KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum lider Nikos Anastasiadis ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından düzenlediği basın toplantısında, 26-29 Temmuz’da Anastasiadis’le yine bir araya geleceklerini ifade etti.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerine kapsamında ara bölgede BM tarafından tahsis edilen binada bir araya geldi. Akıncı, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Yönetim Ve Güç” başlığı altındaki önemli 3 konuda ciddi ilerlemeler sağlandığını kaydeden Akıncı, “Bunlar yürütme, yargı ve yasama organlarıyla ilişkiliydi. Yasama ve yargıyla ilgili olarak bu başlıkların hemen hemen tamamlandığını söylemek gerçekçi bir değerlendirme olur. Yürütmede de epey mesafe alınmış durumdadır. Ancak o başlıkla ilgili henüz sonuçlanmamış birkaç unsur vardır. Bunların en önemlisi Cumhurbaşkanlığı Rotasyon meselesidir. Bu belli ki sürecin daha ileri aşamasında sonuçlanmasını bekleyeceğimiz bir konudur. Ancak Kıbrıs Türk tarafı olarak bunu siyasi eşitliğimizin vazgeçilmez önemli bir parçası saydığımızı sanıyorum sizler gibi herkes biliyor” ifadelerini kullandı.
2016 yılının çözüm yılı olması isteğini dile getiren Akıncı, “Bir çözüm yılı olması için tüm gücümüzle, gayretimizle çalışalım. Çünkü 2017’de yeni dinamikler söz konusu olabilir ve bunların bazıları en azından çözüm çalışmaları için yararlı unsurlar içermez. Örneğin 2017’de 2018 Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlatılacağı bir yıldır” ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreterliği’ne yeni bir ismin geleceğini hatırlatan Akıncı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “ABD’deki yönetim değişikliği söz konusu olacak. Aynı partiden insanlar bile seçilse yine de dosyalara hakimiyet açısından yeni zaman dilimlerine ihtiyaç duyulacak. Bütün bunlar değerlendirildiğinde bu kadar emek sarf edilmiş, bu kadar yoğun çalışılmış bir dönemin sonunda 2016 yılı çıkmadan umarım Kıbrıs sorununda artık bir sonuca ulaşırız”
GÜNLER NETLEŞMEDİ
26-29 Temmuz’da 2 toplantının olduğunu kaydeden Akıncı, “Ağustos ayında ilk yarısında bir araya gelme imkanı olmayacak ama Ağustosun sonlarından itibaren sıkı bir çalışma dönemi planlayacağız. Daha günleri tam netleştirmedik. Bunu da önümüzdeki günlerde yapacağız” ifadelerini kullandı.
Akıncı’nın din ibadeti ile yorumunun ardından Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya dair soruya, “Ben burada bağımsız, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmanın gereklerini yerine getireceğine söz vermiş bir insanım ve bunu da yapmaya çalışıyorum. Ancak göz göre göre Kıbrıs Türk halkının ister BM’de isterse dünya kamuoyu nezdinde dini ibadetler gibi insani konularda bile zorluk oluşturan taraf konumunda, üstelik müzakere sürecinin bu yoğun döneminde herkesin umutla bir şeylerin sonuçlanmasını beklediği, arzu ettiği bir dönemde geçmiş yıllarda yaşamadığımız boyutlarda bu şekilde kendi ayağımıza kurşun sıkarcasına bir imaj kaybıyla ortalıkta dolaşmamızın son derece yanlış olacağını değerlendirdiğim için bunları geçen gün paylaşma ihtiyacı duydum. Şimdi bu verdiğim mesaj üzerine düşünülüp ona göre değerlendirme yapılmasını beklerken bir polemik vesilesi yapılmak isteniyor. Benim bu konuda Dışişleri Bakanı muhatabım değildir. Ben hükümetin başkanı ve yardımcısıyla konuştum. Onun için kimse cumhurbaşkanına cevap yetiştirme yönünde kendini görevli hissetmesin, buna gerek yoktur. Burada önemli olan; yaptığımız işin doğruluğunu sınamamızdır, kendi kendimize sormamızdır” yanıtını verdi.
