İSTANBUL
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde, İstanbul'da TRT Ulus ve Digitürk binaları ile Vodafone Arena Stadı'nın ele geçirilmeye çalışılmasıyla ilgili 56'sı tutuklu 94 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.
TRT ve Digitürk'ü basan FETÖ'cüler hakkında iddianame hazırlandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan 318 sayfalık iddianamede, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi, Beşiktaş'taki Vodafone Arena Stadı ile Digitürk binasını ele geçirmeye çalışan 56'sı tutuklu 94 şüpheliden 5'inin, bir firmaya bağlı çalışan teknik personel olduğu kaydedildi.
3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi
Şüphelilerin, "Türkiye Büyük Millet Meclisini, hükümeti ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan da 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, bazı şüphelilerle ilgili de olaylarda yaralananlar olduğu, kamu malına zarar verildiği için, "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "mala zarar verme" gibi suçlardan cezalandırılması da talep edildi.
Kamera kayıtları
Şüphelilerden darbe girişimi gecesi ele geçirilen mühimmat ile aramalarda el koyulan malzemelerin sıralandığı iddianamede, şüphelilerin HTS kayıtlarına da detaylı bir şekilde yer veriliyor.
İddianamede, darbe girişimi akşamında Ulus'taki TRT yerleşkesini ele geçirmeye çalışan örgüt üyelerinin darbe girişimindeki konumlarının ve faaliyetlerinin tespit edilmesi için yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen görüntülere ve bunlara ilişkin raporlar da yer alıyor. Görsellerde, darbe şüphelisi askerlerin binaya giriş-çıkışları ile şüpheli bir kısım askerlerin sivil kıyafet giyerek, kapıdan kaçarken ki görüntüleri de yer alıyor.
Yurtta Sulh grubunda "kalkışmaya katılma" yazışmaları
Harp Akademileri Komutanlığındaki subay ve astsubayların bazılarının kalkışmaya destek verdiği, yerleşkeden helikopter kaldırıldığı, bazı subay ve astsubayların birlik dışında, yasal emir komuta zinciri dışına çıkarak darbe girişiminde aktif görevler aldıkları ve İstanbul'daki kritik noktaların işgalinde görevlendirildikleri ifade edilen iddianamede, kalkışmayı koordine eden "Yurtta Sulh" adlı WhatsApp gurubunda yazışma yapan şahısların, Harp Akademileri içerisinde faaliyet gösteren subaylarına, "bu kalkışmaya katılma" yönünde mesajlar verdiği dile getirildi.
İddianamede, Ulus TRT binasının işgalinde görevlendirilen tutuklu subayların Kara Harp Akademilerinde yapılan görevlendirmeyle başlarındaki öğretim elemanı Binbaşı Hamza Mermer ve 20 kişiden oluşan grup olarak, yasal bir görevlendirme olmaksızın TSK'nın resmi emir-komuta zinciri dışında, kanunsuz bir şekilde Hasdal'da bulunan 6. Motorlu Piyade Alayına giderek alay komutanları olan Müslüm Kaya ve Nebi Gazneli'nin emrine girdikleri vurgulandı.
Şüphelinin cep telefonuna gelen "run" mesajı
TRT Ulus yerleşkesi baskınını gerçekleştiren Harp Akademileri Komutanlığı görevlisi şüpheliler Binbaşı Yüksel Demir ile Yüzbaşılar Melih Can, Hasan Baş, Serkan Filiz ve Ercan Küçük'ün, 6. Alayda görevli Üsteğmen Mustafa Torun, Astsubay Mehmet Rauf Çağmar ve 35 erle birlikte, mühimmatların yüklü olduğu bir kamyon, 3 adet askeri personel taşıyıcıyla TRT Ulus yerleşkesine ulaştıkları aktarılan iddianamede, şüphelilerin, kapıdaki görevli güvenlik görevlilerine, "Terör tehdidi var, binayı süratle boşaltın" diyerek binaya girdikleri, içerideki yaklaşık 40 kadar TRT çalışanına telefonlarını bıraktırdıkları, 4 özel güvenlik görevlisini binada bıraktıkları, tabancalarına el koydukları, iç aydınlatmaları kapattıkları ve binanın kontrolünü ele geçirdikleri ifade edildi.
Binada beklenmesi talimatı alındığı ve saat 22.30 sıralarında TRT binası bahçesinde bulunan piste bir helikopterin indiği anlatılan iddianamede, helikopterden havacı Albay Hüseyin Ergezen ile birlikte 4 subay ve öğrenciden oluşan bir ekibin indiği, takviye geldiklerini belirten Albay Ergezen'in ekibinin TRT Arapça kısmına girdiği, bu arada dışarıda vatandaşların toplanmaya başladığı, Albay Müslüm Kaya'nın talimatıyla Binbaşı Yüksel Demir'in 10 er ve 2 yüzbaşıyı Taksim'e yolladığı, yolun vatandaşlar tarafından kapatılması nedeniyle yine Kaya'nın emriyle geri TRT binasına döndükleri, nizamiye önünde toplanan vatandaşların dağılmaları için havaya ateş açtıkları, içeriye girip havacı albay Hüseyin Ergezen'e durumu bildirdiği, Ergezen'in, "Genelkurmay'ın emri var bekleyeceğiz" dediği, sabah saatlerinde polis araçlarının geldiği, saat 05.00 sıralarında cep telefonuna "run" yazılı bir mesaj atıldığı ve saat 07.45 sıralarında polis ekiplerine teslim oldukları bilgisi verildi.
