Kültür Sanat

Toplum bilimci yazarlardan "Karantina Günlerinde Evin E-Hali"

Toplum bilimci ve yazar Nazife Şişman, "Tarihe bir şey kalacaksa bizim evden gördüğümüz dünyanın bir kaydının tutulmasını arzu ettik ve bu amaçla kaleme almaya başladık evden gördüğümüz dünyayı" dedi.

Toplum bilimci yazarlardan
08-10-2020 19:31
İstanbul

Toplum bilimci ve yazar Nazife Şişman, "Geleceğe sadece sosyal medyadan paylaşılan 'ekmek yapımı', 'evim güzel evim', 'evde çok mutluyuz' görselleri kalmasın dedik. Tarihe bir şey kalacaksa bizim evden gördüğümüz dünyanın bir kaydının tutulmasını arzu ettik ve bu amaçla kaleme almaya başladık evden gördüğümüz dünyayı." dedi.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında uygulanan karantina sürecinde toplum bilimci yazar Fatma Barbarosoğlu ile karşılıklı diyaloglarından ortak bir kitap yayınlayan Nazife Şişman, süreci AA muhabirine anlattı.

Şişman, eserin bir sohbet aracı olmasını temenni ettiklerini belirterek, "Karantina sürecinde benim ev şartlarım çok zorlu hastalıklarla geçmişti. Kovid-19 bizim evimize de yakınlarımıza da uğramıştı. O karamsar tablodan ben aslında bu kitabın temalarını konuşarak şifa bulmuş oldum. Bizim kalbimize iyi gelen, bize şifa olan metinler okuyucuya da şifa olsun maksadıyla kitaba dönüştürüp yayınladık." dedi.

"Yaptığımız, iki sosyal bilimci olarak kayıt altına almak yaşananları"

Kitabın Fatma Barbarosoğlu'nun fikri üzerinden geliştiğini aktaran Şişman, yazım sürecinin doğal bir şekilde ilerlediğini şu sözlerle anlattı:

"Karantina günlerinde yalnızlık içinde hepimizin yaşadığı o karamsar tablonun içinde, biz yaşarken bir gün bana 'Dilsiz' filminin yönetmeni Murat Pay bir link attı. 'Normalde gösterimde olmayan bir filmi şu şifreyle izleyebilirsiniz' dedi. Ben filmi izledim. Film o günlerdeki atmosferde ruhuma çok iyi geldi. Linki izin alarak Fatma Hanım ile de paylaştım. Eş zamanlı olarak filmi tekrar izledik ve sonra film üzerine konuşmaya başladık. Zaten telefonda uzun uzun konuşan iki arkadaşız kavramsal konularda çok çalışmalarımızı karşılıklı paylaşırız, birbirimize metinler okuruz. Böyle bir telefon geleneğimiz zaten vardı, film üzerinden de bunu sürdürdük. Bu esnada bunları madem biz telefonda konuşuyoruz, yazıya dökelim dedi Fatma."

Şişman, daha sonra mail üzerinden yazışmaya devam ettiklerini ifade ederek, "Fatma 'Acaba bunu bir dergide mi yayınlasak?' dedi. Güzel bir çalışma oldu. Tam o esnada Fatma da benimle bir sesli kitap linki paylaştı. Ona da Hilal Görgün bu günlerde okumanız gereken bir kitap önerisiyle göndermiş. Jack London'un 'Kızıl Veba' adlı distopik öyküsü. Biz onu da dinledik ve şöyle düşündük. Biz son birkaç yıldır distopik metinler üzerine zaten okumalar yapıyoruz, karşılıklı üzerinde tartışıyoruz. Bu metinleri okurken acaba 'Kızıl Veba'yla neden karşılaşmadık diye düşündük ve onun üzerine de yazışmaya başladık. Ondan sonra Fatma dedi ki 'Artık biz bunu Karantina Günlerinde Evin E-Hali şeklinde bir kitaba dönüştürelim.' " diye konuştu.

