Ä°STANBUL (AA) - Libya'nın doÄŸusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in baÅŸkent Trablus'tan çekilmek için Ulusal Mutabakat Hükümeti'nden (UMH) "güvence ve devlette önemli bir göreve getirilme" talebi, Trablus'un güneyinde yaÅŸadığı hezimetlerin ardından "onurlu bir çıkış arayışı" ÅŸeklinde deÄŸerlendiriliyor.
BirleÅŸmiÅŸ Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, geçen günlerde Fransız Liberation gazetesine verdiÄŸi röportajda, Hafter'in Trablus'tan çekilmek için UMH'den "güvence ve devlette önemli bir göreve getirilme" talebi olduÄŸunu dile getirdi.
BM, basında geniÅŸ yankı uyandıran bu ifadeden kaçınmaya çalışsa da Hafter'in sözcüsü Ahmed el-Mismari "Hafter'in hiçbir zaman makam pazarlığı yapmadığı ve yapmayacağı" açıklamasında bulundu.
Buna karşın Giryan kentindeki yenilgi ve UMH güçlerinin baÅŸkentin güneydoÄŸusundaki Terhune kentinin idari sınırına doÄŸru ciddi ilerleme kaydetmesinin ardından sahadaki yaÅŸanan gerçekler, Hafter güçlerinin bocaladığını gözler önüne seriyor.
Hafter'in baÅŸkent Trablus'tan çekilmek için güvence ve devlette önemli bir göreve getirilme talebi de yaÅŸadığı hezimetlerin ardından "onurlu bir çıkış arayışı" olarak nitelendiriliyor.
Trablus savaşında 3 aÅŸamaHafter güçleri ve uluslararası meÅŸruiyete sahip UMH birlikleri arasında Trablus ve çevresinde 5 ayı aÅŸkın süredir devam eden çatışmalar 3 aÅŸamada ele alınabilir.
Hafter güçlerinin ülkenin batısındaki birçok kenti ele geçirdiÄŸi ilk aÅŸamayı, UMH birliklerinin toparlanıp kaybedilen bölgelerde yeniden denetimi saÄŸlamaya baÅŸladığı ikinci aÅŸama takip ediyor.
Üçüncü aÅŸamada ise UMH birliklerinin saldırı, Hafter güçlerinin de savunmaya geçtiÄŸi görülüyor.
Hafter güçlerinin hızlı ilerleyiÅŸiHafter güçleri 4 Nisan'da baÅŸlatılan Trablus saldırısı kapsamında ülkenin batısındaki kentlerin büyük bölümünü ele geçirdi. Sabrata, Surman, Giryan ve Terhune kentleri rekor sayılacak bir hızla savaÅŸmadan Hafter güçlerinin kontrolüne girdi.
Saldırının ilk haftasında Trablus'un güneyindeki VerÅŸefane bölgesinde yer alan Aziziye, Zehra, Saidiye ve Amiriyye kentleri kontrol altına alındı.
Terhune 9. Tugayı'nın katılımı Hafter'in elini güçlendirdi. Hafter güçleri, Terhune'deki tugaya ait birliklerle baÅŸkente doÄŸru ilerledi ve bu eksendeki Suk el-Hamis, Suk es-Sebt, Suk el-Ehad, Es-Sebia beldelerini ele geçirdi.
Trablus'un güney mahalleleri tek tek düÅŸüyordu ve doÄŸudan gelen bu ilerlemeyi püskürtecek bir güç yok gibi görülüyordu. Kasr Bin GaÅŸir Mahallesi'nin ardından Hafter güçleri Ayn Zara ve Vadi er-Rebi mahallelerinde büyük ilerleme kaydetti. Daha sonra, bölgedeki bazı uyuyan hücrelerin de Hafter güçlerine destek vermesiyle Es-Sevani Mahallesi ele geçirildi.
Hafter güçlerinin ilerlemesini stratejik önemdeki eski Trablus Havalimanı'na yönelik saldırı takip etti. Hafter'in saldırısından birkaç gün sonra Trablus adeta son nefesini vermeye hazırlanan yaralı bir av gibiydi.
UMH birliklerinin saldırıları püskürtmesiSaldırıların ikinci haftasında Trablus'un doÄŸusundaki Misrata, batısındaki Zaviye ve Zintan kentlerinden UMH birliklerine destek ulaÅŸmaya baÅŸlayınca baÅŸkent rahat bir nefes aldı. Aynı zamanda doÄŸudan gelen Hafter güçleri durduruldu ve baÅŸkentin merkezi çevresinde savunmaya geçildi.