İddianamede, havacı Albay Hüseyin Ergezen, Metin Mustafa Ateşoğlu, Astsubay Mustafa Altındal ile öğrenci Erhan Aka ve Cahit Canoğlu'nun ise buradan temin ettikleri sivil kıyafetlerle, sabah saat 06.00 sularında uzun namlulu silahlarını bırakarak olay yerinden kaçtıklarının tespit edildiği vurgulandı.
Helikopterle gidenler
Bakırköy'deki Hava Harp Okulunda darbe girişimi öncesinde koordinasyon toplantılarının yapıldığı ve darbe girişimini yöneten "Yurtta Sulh" adlı WhatsApp grubu üyesi asker şahısların 14 Temmuz günü burada düzenlenen toplantıya katıldığına dikkat çekilen iddianamede, darbe girişimi esnasında Harp Akademileri ve Harp Okulundan helikopterlerin kaldırıldığı ve dışarıya görevlendirmelerin yapıldığı hususlarının tespit edildiği de dile getirildi.
Hava Harp Okulunda görevli subay, astsubay ve öğrencilerin bir kısmının, 13 Temmuz'daki yıl sonu tatbikatı için Yalova'daki tatbiki eğitim kampında bulunduğu, bir kısmının da Bakırköy Yeşilköy Hava Harp Okulunda görevli olduğu aktarılan iddianamede, 15 Temmuz günü öğrenci alay komutanı olan Albay Hüseyin Ergezen'in Yalova'da bulunan filo komutanlarını topladığı, toplantıda 'İstanbul'a gideceklerini' bildirdiği, öğrenci ve komutanlarının bir kısmının oradan hakkında ayrı soruşturmalar yürütülen Üsteğmenler Kerime Yıldırım ve Tuncay Yıldırım'ın kullandığı helikopterlerle, bir kısmının ise otobüslerle İstanbul'a geri döndüğü kaydedildi.
İstanbul'daki Harp Okulu öğrencileri, subay ve astsubaylarının ise okula geri çağrıldıkları ve burada silahlarla mühimmatlarla tam teçhizat kuşandıkları anlatılan iddianamede, Atatürk Havalimanı VIP bölümündeki askeri pistte önceden hazırlanan 5-6 helikopterin 3'üne subay ve öğrencilerin dağıtıldığı, 2 helikopterin peş peşe havalandığı, birinci helikopterin pilotunun Üsteğmen Kerime Yıldırım olduğu, bu helikoptere öğrenci alay komutanı Hüseyin Ergezen ile birlikte 3 subay, bir astsubay ile 5 öğrencinin bindiği, bu grubun direk TRT Ulus yerleşkesi arka kısmında bulunan atıl konumdaki askeri alana iniş yaptığı, şahısların helikopterden inerek TRT binasına gittikleri ve helikopterin buradan boş olarak havalandığı ifade edildi.
"TV yayınlarını kesecek teknik ekibi Ümraniye'den aldılar"
İddianamede, Binbaşı Ali Akkaş ve Teğmen Mustafa Bostan ile Harbiyeli öğrencilerden oluşan 16 kişilik grubun ikinci helikopterle, Harp Akademileri Komutanlığından çıkış yapan Albay Hamdi Acar, Üsteğmenler Erkan Demir, Alper Soydan ve Murat Bilgen'in de daha önceden Anadolu yakasına geçtiklerine işaret edilerek, şüphelilerin Digitürk ve TRT yayınlarının kesilmesini sağlayacak 6 kişiden oluşan sivil teknik personeli almak üzere Ümraniye'ye gittikleri bildirildi.
Vatandaşların sokağa çıkması ve yolların trafiğe kapanması üzerine ikinci helikopterin, Albay Hamdi Acar'ın ekibiyle teknik ekibi almak üzere Ümraniye'deki Casper Plaza adlı iş yerinin çatısında bulunan piste indiği belirtilen iddianamede, bu sırada askerleri ve helikopteri gören vatandaşların bina önünde toplandıkları, tepki gösteren vatandaşların üzerine ateş açıldığı ve 2 kişinin yaralandığı kaydedildi. Burada bulunan şüpheli 6 teknik personelin helikopterle TRT'nin Ulus yerleşkesine götürüldüğü kaydedilen iddianamede, şüpheli 6 askerden birinin halen firari olduğu ve kimliğinin tam olarak tespit edilemediği için dosyasının ayrıldığı anlatıldı.
