WASHINGTON
Tüm dünya küresel bir salgının pençesindeyken, önemli bir uluslararası aktör olan DSÖ'nün yeterliliği ve Trump'ın bu kuruluşa sağladığı fonları kesmesi, dünya medyasının önemli gündem maddelerinden biri oldu.
Birçok açıklamasında, 31 Ocak'ta aldığı Çin'e sınırları kapatma kararına DSÖ'nün karşı çıktığını anımsatan Trump, burada DSÖ'yü dinlememekle "akıllıca" davrandığını savunuyor.
Ancak Trump'ın virüse karşı yaklaşımında krizin ilk günleri ile şu anki durum arasında ciddi farklar olduğu gözleniyor.
Trump ilk virüs tweetinde Çin'i övdü
ABD'de ilk virüs vakasının görüldüğü 21 Ocak'tan sonra uzun süre, "Biz hazırlıklıyız. Her şey kontrol altında." mesajı veren Trump, 24 Ocak'ta virüse ilişkin yaptığı ilk Twitter paylaşımında Çin'in virüs ile mücadelesini övdü.
Trump, söz konusu mesajında, "Çin, koronavirüsü kontrol altına almak için çok çalışıyor. ABD, Çin’in çabalarını ve şeffaflığını büyük bir memnuniyetle karşılıyor. Her şey çok iyi olacak. Özellikle de Amerikan halkı adına Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'e teşekkür ederim." ifadesini kullandı.
Nitekim Trump'ın bu paylaşımı, Trump'a muhalif Amerikan medyasında bugünlerde sıklıkla gündeme getiriliyor.
DSÖ, 30 Ocak'ta Kovid-19 salgınıyla ilgili, "uluslararası kamu sağlığı acil durumu" ilan etti. Ancak 31 Ocak'ta ülkelere "Çin'e sınırlarınızı kapatmayın" çağrısı yaptı.
Durumun kontrol altında olduğunu savunsa da ABD'de vakaların hızla artması üzerine Trump, DSÖ'nün çağrısına kulağını tıkadı ve 31 Ocak'ta Çin'den gelen kişilere ülkeye giriş yasağı koydu.
Trump, nisan ayında virüsün geçeceğini savundu
Trump'ın 10 Şubat'ta Fox News'e verdiği mülakatta yaptığı, "Nisan ayında havaların ısınmasıyla virüs mucizevi bir şekilde yok olacaktır." açıklaması ise o günlerde Amerikan basını ve kamuoyunda sıklıkla tartışıldı.
24 Şubat'ta ABD'deki vakaların artmasına rağmen virüsün hala kontrol altında olduğunu kaydeden Trump, "ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) ile DSÖ birlikte çalışıyor." dedi.
Durumun ciddileşmesi ve koronavirüsün küresel bir kriz haline geleceğinin ayak seslerinin net bir şekilde duyulmasıyla Trump, 11 Mart'tan itibaren virüse karşı ciddi bir tavır takınmaya başladı.
11 Mart'taki ulusa sesleniş konuşmasında, Avrupa'dan gelen uçuşları askıya aldığını duyuran Trump, 13 Mart'ta da ulusal acil durum ilan etti.
Trump, 27 Mart'ta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı telefon görüşmesi başta olmak üzere birçok konuda DSÖ'nün de içinde bulunduğu uluslararası kuruluşlara verilen desteğin önemine dikkati çekti.
7 Nisan'da DSÖ'ye tepki gösterdi
Ancak Trump, 7 Nisan'da Twitter hesabından yaptığı paylaşımla DSÖ'ye karşı mücadelesini başlatmış oldu.
Trump, söz konusu mesajında, "DSÖ, bu defa gerçekten patladı. Fonunu büyük oranda ABD sağlıyor ama bu örgüt nedense hala Çin odaklı. Bu konuyla ilgileneceğiz. Neyse ki Çin'e sınırların açık tutulması tavsiyelerini kabul etmedim. Neden bize bu kadar hatalı bir tavsiye verdiler?" ifadelerini kullandı.
Söz konusu tavrını aynı günkü basın toplantısında da sürdüren Trump, ABD'nin Çin'e göre kuruluşa daha çok fon sağlamasına rağmen DSÖ'nün Çin merkezli hareket ettiğini kaydederek, "DSÖ'nün işleyişine bir bakacağız. Ancak DSÖ'ye sağladığımız fonları büyük oranda askıya alacağız." dedi.