(İHA)
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri kapsamında gerçekleştirilen görüşmelerine kapsamında ara bölgede BM tarafından tahsis edilen binada bir araya geldi. Akıncı, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Yönetim Ve Güç” başlığı altındaki önemli 3 konuda ciddi ilerlemeler sağlandığını kaydeden Akıncı, “Bunlar yürütme, yargı ve yasama organlarıyla ilişkiliydi. Yasama ve yargıyla ilgili olarak bu başlıkların hemen hemen tamamlandığını söylemek gerçekçi bir değerlendirme olur. Yürütmede de epey mesafe alınmış durumdadır. Ancak o başlıkla ilgili henüz sonuçlanmamış birkaç unsur vardır. Bunların en önemlisi Cumhurbaşkanlığı Rotasyon meselesidir. Bu belli ki sürecin daha ileri aşamasında sonuçlanmasını bekleyeceğimiz bir konudur. Ancak Kıbrıs Türk tarafı olarak bunu siyasi eşitliğimizin vazgeçilmez önemli bir parçası saydığımızı sanıyorum sizler gibi herkes biliyor” ifadelerini kullandı.
2016 yılının çözüm yılı olması isteğini dile getiren Akıncı, “Bir çözüm yılı olması için tüm gücümüzle, gayretimizle çalışalım. Çünkü 2017’de yeni dinamikler söz konusu olabilir ve bunların bazıları en azından çözüm çalışmaları için yararlı unsurlar içermez. Örneğin 2017’de 2018 Güney Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlatılacağı bir yıldır” ifadelerini kullandı.
BM Genel Sekreterliği’ne yeni bir ismin geleceğini hatırlatan Akıncı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “ABD’deki yönetim değişikliği söz konusu olacak. Aynı partiden insanlar bile seçilse yine de dosyalara hakimiyet açısından yeni zaman dilimlerine ihtiyaç duyulacak. Bütün bunlar değerlendirildiğinde bu kadar emek sarf edilmiş, bu kadar yoğun çalışılmış bir dönemin sonunda 2016 yılı çıkmadan umarım Kıbrıs sorununda artık bir sonuca ulaşırız”
GÜNLER NETLEŞMEDİ
26-29 Temmuz’da 2 toplantının olduğunu kaydeden Akıncı, “Ağustos ayında ilk yarısında bir araya gelme imkanı olmayacak ama Ağustosun sonlarından itibaren sıkı bir çalışma dönemi planlayacağız. Daha günleri tam netleştirmedik. Bunu da önümüzdeki günlerde yapacağız” ifadelerini kullandı.
Akıncı’nın din ibadeti ile yorumunun ardından Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya dair soruya, “Ben burada bağımsız, tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmanın gereklerini yerine getireceğine söz vermiş bir insanım ve bunu da yapmaya çalışıyorum. Ancak göz göre göre Kıbrıs Türk halkının ister BM’de isterse dünya kamuoyu nezdinde dini ibadetler gibi insani konularda bile zorluk oluşturan taraf konumunda, üstelik müzakere sürecinin bu yoğun döneminde herkesin umutla bir şeylerin sonuçlanmasını beklediği, arzu ettiği bir dönemde geçmiş yıllarda yaşamadığımız boyutlarda bu şekilde kendi ayağımıza kurşun sıkarcasına bir imaj kaybıyla ortalıkta dolaşmamızın son derece yanlış olacağını değerlendirdiğim için bunları geçen gün paylaşma ihtiyacı duydum. Şimdi bu verdiğim mesaj üzerine düşünülüp ona göre değerlendirme yapılmasını beklerken bir polemik vesilesi yapılmak isteniyor. Benim bu konuda Dışişleri Bakanı muhatabım değildir. Ben hükümetin başkanı ve yardımcısıyla konuştum. Onun için kimse cumhurbaşkanına cevap yetiştirme yönünde kendini görevli hissetmesin, buna gerek yoktur. Burada önemli olan; yaptığımız işin doğruluğunu sınamamızdır, kendi kendimize sormamızdır” yanıtını verdi.
(İHA)