Ä°kinci aÅŸamada ise saldırının başında kaybettiÄŸi bölgeleri geri almaya baÅŸlayan UMH güçleri, Aziziye baÅŸta olmak üzere VerÅŸefane bölgesindeki beldelerde yeniden kontrolü saÄŸladı. Eski havalimanı yakınlarındaki Sevani Mahallesi de Hafter güçlerinden kurtarıldı.
UMH birlikleri bu dönemde ayrıca Hafter güçlerinin havadan ve karadan bin kilometrelik tedarik hattını kesti. Hafter güçlerinin mühimmat deposu olarak kullandığı Cufra Hava Üssü hedef alındı. Mühimmat ve yakıt eksikliÄŸi çeken Hafter güçlerinin, çatışmaların ön cephelerinde yaÅŸadığı sıkıntılar daha da arttı.
Bu durum, Hafter güçlerinin birçok cephede teslim olmasını, motivasyonlarındaki düÅŸüÅŸü ve bir kısmının çatışma bölgelerinden doÄŸudaki ailelerinin yanına kaçmasını da açıklıyor.
Trablus savaşını neredeyse birkaç gün içinde sona erdirmenin eÅŸiÄŸine gelen Hafter güçleri, aylardır sivillerin ve göçmenlerin ölümüne yol açan hava saldırıları dışında elle tutulur herhangi bir ilerleme elde edemedi.
Sivil ve göçmenleri hedef alan bu saldırılar, Hafter ve komutanlarını, Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) savaÅŸ suçları nedeniyle yargılanma tehdidiyle karşı karşıya getirdi, Fransa baÅŸta olmak üzere uluslararası müttefiklerini zor durumda bıraktı.
Hafter batı eksenindeki tüm cephelerde (Sevani, Zehra, Aziziye, Kerimiyye, Saidiye, Amiriyye, Hira) geriledi. Bu baÄŸlamda kırılma noktası niteliÄŸindeki geliÅŸme, Hafter güçlerinin, operasyon merkezi niteliÄŸindeki baÅŸkentin güneyinde yer alan Giryan'ı 26 Haziran'da sürpriz bir saldırı sonucunda kaybetmesiydi.
Hafter güçlerinin saldırıdan savunmaya geçiÅŸiHafter birliklerinin saldırılarını durdurduktan sonra kaybettiÄŸi bölgeleri yeniden ele geçirmeye baÅŸlayan UMH güçleri, üçüncü aÅŸamada Hafter'e ait bölgelere yönelik saldırılar düzenlemeye baÅŸladı. Hafter güçleri de saldırıdan savunma pozisyonuna geçti.
AÄŸustos ayının ilk günlerinde UMH birlikleri Trablus'un doÄŸusundaki bölgelerden baÅŸkentin güneydoÄŸusundaki Terhune'nin eteklerine kadar ilerledi ve ilk kez 9. Tugayı ÅŸehrin idari sınırlarının dışına kadar geri çekilmek zorunda bıraktı.
UMH birlikleri daha önce görülmemiÅŸ ÅŸekilde Terhune ve çevresinde yer alan 9. Tugay'ın mevzilerine yönelik saldırılarını yoÄŸunlaÅŸtırdı.
Buna karşın 9. Tugay da baÅŸkentte nüfusun yoÄŸun olduÄŸu bölgelere havadan saldırdı ve UMH birliklerinden alıkoyduÄŸu askerleri ölümcül iÅŸkencelere maruz bıraktı.
Terhune'de kadim askeri taktiÄŸinin uygulanmasıUMH'nın ana hedefi Hafter güçlerini baÅŸkentin güney banliyölerinden uzaklaÅŸtırmak olsa da Terhune kilit nokta özelliÄŸi taşıyor. Giryan'ı kaybettikten sonra Hafter güçlerinin yoÄŸun harekat merkezi olarak öne çıkan Terhune'de denetimin saÄŸlanması, Hafter güçlerinin ön cephesinin doÄŸal olarak yıkılması anlamına gelecektir.
Terhune ele geçirildiÄŸinde Hafter güçleri artık tüm cephelerden kuÅŸatılmış, mühimmat yolları kapatılmış olacak. Böylece 9. Tugay kendi ÅŸehrini korumak için birliklerini baÅŸkent Trablus'tan geri çekmek zorunda kalacak.
Bu, M.Ö. 218-201 yıllarında Kartaca Savaşı'nda Romalıların, Kartacalıların komutanı Hannibal'e karşı tedarik ulaşımını engelleyerek savaÅŸta galip geldiÄŸi askeri taktiÄŸi hatırlatıyor.
