi dağlıyor. Daha fazla takatimiz kalmadı. Bu bütün partilere bir çağrıdır. Gün birlik günüdür. Bıkmadan, usanmadan, bir şey olmuyor demeden, sorunlara çözüm bulmamız gerekiyor. Parlamentoya baktığımızda gördüğümüz manzara muhalefet partilerinden biri lider değiştirme sancıları taşıyor, diğeri dokunulmazlıkların kaldırılması tartışmalarına kilitlenmiş durumda. İktidar partisi ise yönetimde ortaya çıkan değişimi yönetmeye çalışıyor. Siyasetteki bu tıkanıklık yeni değil. Her şey bir yana terör sorunu bir yana. Üst üste gelen şehit haberleri yüreğimizi dağlıyor. Daha fazla takatimiz kalmadı. Bu bütün partilere bir çağrıdır. Gün birlik günüdür. Bıkmadan, usanmadan, bir şey olmuyor demeden, sorunlara çözüm bulmamız gerekiyor. Bildiğimizi, inandığımızı söylemeye devam edeceğiz" .