Teknoloji

TÜBİTAK'ın 'Türkiye'ye beyin göçü' programının ikinci çağrısına çıkıldı

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Programlarımızla Türkiye'ye beyin göçünü özendiriyor, üst düzey bilimsel çalışmalar yapan insanlarımızın ülkemizde kalmasını teşvik ediyoruz." dedi.

TÜBİTAK'ın 'Türkiye'ye beyin göçü' programının ikinci çağrısına çıkıldı
17-03-2021 18:16
Ankara

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı Tanıtım Toplantısı'na katılarak, programın ikinci çağrısını kamuoyu ile paylaştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ortaya konan Milli Teknoloji Hamlesi vizyonunun ana hedefinin, ülkeyi kritik teknolojilerin pazarı olmaktan çıkarıp, teknoloji ve bilimde öncü bir ülke haline getirmek olduğunu aktaran Varank, bu hedefin gerçekleştirilmesinde en çok ihtiyaç duyulan kaynağın bilim, teknoloji ve yenilik alanında çığır açacak nitelikli insan gücü olduğunu söyledi.

Varank, bu bilinçle son 18 yılda gerçekleştirilen atılımlarda eğitim, öğretim ve Ar-Ge'yi her daim en ön planda tuttuklarını ve yürüttükleri çalışmalarla sıfırdan bir ekosistem inşa ettiklerini anlattı. Bu ekosisteme liderlik edecek bilim insanlarını ülkeye kazandırmak için milli seferberlik ruhuyla iki vizyoner programı hayata geçirdiklerini anımsatan Varank, "Birincisi, hükümetimizin ilk 100 günlük eylem planında yer alan Türkiye'ye beyin göçünü sağlama hedefine yönelik Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı idi. 2018 sonunda ilk çağrısını yaptığımız programla, bilim dünyasında öncü konumdaki araştırmacılara, çalışmalarını ülkemizde sürdürmeleri için çok kapsamlı imkan ve destekler sunduk. Biz bu programı ilan ettiğimizde, 'Hayal kurmayın, Türkiye'ye kim gelir de bilimsel araştırma yürütür' şeklinde maalesef kendi ülkesinden bihaber söylemler yöneltildi ama biz, birileri gibi bilim insanlarını sloganlarla değil, bizzat somut adımlarla destekledik, desteklemeye de devam ediyoruz." diye konuştu.

Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı'nın ilk çağrısına 152'si Türk vatandaşı, 91'i yabancı uyruklu olmak üzere 243 araştırmacının başvurduğunu belirten Varank, bu başvuruların 173'ünün alanında dünyadaki ilk 100 üniversiteden, 31'inin dünyada en çok Ar-Ge harcaması yapan global şirketlerden, 28'inin ise dünyadaki en başarılı ilk 250 kamu kurumu ve enstitüden yapıldığını bildirdi.

"Parlak araştırmacıları ülkemize kazandırdık"

Bakan Varank, bu başvurular sonucunda, 74'ü teknik bilimler, 18'i yaşam bilimleri, 16'sı temel bilimler, 12'si sosyal ve beşeri bilimler ve 7'si sağlık bilimleri alanında olmak üzere, 21 farklı ülkeden 127 çok üst düzey araştırmalar yapan lider araştırmacıyı ülkeye kazandırdıklarına dikkati çekti. Varank konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu kişiler, Harvard, Stanford, Oxford, Cambridge, Columbia gibi dünyanın en önde gelen araştırma üniversitelerinde, Amazon, Apple, Bosch, Volvo gibi küresel Ar-Ge şirketlerinde edindikleri deneyimleri aktarmak için Türkiye'yi tercih ettiler. İşte tersine beyin göçü dediğimiz şey bu. 'Temiz ve güvenli enerji için yeni kimyasal dönüşüm süreçleri' konusundaki araştırmalarını sürdürmek üzere CNRS'deki çalışma ekibini Fransa'dan ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümüne taşıyan Prof. Dr. İskender Gökalp, Princeton Üniversitesinde enerji depolama, protein modelleme ve kiral moleküller üzerine yürüttüğü araştırmaları Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünde devam ettiren genç bilim insanlarımızdan Dr. Betül Uralcan, Stanford Üniversitesindeki laboratuvarını Koç Üniversitesine taşıyarak yapısal biyofizik, enzim mühendisliği, moleküler biyokimya, protein mühendisliği alanlarındaki çalışmalarıyla yurt dışından alınan birçok malzeme ve makineyi Türkiye'de üretmek için çaba sarf eden Dr. Hasan Demirci, dünyanın en çok Ar-Ge yapan firmaları arasında yer alan 3M'de, termoelektrik malzemeler ve modüller alanında yürüttüğü çalışmaları Gebze Teknik Üniversitesi Fizik Bölümüne getiren Dr. Mahmut Akşit ve sağlık alanında Harvard Üniversitesinde yürüttüğü çalışmalara Sabancı Üniversitesinde devam eden Dr. Emrah Eroğlu... İşte bu isimler, TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı ile ülkemize kazandırdığımız parlak araştırmacılardan sadece birkaçı."