Terhune'ye yönelik saldırı ayrıca UMH'nin baÅŸkentini de kurtaracak. Böylece savaÅŸ meydanı Trablus'un güney banliyölerinden Terhune'nin mahalle ve sokaklarına doÄŸru yön deÄŸiÅŸtirecek.
Terhune cephesindeki son durumTerhune, neredeyse kuÅŸatılmış durumda. UMH birlikleri Terhune ile Kasr bin GaÅŸir ve eski havalimanı arasındaki tedarik hattını kesmek için kuzeyde El-Kura Boli'den, batıda Es-Sebia ve Suk el-Hamis beldelerinden saldırılar düzenleyerek baskı yapıyor.
UMH birlikleri Terhune'ye ayrıca doÄŸu cephesindeki Misellata kentinden de saldırıp, Terhune ile güneydeki Beni Velid arasındaki tedarik hattını kesebilir.
Terhune sakinleri, baÅŸkente yönelik saldırıların baÅŸlamasından bu yana yakıt eksikliÄŸinin yanı sıra 4 aydır su sıkıntısı yaşıyor. Bunun yanı sıra kentte finansal açıdan da sorunlar yaÅŸanıyor. Çatışmaların devam etmesi, havalimanı ya da deniz ulaşımı bulunmayan kentin kuÅŸatılmışlık durumunu daha da artırıyor.
Terhune cephesinin düÅŸmesi ayrıca UMH'nin hava üssüne sahip Beni Velid'deki kontrolü yeniden saÄŸlaması için de kilit öneme sahip. Trablus'un güneyindeki Beni Velid'den stratejik önemdeki Cufra Hava Üssü'ne saldırı düzenlenebileceÄŸi gibi ülkenin güneybatısında yer alan Fizan bölgesinde bulunan kent ve belediyelerdeki Hafter denetimi sonlandırılabilir.
Hafter'in güney bölgelerdeki durumuÖte yandan Hafter güçleri, ülkenin güneybatısındaki Fizan'da yer alan Merzuk kentinde yoÄŸun hava saldırılarına raÄŸmen denetimi saÄŸlayamadı. Merzuk kentindeki bu baÅŸarısızlık, Hafter'in Fizan bölgesindeki kontrolünün "kırılganlığının" göstergesi sayılabilir.
UMH birliklerinin güney kabileleriyle anlaÅŸması durumunda bu geniÅŸ ve seyrek nüfuslu bölgeyi geri alması çok da zor olmayabilir. Özellikle Hafter'in birliklerinin önemli bir kısmını, Trablus'a yoÄŸunlaÅŸmak için kuzeye doÄŸru çektiÄŸi göz önüne alındığında.
Hafter ve müttefik tugayların durumuTrablus ve çevresinde 5 ayı geride bırakan çatışmalara bakınca Hafter'in daha önce müjdesini verdiÄŸi "yakın zafer" yolunda olmadığı görülüyor.
Hafter'in ülkenin doÄŸusundan gelen birliklerinin savaÅŸ coÅŸkusunu kaybettiÄŸi ve evlerine dönmek istediÄŸi gözlemleniyor.
Zintan Tugayları ise Trablus'a yönelik saldırılarda ikiye bölünmüÅŸ durumda. Bu, içlerinde bir infiale yol açabilir ve Terhune'de patlak verecek iç savaÅŸtan da kentteki hiç kimse kurtulamaz.
VerÅŸefane Tugayları da tüm kent ve beldelerde maÄŸlubiyet yaÅŸadı. Hafter müttefiÄŸi VerÅŸefane Tugay komutanları aynı safta yer alan Terhune 9. Tugayı'nın kentlerine yönelik gerçekleÅŸtirdiÄŸi hava saldırısıyla ihanete uÄŸradı.
Karşı karşıya olduÄŸu askeri tablo çok iç açıcı görünmeyen Hafter'in üzerindeki uluslararası baskı da artıyor. Fransa, sunduÄŸu destekte geri adım atarken, Mısır, bu kan kaybeden savaÅŸta yer almak istemiyor.
BirleÅŸik Arap Emirlikleri'nin (BAE) durumu ise merak konusu. BAE'nin kurucusu merhum Åžeyh Zayid'in, Libya'ya uluslararası ambargo uygulandığı dönemde kurduÄŸu iliÅŸkilerin "ahlaki mirasını" Abu Dabi'nin nereye kadar kullanacağı bilinmiyor.
Fransız gazetesinin, Selame'den naklettiklerinin ne derece doÄŸru olduÄŸu bilinmez ama Hafter'in önünde kendisi, birlikleri ve ülkesini en kötü senaryodan kurtarmak için müzakere dışında bir yol kalmadığı görülüyor.