CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "TBMM Başkanının mutlaka ama mutlaka liderlerle bir toplantı yapması lazım. Her siyasi parti liderinin sorumluluğu vardır. Terör konusunda bütün siyasi partilerin birlikte hareket etmesi lazım" dedi.
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Kılıçdaroğlu, PM toplantısı öncesi yaptığı konuşmada, terör olaylarına değinerek, "Sadullah Ergin Adalet Bakanı, 26 Ocak 2013, ’Öcalan bölgenin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor’ diyor. Kazara bir CHP’li böyle dese şimdi kıyamet kopmuştu. Yiğit Bulut, jöleli, ’Abdullah Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor.’ Lafa bakın. Kazara bunu CHP’li deseydi yer gök inlemişti. 19 Temmuz 2013, AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, ’Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor.’ Senin okumadığın yerde o okuyor demek ki. Bunu bir CHP’li söyleseydi 50 tane iftira atılırdı. 31 Ocak 2014, Mehmet Metiner, AK Parti Milletvekili, ’Öcalan Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor.’ İyi analar ağlıyor, o demokrasiye katkı sağlıyor. Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı, ’Öcalan’ın düşünceleri bizimde düşüncelerimiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kendisiyle hesaplaştırdık’. Bizim bir üyemiz bunları söyleseydi. Efkan Ala, İçişleri Bakanı, 7 Haziran 2014, ’PKK ile AKP doğrudan görüşüyor.’ Daha ne desin, yardım ve yataklıkta delil mi arıyorsunuz. Yalçın Akdoğan, ’Öcalan’ın olayları okuma tecrübesi var.’ Sende olmadığına göre gidip ders al diyorsun. Şehirler silah deposuna döndürülürken sen oturuyordun orada bunlara övgü düzüyordun. Bunlar hakkında bir savcı soruşturma açtı mı?" ifadelerini kullandı.
"YÜREKLİ, NAMUSLU, CESUR, ANASINDAN HELAL SÜT EMMİŞ BİR SAVCI İSTİYORUM"
"Bütün savcılara sesleniyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Unvanında Cumhuriyet olan savcılara sesleniyorum. İçinizde bir tane adam gibi adam, bir hukukçu, namuslu bir hukukçu, bunları soruşturacak yürekli bir adam, çocuklarına iyi bir miras bırakacak cumhuriyet savcısı istiyorum. Yürekli, namuslu, cesur, anasından helal süt emmiş bir savcı istiyorum. Böyle bir rezaleti Türkiye Cumhuriyeti yaşamadı. Bir siyasal iktidarın kölesi olmak Cumhuriyet savcılarına yakışmaz" dedi.
"TBMM BAŞKANININ MUTLAKA AMA MUTLAKA LİDERLERLE BİR TOPLANTI YAPMASI LAZIM"
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her seferinde bir düşman yaratıp kendi sorumluluklarını halkın gözünden kaçırmak istiyorlar. Hitler taktiğidir bu. Ne yapmalıyız? Bir, Türkiye kurucu ayarlarına, cumhuriyet kurulurken hangi ayarlarla kurulduysa aynı ayarlara dönmek zorundadır. Dış politikasını Türkiye 180 derece değiştirmelidir. Durup dururken ne oldu da Suriye’de böyle bir kavga çıktı. Arap Birliği Türkiye’deki bürosunu kapattı. Bunların çok güvendiği Katar’ın ve Suudi Arabistan’ın da imzası var onların altında. Arap Birliği Türkiye’deki bürosunu niye kapatır? Çünkü bütün Araplar Türkiye’yi artık düşman görüyorlar. TBMM bu olaya el koyması lazım. TBMM Başkanını ziyaret ettik. Düşüncelerimizi kendisiyle paylaştık. Türkiye bu yükü daha fazla kaldıramaz. TBMM Başkanının mutlaka ama mutlaka liderlerle bir toplantı yapması lazım. Her siyasi parti liderinin sorumluluğu vardır. Türkiye’ye karşı sorumluluğu vardır. Bu sorumluluktan kimse kaçmamalıdır, kaçamaz. Bu mesele ulusal sorun, milli sorun haline gelmiştir. Terör konusunda bütün siyasi partilerin birlikte hareket etmesi lazım. Anayasanın 112. maddesi çalıştırılmalı. Türkiye bu beladan kurtulacaksa sorumlu olanların siyasetten ayrılması lazım. Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum, Türkiye’yi bu batağın içine çeken, gerekli önlemleri almayan, zafiyeti yaratan sorumlu kimse ya görevden al ya da o da namusuyla ayrılsın görevden. Bu erdemi göstermeyen kişinin ülkeyi yönetmeye hakkı yoktur. Kabadayılıkla ülke yönetilemez."
"BEN TERÖRLE YAŞAMAYA MECBUR DEĞİLİM"
Devlette liyakat sisteminin gerektiğini ve işin ehline verilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Liyakat esasının olmadığı yerde devlet olmaz. Terörle yaşamayı öğretmeye çalışıyorlar bize. Terörle yaşayacağız diyorlar. Kendi kanallarında, gazetelerinde söylüyorlar bunu. İyi de bizim terörle yaşama dileğimiz yok. Biz kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Birilerinin beceriksizliğini halka neden fatura ediyorsunuz. Ben bu iktidarla yaşamaya mecbur değilim. Ben terörle yaşamaya mecbur değilim. Ben ülkemde vatandaşlarımla beraber huzur içinde, barış içinde yaşamak istiyorum. Çocuğumla, karımla, torunumla rahatça gezmek istiyorum. 14 yılda ülkeyi bu hale getirdiler. Çünkü bunların kafasında uygarlık, medeniyet diye bir kavram yoktur. Hepimize görev düşüyor" dedi.
(İHA)
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Kılıçdaroğlu, PM toplantısı öncesi yaptığı konuşmada, terör olaylarına değinerek, "Sadullah Ergin Adalet Bakanı, 26 Ocak 2013, ’Öcalan bölgenin reel politiğini sağlıklı değerlendiriyor’ diyor. Kazara bir CHP’li böyle dese şimdi kıyamet kopmuştu. Yiğit Bulut, jöleli, ’Abdullah Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor.’ Lafa bakın. Kazara bunu CHP’li deseydi yer gök inlemişti. 19 Temmuz 2013, AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, ’Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor.’ Senin okumadığın yerde o okuyor demek ki. Bunu bir CHP’li söyleseydi 50 tane iftira atılırdı. 31 Ocak 2014, Mehmet Metiner, AK Parti Milletvekili, ’Öcalan Türkiye’nin demokrasisine katkı sağlıyor.’ İyi analar ağlıyor, o demokrasiye katkı sağlıyor. Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı, ’Öcalan’ın düşünceleri bizimde düşüncelerimiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kendisiyle hesaplaştırdık’. Bizim bir üyemiz bunları söyleseydi. Efkan Ala, İçişleri Bakanı, 7 Haziran 2014, ’PKK ile AKP doğrudan görüşüyor.’ Daha ne desin, yardım ve yataklıkta delil mi arıyorsunuz. Yalçın Akdoğan, ’Öcalan’ın olayları okuma tecrübesi var.’ Sende olmadığına göre gidip ders al diyorsun. Şehirler silah deposuna döndürülürken sen oturuyordun orada bunlara övgü düzüyordun. Bunlar hakkında bir savcı soruşturma açtı mı?" ifadelerini kullandı.
"YÜREKLİ, NAMUSLU, CESUR, ANASINDAN HELAL SÜT EMMİŞ BİR SAVCI İSTİYORUM"
"Bütün savcılara sesleniyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Unvanında Cumhuriyet olan savcılara sesleniyorum. İçinizde bir tane adam gibi adam, bir hukukçu, namuslu bir hukukçu, bunları soruşturacak yürekli bir adam, çocuklarına iyi bir miras bırakacak cumhuriyet savcısı istiyorum. Yürekli, namuslu, cesur, anasından helal süt emmiş bir savcı istiyorum. Böyle bir rezaleti Türkiye Cumhuriyeti yaşamadı. Bir siyasal iktidarın kölesi olmak Cumhuriyet savcılarına yakışmaz" dedi.
"TBMM BAŞKANININ MUTLAKA AMA MUTLAKA LİDERLERLE BİR TOPLANTI YAPMASI LAZIM"
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her seferinde bir düşman yaratıp kendi sorumluluklarını halkın gözünden kaçırmak istiyorlar. Hitler taktiğidir bu. Ne yapmalıyız? Bir, Türkiye kurucu ayarlarına, cumhuriyet kurulurken hangi ayarlarla kurulduysa aynı ayarlara dönmek zorundadır. Dış politikasını Türkiye 180 derece değiştirmelidir. Durup dururken ne oldu da Suriye’de böyle bir kavga çıktı. Arap Birliği Türkiye’deki bürosunu kapattı. Bunların çok güvendiği Katar’ın ve Suudi Arabistan’ın da imzası var onların altında. Arap Birliği Türkiye’deki bürosunu niye kapatır? Çünkü bütün Araplar Türkiye’yi artık düşman görüyorlar. TBMM bu olaya el koyması lazım. TBMM Başkanını ziyaret ettik. Düşüncelerimizi kendisiyle paylaştık. Türkiye bu yükü daha fazla kaldıramaz. TBMM Başkanının mutlaka ama mutlaka liderlerle bir toplantı yapması lazım. Her siyasi parti liderinin sorumluluğu vardır. Türkiye’ye karşı sorumluluğu vardır. Bu sorumluluktan kimse kaçmamalıdır, kaçamaz. Bu mesele ulusal sorun, milli sorun haline gelmiştir. Terör konusunda bütün siyasi partilerin birlikte hareket etmesi lazım. Anayasanın 112. maddesi çalıştırılmalı. Türkiye bu beladan kurtulacaksa sorumlu olanların siyasetten ayrılması lazım. Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum, Türkiye’yi bu batağın içine çeken, gerekli önlemleri almayan, zafiyeti yaratan sorumlu kimse ya görevden al ya da o da namusuyla ayrılsın görevden. Bu erdemi göstermeyen kişinin ülkeyi yönetmeye hakkı yoktur. Kabadayılıkla ülke yönetilemez."
"BEN TERÖRLE YAŞAMAYA MECBUR DEĞİLİM"
Devlette liyakat sisteminin gerektiğini ve işin ehline verilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Liyakat esasının olmadığı yerde devlet olmaz. Terörle yaşamayı öğretmeye çalışıyorlar bize. Terörle yaşayacağız diyorlar. Kendi kanallarında, gazetelerinde söylüyorlar bunu. İyi de bizim terörle yaşama dileğimiz yok. Biz kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. Birilerinin beceriksizliğini halka neden fatura ediyorsunuz. Ben bu iktidarla yaşamaya mecbur değilim. Ben terörle yaşamaya mecbur değilim. Ben ülkemde vatandaşlarımla beraber huzur içinde, barış içinde yaşamak istiyorum. Çocuğumla, karımla, torunumla rahatça gezmek istiyorum. 14 yılda ülkeyi bu hale getirdiler. Çünkü bunların kafasında uygarlık, medeniyet diye bir kavram yoktur. Hepimize görev düşüyor" dedi.
(İHA)