Sivil teknisyenler darbe gecesi bir evde toplanmış
İddianamede, TRT Ulus binasına bırakılan şüpheli sivil şahıslar Harun Şahin, Selami Çolak ve Niyazi Akalın isimli şahısların TRT Ulus binasına getirilme nedenlerinin, oradaki yayınların kesilmesini sağlamak ve ayrıca oradaki askerlerin darbe teşebbüsü eylemine yardımcı olmaları amacıyla olduğu vurgulanarak, ''Söz konusu sivil şahıslar olay tarihinden önce birbirlerini tanıyan, aynı şirketlerde çalışmış FETÖ silahlı terör örgütüne mensup şahıslar olup, o gün de zaten daha önceden darbe teşebbüsünden haberdar oldukları, Niyazi Akalın’ın Ümraniye'deki evinde bu amaçla toplanmışlardır. Zaten darbe teşebbüsü eyleminin saat 21.30 sıralarında başladığı düşünülürse ismi geçen teknik personel olan sivil şahısların Ümraniye'deki evlerinden geceleyin 00.00 sıralarında alındıkları, alındıkları saatte darbe teşebbüsünden haberdar oldukları ve özellikle darbe teşebbüsünde bulunan terörist gruba destek olmak ve onların eylemlerini kolaylaştırmak ve onlarla birlikte hareket etmek için eyleme katıldıkları tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, söz konusu şüphelilerin de diğer asker konumundaki şüphelilerle aynı suçları birlikte işledikleri ve aynı suçlardan dolayı tutuklu bulundukları anlaşılmaktadır.'' denildi.
Gasp edilen İETT aracıyla Digitürk işgali
Albay Hamdi Acar'ın, daha önce birinci helikopterle gelen alay komutanı Hüseyin Ergezen'in ekibiyle, Niyazi Akalın, Harun Şahin ve Seyfullah Genç adlı sivil 3 teknik personel ile birlikte binaya girdiği, geri gelen Acar'ın tekrar helikoptere binerek diğer teknik personel Ömer Şanlı, Selami Çolak ve açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen "Çağrı" kod adlı 3 sivil şahısla beraber buradan havalanarak Vodafone Arena stadına iniş yaptığı bilgisi verilen iddianamede, şu ifadeler yer buldu:
"Ayrıca Kerime Yıldırım yönetimindeki birinci helikopterin TRT Ulus yerleşkesinden ayrıldıktan sonra Atatürk Havalimanı VİP bölümüne geri indiği, buradan Yüzbaşı Fatih Aksoy ve beraberindeki 11 öğrenci ile birlikte kalkarak Vodafone Arena stadına iniş yaptıkları, dolayısıyla Vodafone Arena Stadına toplam 3 helikopterin iniş yaptığı, 2 sorti ile toplam 43 asker ve 3 sivil teknik personeli buraya bıraktığı, bunların iniş amacının Digitürk binasının ele geçirilmesi ve yayınların kesilmesi olduğu, bu şahısların Albay Hamdi Acar ve Binbaşı Ali Akkaş önderliğinde statta toplandığı, Acar ve Akkaş tarafından stat kapılarına zarar verilmek sureti ile açtıkları, stattan Digitürk binasını işgal amaçlı dışarı çıktıkları, Digitürk binasına ulaşım amacıyla yoldan geçmekte olan bir İETT otobüsünün havaya ateş edilmek sureti ile durdurulduğu, yine burada durdurulan bir sivil cipe Üsteğmen Erkan Demir ve 3 sivil teknik personelin bindiği, diğerlerinin de gasp edilen İETT otobüsü ve şoförü ile birlikte Digitürk binasına yakın bir alana geldiği, buradan yürüyerek Digitürk binasına gidildiği, buranın işgal edildiği, ele geçirildiği, yayını durdurma amacıyla faaliyetler yürütüldüğü, Digitürk personeline yayının kesilmesi için baskı yapıldığı, bağırıldığı, yayın kesilemeyince Binbaşı Ali Akkaş tarafından içerideki cihazlara ateş edildiği, daha sonra gelen polis ekiplerinin yapmış olduğu yoğun müzakerelerden sonra şüphelilerin yakalandığı hususları tespit edilmiştir."
Şüpheli, tanık ve mağdurlardan alınan ifadelere de yer verilen iddianamede, şüpheli er B.K. ifadesinde, olay yerinde iken şüpheli Teğmen Mustafa Torun'un ''Kendi anam babam gelse sıkarım siz de sıkın'' diye emir verdiğini, kendisinin ateş etmeyeceğini söylediğinde ise teğmenin ''sen vatan hainisin'' dediğini belirterek, ayrıca kendisi ve arkadaşlarının kapının önünde toplanan halkın kim olduğunu sorduğunda, bir yüzbaşının ''Bunlar PKK'lı bir kısmı da paralelci'' şeklinde cevap verdiğini anlattı.
Muhabir: Murat Kaya/Muhammed Enes Can