Trump, bir gazetecinin "DSÖ Çin odaklı derken neyi kastediyorsunuz?" sorusunu ise "Önce Çin'e sınırlarımızı kapatmamamızı söylediler. Vuhan'da olanları görmeleri gerekirdi. Görmüş de olmalılar ama bunları bildirmediler." şeklinde yanıtladı.
"Salgın tehdidini küçümsediler"
Trump'ın açıklamalarının ardından 8 Nisan'da DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, isim vermeden Trump'ı eleştirerek, "Bu virüsü politize etmeyin. Daha fazla ceset torbası görmek istiyorsanız siyasete alet etmeye devam edebilirsiniz." açıklamasını yaptı.
Trump ise aynı günkü basın toplantısında, Ghebreyesus'un ifadelerine,"Çin ile ilişkilerine baktığım da DSÖ'nün virüsü siyasileştirmekten bahsettiğine inanmıyorum. Bize ceset torbalarından bahsediyorlar. DSÖ bize doğru analizleri yapsaydı insanlarımıza daha iyi bir hizmet verirdik." yanıtını verdi.
DSÖ'nün salgını küçümsediğini kaydeden Trump, DSÖ'ye, "Salgın tehdidini küçümsediler." suçlamasında bulundu.
Trump'tan beklenen açıklama ise 14 Nisan'da geldi. Örgütün adeta Çin için çalıştığını ileri süren Trump, "Bugün yönetimime, Dünya Sağlık Örgütüne sağladığımız fonu durdurma talimatı veriyorum. Herkes orada neler döndüğünü biliyor." ifadesini kullandı.
Trump bu kararı alırken yönetiminin, "DSÖ'nün salgın konusundaki ihmal ve örtbaslarını değerlendirdiğini" de sözlerine ekledi.
"DSÖ, Çin'in piyonu"
15 Nisan'da yine Beyaz Saray'da kameraların karşısına geçen Trump, "Neler olduğunu anlamamız uzun zaman aldı. Ancak, DSÖ'nün (Çin'de) neler olduğunu bildiğine dair içimde bir his var. DSÖ, ülkelerin sınırlarını virüse karşı korumakta başarısız oldu. Bu büyük bir hataydı. Belki de bir hata değildi ve DSÖ birçok şeyi biliyordu." ifadesini kullandı.
Trump, DSÖ'nün, ABD'nin Çin'e sınırlarını kapatma kararına da karşı çıktığını anımsatarak, "DSÖ hakkında içimde kötü hisler var. DSÖ, Çin'in piyonu ve Çin odaklı çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Trump'ın kararı tartışılıyor
Trump'ın son yılların en önemli küresel sağlık krizinin ortasında DSÖ'ye verdiği fonları askıya alması uluslararası kamuoyunda ve DSÖ'de ciddi tepki çekti.
DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, Trump'ın bu kararının ardından, ABD'nin, DSÖ için uzun süreli ve cömert bir dost olduğunu belirterek, "Umuyoruz ki böyle de devam edecek. Trump'ın, DSÖ'ye sağladığı fonu durdurma kararını esefle karşılıyoruz." yorumunu yaptı.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ise Trump'ın kararına, ''Şu an koronavirüse karşı mücadelede DSÖ'nün ya da herhangi bir insani yardım kuruluşunun kaynaklarını azaltma zamanı değil, dayanışma zamanı.'' sözleriyle tepki gösterdi.
Ayrıca İsviçre, İran, Çin, Rusya, Almanya ve Afganistan gibi ülkelerden de tepkiler geldi.
Trump istihbaratı dinlemedi mi?
Amerikan basını ise Trump'ın krizin başlarındaki "Buna grip gibi davranın", "Çin iyi iş çıkarıyor" ve "Nisan gelince virüs geçer" gibi açıklamalarını anımsatıyor.
Ayrıca Amerikan istihbaratının Çin'deki salgın konusunda Trump'ı ocak ve şubat aylarında uyardığını öne süren basın, Trump'ın elinde imkan varken uyarılara kulak asmadığı ve önlem almakta geciktiği için krizin bu kadar kötüleştiğini savunuyor.
Amerikan kamuoyunda ayrıca, Trump'ın DSÖ'yü hedef tahtasına oturtması, koronavirüs salgınına ilişkin Çin'e yönelik atacağı adımların bir ön habercisi olarak da yorumlandı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com