İstanbul
Albayrak Medya tarafından Ticaret Bakanlığı himayesinde düzenlenen İhracatta Türkiye Yüzyılı Zirvesi'nde konuşan Hisarcıklıoğlu, geçen seneyi ihracatta çifte rekorla kapattıklarını ve bunun, küreselde zayıflayan talep ve asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem felaketlerine rağmen gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,, TOBB olarak ihracatçıları, vize işlemlerinden, yabancı gümrüklerden hızlı geçiş için TIR Karnesi kefaletine kadar birçok konuda desteklediklerini vurguladı.
Türkiye'nin, kendi bölgesinde en yüksek ürün ve pazar çeşitliliğine sahip olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, rekabetçi bir biçimde üretebildiği ürün sayısı ve pazar çeşitliliği açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmiştir. Dış ticaret verilerinde görünen bu ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye'nin zenginliğidir. Bu topraklarda inşa ettiğimiz iş yapma kapasitesinin, Türk girişimciliğinin göstergesidir. Önümüzdeki dönem bu başarıyı ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerde de gösterme dönemidir." ifadelerini kullandı.
"Elektrikli ve akıllı mobilitede teknoloji geliştiren ülkelerden biri haline geldik"
Rifat Hisarcıklıoğlu, imalat sanayisinde 2019'da 6 milyar dolar olan yüksek teknolojili ürün ihracatının 2023'te 9 milyar doların üzerinde çıktığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu rakamı artırabilmek için de ekosistem öncüsü kilit teknoloji yatırımlarına ihtiyacımız var. Bunun çok güzel bir örneğini Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Togg'da başardık. Elektrikli ve akıllı mobilitede teknoloji geliştiren ülkelerden biri haline geldik. Bugünlerde seri üretimimizin birinci yılını tamamlarken yaklaşık 30 bin aracımızı halkımızla buluşturmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bugüne kadar hiçbir elektrikli otomobil çıktığı bir yıl içerisinde 30 bin rakamına ulaşmadı. Bakanlığımızın da destekleriyle önümüzdeki yıl Avrupa'ya ihracata da başlayacağız. Almanya'da Almanlara Türk arabası satmak da bizim için ikinci bir gurur olacak. Hem de yüksek teknolojili ihracatımız katlanarak büyüyecek."
Türkiye’nin katettiği yolun önemine değinen Hisarcıklıoğlu, 40 yıl önce 3 milyar dolar ihracatın yüzde 95’inin tarım ürünleri olduğunu ifade etti.
Bugün Türkiye’nin küresel ölçekte rekabet eden bir ülke haline geldiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"İhracatta 270 milyar dolara ulaştık. Türkiye artık bir ihracat devidir. Tarım ürünleri satan Türkiye'den sanayi ürünleri satan ülke haline geldik. Dünyanın her türlü pazarına mal satabiliyoruz. Allah bize petrol ve doğal gaz vermemiş ama müthiş bir girişimci ruh vermiş. Bu girişimci ruhumuz sayesinde bütün dünya pazarlarına Türk mallarıyla giriyoruz. Türkiye ekonomisinin ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye'nin kuvvetli yanıdır. Türk ürünlerinin tanınmadığı, ihracatçımızın ayak basmadığı ülke bırakmayacağınızı biliyorum."
"Ülkemize beyin göçünü cazip hale getirecek hamleleri yapmalıyız"
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de TİM olarak ikinci yüzyıla Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ve hedefiyle başladıklarını kaydetti. Türkiye'nin en büyük ihracat pazarının Avrupa Birliği (AB), olduğunu vurgulayan Gültepe, "İhracatımızın yüzde 41'ini AB ülkelerine yapıyoruz. Diğer Avrupa ülkelerini de hesaba kattığımızda oran yüzde 55’in üzerine çıkıyor." diye konuştu.
Yakın ve Orta Doğu için de benzer bir tablo olduğunun altını çizen Gültepe, üçüncü sırada da Kuzey Amerika'nın bulunduğunu söyledi.
Özellikle ABD'nin uzak bir coğrafyada olmasına rağmen önemli bir ticari ortak olduğunu belirten Gültepe, "Gümrük engellerine rağmen Almanya’dan sonra en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke. Doğru hamlelerle 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimiz büyük bir pazar. 2023'te 255,8 milyar dolarlık ihracatımızın 206 milyar dolarlık kısmını, yani yüzde 80'ini, bu üç pazara yaptık." ifadelerini kullandı.
Gültepe, teknolojinin, tasarımın, inovasyonun, markalaşmanın, yeşil dönüşümün imkanlarını kullanmak gerektiğini dile getirerek, tarım ürünlerinin yeni yüzyılda öneminin daha da artacağını ve bu alana stratejik bir konu olarak bakmak gerektiğine işaret etti.
İhracatı tüm taraflarla koordineli, bütüncül bir yaklaşımla ve devlet aklıyla ele almak gerektiğinin altını çizen Gültepe, "Öncelikle yetişmiş insan kaynağımızı bu ülkede tutmanın yollarına beraberce bakmalıyız. Hatta ülkemize beyin göçünü cazip hale getirecek hamleleri yapmalıyız. Katma değerli üretimi artırmak için bu adımları atmak zorundayız." dedi.
Gültepe, dost ve müttefik ülkelerin çeşitli ticari engelleriyle karşı karşıya kaldıklarını anlattı.
Kapıkule'nin Türkiye'nin Avrupa'ya açılan en önemli kapısı olduğunu kaydeden Gültepe, "Bulgar tarafında işler ağır işlediği için 'hızlı servis' avantajımızı yeterince kullanamıyoruz. Önümüzdeki yıllarda TIR'larımız Yeşil Mutabakat nedeniyle belki Kapıkule'den öteye daha da zorlanarak geçecek. Bütün bunları bugünden hesaplamak ve tüm paydaşlarla ortak politikalar geliştirmek durumundayız." ifadelerini kullandı.
"Yüksek teknolojili üretimi artırmayı ve bu ürünleri dünya markası haline getirerek yapmalıyız"
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ise Türkiye'nin yaptığı atılımlarla yeni yüzyıla birçok alanda damgasını vuracağını ve bu alanlardan birinin de ihracat olduğu söyledi.
Küresel ticaretteki payın yüzde 1'e çıktığını anımsatan Olpak, Türkiye'nin bugün dünyanın üretim merkezi olduğuna dikkati çekerek, altyapı, ulaştırma ve lojistik yatırımları ile geleceğe avantajlı baktığını anlattı.
Küresel ticarette yaşanan dönüşümlere atıf yapan Olpak, Türkiye'nin ihracat vizyonuna katkı sağlayabilmek için bu dönüşümlerin ve yansımaların iyi okunması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'nin ciddi bir üretim kapasitesi ve esnek bir ihracatı olduğu belirten Olpak, "İhracatımızdaki yüksek teknolojili ve katma değerli üretim payının istediğimiz seviyede olmadığını görüyoruz. Bunu, hem yüksek teknolojili üretimi artırarak, hem de onları dünya markası haline getirerek yapmalıyız." diye konuştu.
Olpak, yeni ticaret türlerinin artırılması ve transit ticaretin de ihracat vizyonunda önemli başlıklar arasında yer aldığını söyledi.
Yeni ticaret türleri arasında hizmet ihracatının öne çıktığını dile getiren Olpak, "Geleneksel ticaretimiz, mal üretip satmaktı. Günümüz dünyasında hizmet ihracatı önem kazanmaya başladı. Hizmet ihracatı ve döviz kazandırıcı hizmetlerin daha da önem kazanacağı ortada. Yeni ticaret türleri, sadece mal ve hizmet ticareti ayrımıyla sınırlı değil. Elektronik ticaret ve ihracat da önem kazanmaya başlayan ticaret türü." dedi.
Olpak, transit ticaretin DEİK olarak desteklenmesi konusunda kanun değişikliği yapılmasına vesile olduklarını ve kanunda yapılacak iyileştirmelerin, Türkiye'nin ihracat vizyonunda önemli bir yeri olduğunu kaydetti.
İhracatın doğru finansmanı ve ihracat teşviklerine de değinen Olpak, Eximbank'ın öz kaynaklarının daha da artırılmasını ve bankanın sistematiğinin daha da iyileştirilmesini gerektiğini söyledi.
Olpak, ihracat teşvikleri konusunda şunları kaydetti:
"İhracatın teşvikinde de performans ve taahhüt modelinin birlikte ele alınacağı bir teşvik modelinin değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İhracat vizyonumuzu bütüncül bakış açılarıyla hep geliştirerek, ülkemiz adına güzellikler oluşturacağımıza inanıyorum."
Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ise teşviklere rağmen bugün ihracatın içindeki yüksek teknolojili ürün ihracatı payının yüzde 3’ler seviyesinde olduğunu belirterek, orta vadede bu oranın ilk planda yüzde 15 seviyesine, akabinde yüzde 25 seviyesine çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com