GAZÄ°ANTEP (AA) - Eski Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Ali BardakoÄŸlu, "Bugün artık bizim ilahiyat bilimlerini yeni baÅŸtan düÅŸünmemiz ve toplumu kuÅŸatan, toplumun sorunlarını kuÅŸatan bir Ä°slami ilim müfredatı oluÅŸturmamız lazım." dedi.
BardakoÄŸlu, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ile Gaziantep BüyükÅŸehir Belediyesi ve Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığınca, GAÜN Mavera Kongre ve Sanat Merkezi'nde düzenlenen "Günümüz Türkiye'sinde Ä°slam ve Müslümanlık" konulu panelde konuÅŸtu.
Sahabenin, Kur'an-ı anlama ve aktarmada, Hazreti Peygamberi tanımlamada, sünneti anlatmakta hata etmediÄŸini ve olduÄŸu gibi bugüne aktardığını dile getiren BardakoÄŸlu, bu konuda küçük bir problem ortaya çıktığını belirtti. BardakoÄŸlu, ÅŸöyle devam etti:
"O da sahabe nesli, Kur'an-ı, Hazreti Peygamber'in sünnetini yaÅŸayarak, tecrübe ederek, karşı karşıya kaldıkları olaylar akabinde gelen uyarıları dikkate alarak, bir eÄŸitim sürecinde ve bir hitap gibi algılamışken, daha sonraki nesillere bu bir rivayet ÅŸeklinde, metin ÅŸeklinde geldi. Ä°slam, yeni coÄŸrafyalara yayıldıkça Müslümanlar, yeni ÅŸartlara göre yeni yorumlar yapmak, dini bilgi etrafında yeni bilgiler, yeni yorumlar geliÅŸtirmek zorundaydı. Böyle olunca dini bilgi ve dini bilgiye dair bilgiler, kendiliÄŸinden ayrıldı. Dini bilgi denilince biz Kur'an-ı Kerim'i ve Peygamber Efendimizin sünnetini, o diyalektik iliÅŸki içinde verdiÄŸi mesajı kastediyoruz.
Dini bilgiye dair bilgide de daha sonra Ä°slam ümmetinin farklı coÄŸrafyalarda, farklı zaman dilimlerinde ürettiÄŸi yeni bilgiyi, yorumu, kavli, zannı, görüÅŸü kastediyoruz. Ä°slamiyet'in metinleÅŸmiÅŸ bu kaynakları, daha sonraki nesillere metin olarak aktarılan bu kaynaklar üzerinde Müslümanlar yorumladılar, bugünkü moda tabirle güncellediler, anlamaya çalıştılar, kendi dünyalarına getirdiler. Adeta Kur'an-ı Kerim, tekrar o metinle kendi dünyalarına yeniden izal oldu. Hazreti Peygamber kendi dünyalarında tekrar yaÅŸatıldı."
"Yolun sonuna geldik ve duvara tosladık""Bugün artık bizim ilahiyat bilimlerini yeni baÅŸtan düÅŸünmemiz ve toplumu kuÅŸatan, toplumun sorunlarını kuÅŸatan bir Ä°slami ilim müfredatı oluÅŸturmamız lazım." diyen BardakoÄŸlu, "Bugün artık dini ilimlerin, Ä°slami ilimlerin içeriÄŸi, müfredatı bu dünyaya cevap vermekte hayli geri kalmış, adeta arkeoloji ile uÄŸraÅŸan, 'geçmiÅŸ dönemlerde biz ÅŸöyle bir medeniyet kurmuÅŸtuk.' diye geçmiÅŸe öykünmekle yetinen bir oyalama içinde. Ä°slami bilimler bugün topluma bir ÅŸey verme kabiliyetini yavaÅŸ yavaÅŸ yitirmeye baÅŸlamıştır." ifadelerini kullandı.
Bardakoğlu, şunları kaydetti:
"Biz yavaÅŸ yavaÅŸ müfredatın ilgilendiÄŸi konuları, ilgilenme tarzını, yorum tarzını yeniden düÅŸünmek zorundayız. Günümüz Müslümanlığını, 21. yüzyıl Müslümanlığını Kur'an ve sünnet ışığında yeniden gözden geçirip daha iyi Müslümanlık profili ortaya koymak istiyorsak o zaman bunu yapmak zorundayız. 50 küsur Ä°slam ülkesiyiz. Yolun sonuna geldik ve duvara tosladık. Biz Allah'ın ve Resulü'nün razı olduÄŸu bir ümmet olmak zorundayız. Allah'ın ve Resulü'nün gösterdiÄŸi çizgide bir ümmet, bir dindarlık, Müslümanlık oluÅŸturmak zorundayız."
Prof. Dr. GörmezEski Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de gençlerin dünyalarına giremediklerini, onların sorularına cevap veremediklerini söyledi.
"Diyanet nöbetinin" ardından pek çok gençle bir araya geldiÄŸini dile getiren Görmez, "Gördüm ki biz hocalar sadra ÅŸifa olarak, onların sorularına cevap veremiyoruz. Hatta onların zihinlerini karıştırıyoruz." dedi.
Görmez, sorunlu din söylemlerinin, gençlerin dünyasında ciddi problemler doÄŸurduÄŸuna ÅŸahit olduÄŸunu belirterek, ÅŸöyle konuÅŸtu:
"Anlatılan dine baktığınız zaman insanla dini karşı karşıya getiren bir söylem kullanıyoruz. Halbuki din Allah'ın rahmeti, insan Allah'ın halifesi. Ä°nsani olanla, Ä°slami olanı karşı karşı karşıya getiren bir söylem kullanıyoruz. Bu doÄŸru deÄŸil. Din, kaynağı itibariyle elbette ilahidir fakat uygulaması itibariyle insanidir. Allah, dini insana göndermiÅŸtir, insanı yüceltmek için göndermiÅŸtir. Ä°nsanı alçaltmak için göndermemiÅŸtir, insanı aÅŸağılamak için göndermemiÅŸtir. Ä°nsanın fıtratı ile din arasında o kadar muhteÅŸem bir iliÅŸki var edilmiÅŸtir ki bize düÅŸen sadece bu iliÅŸkiyi doÄŸru okumak ve doÄŸru anlamak ama biz fıtrata aykırı bir din söylemi kullanıyoruz. Ä°nsani olanla Ä°slami olanı karşı karşıya getiriyoruz. Oysa Hazreti Peygamber, 'KolaylaÅŸtırınız zorlaÅŸtırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz' buyuruyor."
Muhabir: Yeter Erdine