Konuya iki sosyal bilimci olarak yaklaştıklarının altını çizen Şişman, "Bir şeyi yaşarız ve geçer. Eğer onu kaydetmemişsek çok da fazla kalıcı olmaz. Kendi hafızamızda bile onu bulmakta, yeniden neler yaşandığına dair formüle etmekte zorlanırız. O yüzden bizim yaptığımız iki sosyal bilimci olarak gündelik hayatın bu çetrefilli ve endişenin, korkunun hakimiyeti altındaki bu dönemde kayıt altına almak yaşananları." diye konuştu.

"Evden gördüğümüz dünyanın bir kaydının tutulmasını arzu ettik"

Şişman, sürecin başında daha pesimist filozofların metinlerini okumaya başladığını ve bu süreçte herkes gibi hem sosyal hem de konvansiyonel medya kanalları tarafından zihni bulandıran bir bilgi ve enformasyon kirliliğiyle karşı karşıya kaldığını söyledi.

Böyle bir ortamda "Olmakta olan nedir?" sorusuna kendi çerçevelerinden bakmak istediklerini aktaran Şişman, "Daha berrak bir bakış olsun, geleceğe sadece sosyal medyadan paylaşılan 'ekmek yapımı', 'evim güzel evim', 'evde çok mutluyuz' görselleri kalmasın dedik. Tarihe bir şey kalacaksa bizim evden gördüğümüz dünyanın bir kaydının tutulmasını arzu ettik ve bu amaçla kaleme almaya başladık evden gördüğümüz dünyayı." değerlendirmesini yaptı.

Nazife Şişman, bir şeyin içinde yaşarken değişimi tespit etmenin güç olduğunu, ancak buna rağmen bu süreçte çok hızlı dönüşümleri bizzat gözlemlediklerini belirtti.

Dijitalleşmenin pandemiyle başlamadığını ileri süren Şişman, şöyle devam etti:

"Pek çok alanda uzaktan eğitimden e-ticarete zaten bir pratiğimiz vardı. Bunun yaygınlaşması ve daha alt katmanlara kadar yayılmasını biz hızlı bir şekilde yaşadık. Sanki provasını yaptık. Gelecekte muhtemel olan şey bizi bekleyen, dijitalleşmeyi nereye kadar yaşayabilirizin bir provası yapılmış gibi oldu. Bu değişimlerin kalıcı olacağına dair de bir kanaat oluştu bu dönemde. Bunun avantajları var, dezavantajları var. Örneğin, uzaktan eğitimin avantajları var ama erişim imkanı kaç kişinin var? Bir de yüz yüze iletişimi, insan olmamızı mümkün kılan sohbeti, yüz yüzeliği kaybettiğimizde neleri kaybedeceğiz hesabını yapmak zorundayız."

Şişman, "Aç ekranı ben geldim, Dijital Bayram" ismini verdikleri bölümde de bu konuyu ele aldıklarını söyleyerek, "O bölümde de yine insan ilişkilerinin nasıl değişip dönüştüğünü, dijitalleşmenin yüz yüze ilişkileri nasıl etkilediği, gündelik hayatın örgütlenmesini nasıl etkilediği üzerine fikir yorarak geliştirmeye çalıştık." dedi.

"Sohbet etmek insan kalmak açısından çok önemli bir hususiyet"

Pandemi gibi akut durumların yaşandığı dönemlerin sosyal bilimciler açısından toplumu gözlemlemek adına çok daha elverişli ortamlar olduğunu ifade eden Şişman, metinlerde okuyucuya doğrudan bir mesaj verme kaygısı gütmediklerini dile getirdi.

Şişman, yazdıklarının yaşadıklarına daha nesnel bir gözle bakma noktasında kendisini teşvik ettiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Konuşmak, sohbet etmek bizim için insan kalmak açısından çok önemli bir hususiyet. Bunu koruyabilmek için dijitalleşmeyle ilgili o eleştirel mesafemizi korumamız gerekiyor. Tabii ki dijital teknikleri kullanmamak gibi teknofobik bir yaklaşım içinde olmak çözüm değil artık hayatımızın içinde ama pek çok hususta eleştirel mesafeyi kaybetmemek getirisini götürüsünü hesap ederek adım atmak birtakım gelişmelere böyle oluyor diye teslim olmamak gerekli."

"Karantina Günlerinde Evin E-Hali", ağustos ayında İnsan Yayınları'ndan çıktı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER