ANKARA
2010 daki KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 68 i tutuklu 100 kişi hakkında "FETÖ/PDY üyesi olmak", "resmi belgede zincirleme sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçlarından açılan dördüncü davanın ilk duruşması, tutuklu sanıkların savunmalarının alınmasıyla sürüyor.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları ile şikayetçi ÖSYM ve Maliye Bakanlığının avukatlarının katıldığı duruşmada, tutuklu sanıklar savunmalarını yapıyor. Sanıklar, savunmalarında tahliyelerini istiyor.
Tutuklu sanık Abdullah Bünyamin Elmalı, Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu olduğunu, 2008 e kadar Samanyolu Kolejinde çalıştığını aktardı.
İşten çıkarılmasının ardından KPSS kursuna gittiğini bildiren Elmalı, sistematik çalışma, yoğun motivasyon ve yaşadığı Ankara da sınava girmesi nedeniyle sınavda başarılı olduğunu anlattı.
Soruların sızdırılmasının gündeme gelmesi üzerine tekrarlanan sınavın eğitim bilimleri testindeki düşüşünde "bazı faktörlerin etkili olduğunu" aktaran Elmalı, bu sınava İstanbul Pendik te girdiğini, ilk sınavın iptali, işsiz olması, ikinci çocuğunun doğması nedeniyle "tükenmişlik sendromu" yaşadığını iddia etti.
"Sivil toplum örgütü"
Sanık Ahmet Mesut Zabun ise ilahiyat mezunu olduğunu, 2009 KPSS de aldığı puanla sözleşmeli öğretmen olarak atandığını, 2010 puanıyla kadroya geçtiğini ifade ederek, "Zaten kamu görevlisi olduğum için kamuyu zarara uğratmadım." dedi.
"Kanunlar geriye işlemeyeceği için yargılanmamaları gerektiğini" savunan Zabun, "Ben, 2003 ten itibaren bu sivil toplum örgütünün kurumlarında öğretmen olarak çalıştım. Burada örgüt iddiası algı üzerine kurulu. Ben bu kurumlarda sadece öğretmenlik yaptım. Bu, bakanlığın izniyle legal biçimde yapılmış faaliyettir. Çalıştığım yerde milletvekili, bakan çocukları vardı." diye konuştu.
Zabun, Mahkeme Başkanı Osman Tonta nın, "Şu anda FETÖ olarak bilinen örgüt hakkında sivil toplum örgütüdür. dediniz. Hala bu düşüncede misiniz?" sorusuna, "Bu düşüncem devam ediyor, evet" karşılığını verdi.
"Sınav günü bağırsak sorunum depreşti"
Sanık Aynur Köse ise Ankara Tevfik İleri İmam Hatip Lisesinin ardından, 1991 de ÖYS de Türkiye 119 uncusu olarak Gazi Üniversitesine girdiğini anlattı.
Özel sektörde aşırı çalışması ve stres nedeniyle sağlık sorunları ortaya çıktığını anlatan Köse, şunları söyledi:
"Hem KPSS ye devam ettim hem de gece gündüz çalıştım. Sınav iyi geçti. Ancak yeni sınav 3 ay sonraydı. Araya zaman faktörünün girmesi, isteğinizin kalmaması etkiliyor. İkinci şok, İstanbul da sınavın yapılmasıydı. Cumartesi günü iki çocuğumu akrabama bıraktım. İstanbul da yorgunluk, iyi uyuyamama gibi birçok sıkıntılar nedeniyle bağırsak sorunum depreşti. Bu sıkıntılarda sınava girdim, 94 doğru yaptım."
"Sınava ailemin ısrarıyla girdim"
Sanık Adnan Tosun da Dicle Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümünden 2005 te mezun olduğunu, aynı yıl yapılan KPSS puanıyla Hatay Samandağ a sözleşmeli öğretmen olarak atandığını, 2011 e kadar kesintisiz burada görev yaptığını kaydetti.
Tosun, 2010 da tekrarlanan sınavda elde ettiği puanla Haziran 2011 de İstanbul Sultanbeyli ye atandığını belirterek, şunları söyledi:
"2011 de, yaptığım işte ve maaşımda değişiklik olmaksızın kadroya geçtim. Savcının iddiası gibi kamuoyunu dolandırmadım. İkinci sınava, ilk sınava çalıştığım gibi çalışmadım. İlk sınav 17 Eylül de iptal edildi. Sınav tarihinin yakın olması ve 1 Eylül de iş başı yapmam dolayısıyla ikinci sınav için çalışma isteğim ve motivasyonum olmadı. Hatta ailemin ısrarıyla girdim. Düşüş, bu sebeptendir."
"Sistemli ve güzel çalışmanın sonucu"
Sanık Ahmet Ballı da Süleyman Demirel soruları önceden gördüğü iddiasını reddederek, "Tamamen sistemli ve güzel çalışmanın sonucudur. 2009 da 103 doğru yaptım, sonraki yıl 118 nete çıktım. Bu başarılar emeklerimin sonucu, hakkım olan başarılardır. Tekrarlanan sınavdaki düşüşte dış etkenlerin etkisi vardır, bunlar sağlık sorunları gibi etkenlerdir. Tekrarlanan sınavdan birkaç gün önce yüksek ateş ve halsizlikten hastaneye kaldırıldım." diye konuştu.
"Eşim doğum yaptı"
Sanık Ahmet Kart ise Kocatepe suçlamaları reddederek, "Eşim yüzde 45 ortopedik özürlü. Hamileydi, düşük ve erken doğum riski vardı. Ağustos 2010 da 15 gün hastanede tedavi altına alındı. Bebekler ikişer kilo dünyaya geldiler. Hem eşimin özel durumu hem de sezaryenle doğum nedeniyle eşimin ve bebeklerin bakımıyla ben ilgilendim." dedi.
"Derslere odaklanamadım"
Sanık Ali Ülker de ilk sınavda 106 doğru yapmam hayret verici başarı olmadığını savunarak, "Tekrarlanan sınavda 89 doğru yaptım. Bu düşüş, abartılmamalı. Tekrarlanan sınav eğitim öğretim faaliyeti devam ederken yapıldı. İkinci sınavda, derslere odaklanacak zaman dilimi yoktu. Hem işe gidip hem ders çalışmakta zorlandım." diye konuştu.
DuruÅŸma devam ediyor.
Muhabir: Barış Kılıç
dikGAZETE.com