Bu bilim insanlarının her birinin aynı zamanda en az 5 yüksek lisans ve doktora öğrencisi yetiştirdiğine, gençlerin bilim ekosistemine kazandırılmasına katkı sağladıklarına işaret eden Varank, bu projeler için bugüne kadar yaklaşık 328 milyon lira kaynak ayırdıklarını söyledi.

Varank, yine 2020 yılında Türkiye'de araştırmalarına devam eden bilim insanları için başlattıkları Ulusal Lider Araştırmacılar Programı'nın da sağladığı imkanlar açısından yeni ve öncü olma özelliği taşıdığını bildirerek, programla, bilimin sınırında, çığır açıcı, alışılagelen araştırma yöntemlerinin dışında unsurlar içeren yüksek riskli proje ve fikirlere sahip Türkiye'de ikamet eden yetkin bilim insanlarını desteklediklerini belirtti.

"Ülkemizde kalmalarını teşvik ettik"

Geçen yıl bu program kapsamında 108 araştırmacı arasından seçilen 38'i Türk, 4'ü yabancı uyruklu farklı alanlardan toplam 42 yetkin bilim insanına destek verdiklerini anımsatan Varank, şu değerlendirmede bulundu:

"Çocuklar için Yapay Kalp Pompası Projesi'yle fiyatı 120 bin doları bulan kalp pompasını çok daha düşük maliyetle ülkemizde üretmek için çalışan Prof. Dr. Kerem Pekkan, ekran görüntüleme sistemleri, sensörler ve mikroteknoloji alanlarındaki çalışmaları ile Avrupa Araştırma Konseyinden tam dört kez destek alarak ülkemize 3 milyon avronun üzerinde fon getirmeyi başarmış Prof. Dr. Hakan Ürey ve 'Tıp Bilimine Yön Veren 100 Türk' listesinde ilk 10'a girmeyi başaran Prof. Dr. Seza Özen, Ulusal Lider Araştırmacılar Programı ile desteklediğimiz başarılı araştırmacılardan sadece birkaç tanesi. Her iki programla bir yandan Türkiye'ye beyin göçünü özendirirken, diğer yandan üst düzey bilimsel çalışmalar yapan nitelikli insanlarımızın ülkemizde kalmasını teşvik ediyoruz. Bu kıymetli araştırmacılarımız, yürüttükleri stratejik çalışmalarla ülkemizi uluslararası platformlarda gururla temsil edecek, bilim, teknoloji ve yenilik arenasındaki konumumuzu üst seviyelere taşıyacak."

"En az 100 lider araştırmacıyı bilim ekosistemine dahil edeceğiz"

Varank, oldukça başarılı sonuçlar elde edilen bu iki programa genç araştırmacıları da dahil ederek şimdi yeni çağrılara çıktıklarını belirterek, Uluslararası Lider Araştırmacılar ve yeni başlatılan Uluslararası Genç Araştırmacılar Programları ile bu yıl en az 100 lider veya gelecek vadeden genç araştırmacıyı daha ülkenin bilim ekosistemine dahil etmeyi hedeflediklerini aktardı.

TÜBİTAK'ın çağrısıyla Türkiye'ye gelecek lider veya genç araştırmacılara burs, aile yaşam gideri, sağlık sigortası ve yol desteği gibi mali teşviklerin yanında 720 bin liraya kadar araştırma proje desteği vereceklerine dikkati çeken Varank, "Ayrıca bu program kapsamında, uluslararası lider araştırmacılarımıza 1 milyon lira, uluslararası genç araştırmacılarımıza da 500 bin lira araştırma başlangıç ödeneği imkanı tanıyoruz. Yine aynı şekilde, halihazırda ülkemizde ikamet eden araştırmacılar için başlattığımız yeni programla, ulusal lider araştırmacılar için 1 milyon lira, ulusal genç araştırmacılar için de 750 bin liraya kadar Ar-Ge destek teşvik paketi sunuyoruz." dedi.

Varank, Türk veya yabancı dünyadaki tüm bilim insanlarını TÜBİTAK'ın başlattığı çağrılara başvuru yapmaya, araştırmalarını Türkiye'de sürdürmeye davet ederken, "Türkiye, tüm imkanlarını bilim insanlarının çalışmaları için seferber etmeyi sürdürecek. İlk çağrıda ülkemize kazandırdığımız parlak beyinler gibi bu sefer de çok değerli isimleri ülkemize kazandıracağız. Ben buna yürekten inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Bakan Varank, programın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Muhalefettin "Türkiye'de bağımsız ve özgür araştırma ortamının olmadığı" iddialarına yönelik bir soru üzerine Varank, TÜBİTAK'ın Uluslararası Lider Araştırmacılar gibi programlarıyla Türkiye'ye gelen bilim insanlarının ve onlara sağlanan desteklerin bu iddianın gerçek olmadığının ispatı niteliğinde olduğunu vurguladı.

Varank, söz konusu programın ilk çağrısına çıkıldığında da benzer eleştirilerin yapıldığını anımsatarak, şöyle devam etti:

"Biz bu alanları kesinlikle siyasetin dışında tutmamız gerektiğini biliyoruz. Bu alanlara siyasi olarak yaklaşmıyoruz. Ancak muhalefetin en büyük problemi bilim eğitim, sağlık alanlarını adeta siyasetin bir arenası görerek siyasi tepkiler vermeleri. Hele ki FETÖ ile irtibatlı, darbe girişiminde etkisi olan isimlerin Türkiye'de özgürlük ortamı olmadığından bahsetmesi gerçekten absürt iddialar. Türkiye'de FETÖ'ye dönük bir özgürlük alanı elbette yok. Biz teröristlere, darbe girişiminde bulunan insanlara kapılarımızı açacak değiliz. Onlar zaten görmeleri gereken muameleyi mahkemelerde görüyorlar."

Muhalefete bu alanları siyasetin dışında tutmaları çağrısında bulunan Varank, Türkiye'ye dönen bilim insanları üzerinde bir "mahalle baskısı" kurulmaya çalışıldığına dikkati çekti.

"Yeni çağrımızla en az 100 araştırmacıyı ülkemize kazandırmak istiyoruz"

Varank, TÜBİTAK'ın programlarıyla araştırmalarını yapmak üzere Türkiye'ye dönen bilim insanlarının çok başarılı işlere imza attığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye'ye geldiler şu anda çalışıyorlar. Yeni çağrımızla da en az 100 araştırmacıyı ülkemize kazandırmak istiyoruz. Biz bu çağrıları kendi kendimize de ilan etmiyoruz. Bizimle yurt dışından irtibata geçen bilim insanlarımız var. 'Yeni çağrı açmıyor musunuz, biz Türkiye'ye gelmek istiyoruz.' diyorlar onun için biz bu projeleri başlattık. Dolayısıyla asla muhalefetin söylediği gibi Türkiye'de bilimsel anlamda, araştırma geliştirme yapılacak bir ortamın eksikliği yok. Dünyada bilim insanlarını el üstünde tutan ülkeler gibi biz de bilim insanlarımızı el üstünde tutuyoruz. Onlara her türlü desteği veriyoruz ve yaptıkları çalışmaların siyasetten bağımsız, bu ülkenin geleceğine, çocuklarımıza, torunlarımıza yapılan yatırımlar olduğunun farkındayız."

Türkiye'nin özellikle Ar-Ge ekosistemi anlamında 18 yılda büyük başarılar elde ettiğini vurgulayan Varank, bu çalışmalarının dünyada getirdiği sesin özellikle savunma sanayisi alanında görüldüğünü dile getirdi.

Varank, Türkiye'yi bilimsel anlamada bir cazibe merkezi haline getirdiklerinin altını çizerek, "Bundan sonra çok daha ilerilere taşımak için de TÜBİTAK ve Bakanlık olarak bilim insanlarımıza büyük imkanlar sunacağız. Onları ülkemizde ağırlayacağız, hatta burada kalmalarını öğrenci yetiştirmelerini teşvik edeceğiz." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER