Eski Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Danışma Kurulu Üyesi Temel Hazıroğlu, "İslam Ekonomisi ve Finansı Söyleşileri" kapsamında AA muhabirine, İslam iktisadı ile kapitalist ekonomi arasındaki farklara, katılım bankacılığı sektörüne ve Türkiye'nin İslam'i finansta merkez ülke olma potansiyeline ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"İktisat" ile "ekonomi" kavramlarının aynı anlamlarda kullanılmalarına rağmen aralarında derin farklılıklar bulunduğunu belirten Hazıroğlu, iktisat ve ekonominin ayrı zihinlerin, ayrı felsefelerin ve ayrı yaklaşımların ürünü olduğunu söyledi.
Hazıroğlu, "Mevcut iktisat anlayışı materyalist iktisat anlayışıdır ve onun iki uygulaması olan kapitalist ve sosyalist ekonomiler de bizatihi onun politikaları, uygulamalarıdır. Gerçekte iktisat kavramı bir amaca matuf zihinsel bir çaba ve teori iken, ekonomi kavramı ise bu zihinsel çaba ve teorinin bir uygulamasıdır. Ekonominin dar ve sığ anlamına karşılık, iktisat kavramı sadece ekonomiyi değil bütün hayatı kuşatan daha geniş ve derin anlamlar taşıyor. İktisatın yeni zihin üzerinden yeni bir dünyaya kapı aralayan felsefi bir tarafı bulunuyor." dedi.
İslam'ın bir iktisat anlayışının bulunduğuna değinen Hazıroğlu, şunları kaydetti:
"Bu anlayış, tektir, biriciktir, kendine hastır... Buna şimdilik İslam İktisadı diyebiliriz. İktisadın birçok uygulaması vardır, bu uygulamalara da ekonomi diyebiliriz. İslam iktisadı kavramını kullanmakta şimdilik ve geçici olarak mazuruz. Ancak İslam ekonomisi kavramını kullanmak yeni zihin ve yeni iktisat açısından hem yetersiz hem de İslam’ın, Müslümanların ve insanlığın geleceği açısından son derece tehlikeli ve umut kırıcıdır. Bu çerçevede yapılacak iş de açık ve nettir: İslam iktisadı üzerinden yeni bir ekonomi kavramı ve anlayışı geliştirmek... İşbu anlayış da yeni bir dünya mümkündür umuduna yönelmiş İslam iktisadından neşet etmiş üretimde verimlilik, paylaşımda adalet ve eşitlik, tüketimde de kanaatkarlığın temel esas olduğu 'katılım ekonomisidir."
"Katılım bankacılığı, 'faizsizlik ilkesi' üzerine kurulu"Temel Hazıroğlu, katılım bankalarının konvansiyonel bankalardan farkının her şeyden önce bir zihniyet farkı olduğunu vurgulayarak, katılım bankalarını özgün olmasını sağlayanın ise bu zihinsel yaklaşımın oluşturduğu genel ilkeler ve pratikler olduğunu dile getirdi.
Klasik bankacılığın toplumsal bazda üç ana hizmetten oluştuğunu belirten Hazıroğlu, "Toplumdaki tasarrufları toplamak, toplanan bu fonları ihtiyaç sahibi kişi ve kuruluşlara kullandırmak ve her türlü bankacılık hizmetlerini ifa etmek... İşte katılım bankacılığı bu hizmetleri omurgası ve altın kuralı olan 'faizsizlik ilkesi' üzerinden ifa eder." değerlendirmesinde bulundu.
Hazıroğlu, katılım bankacılığının "faizsizlik ilkesi"nin unsurlarını, "Fon toplarken herhangi bir getiri taahhüdünde bulunmamak, oluşacak kar veya zararı anlaşılan oranda paylaşmak, fon kullandırırken nakit kredi vermemek, bir mal veya hizmeti peşin alıp vadeli satmak veya ortaklık yapmak, her türlü bankacılık hizmetlerinde faizden uzak durmak." şeklinde sıraladı.
"Başkentler başkenti İstanbul, her alanda kendini hissettirmelidir"TKBB Danışma Kurulu Üyesi Hazıroğlu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile birlikte finans sektörünün krize girdiğini belirterek, krizden çıkışın ancak İslam iktisadı ile mümkün olacağına işaret etti.
Hazıroğlu, İslam iktisadının sadece bu kriz özelinde değil, son bir asırdır dünyayı etkisi ve egemenliği altına almış küresel emperyalist kapitalist sistemin oluşturduğu bütün krizlerin de ilacı olduğunu söyledi.
Mevcut küresel emperyalist sistemin insan dostu ve adalet yüklü olmadığını vurgulayan Hazıroğlu, "Emperyalist sistem, gücünü kaba kuvvetten ve çılgın bir tüketiciye dönüştürdüğü toplum katmanlarından almakta, aynı zamanda insanı ve toplumu bütünlükten uzaklaştırmakta, ayırıp parçalamaktadır. Çare de açık ve nettir; toplumcu, paylaşımcı ve dayanışmacı yeni bir dünyaya ihtiyaç var." dedi.
"İslam iktisadı, insanlığın tek umudu konumunda"Eski Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Hazıroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı İstanbul Finans Merkezi'nin sağlayacağı avantajlarla İstanbul'u dünyada faizsiz finansın merkezi haline getirme hedefinin son derece önemli ve yerinde bir düşünce olduğunu belirterek, "İstanbul, faizsiz finansın başkenti olmalı." dedi.
Tarihi ve sosyolojik olarak Osmanlı hinterlandının sömürge olmamış ender ülkelerinden biri ve Türkiye'nin de Osmanlının bakiyesi olduğunu belirten Hazıroğlu şunlara dikkati çekti:
"İslam dünyasının kendini gelmesi ve çağdaş dünyaya bir ses ve soluk getirmesi her şeyden önce konsolide olması ile direkt ilintilidir. Bu noktada ekonomi politik olarak İslam ülkelerinin kendi kendine yetmeleri ancak ve ancak her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da birliktelik temin etmeleri ve bütün güçlerini birleştirip büyük ve kuvvetli bir dünya devleti ya da konfederasyonu olmaları ile mümkündür. Bunun başlama noktası da yeni bir ekonomi politik tasavvur ile birlikte, bir başkentler başkenti olan ve tarihsel olarak hiç susmadan konuşan İstanbul’un her alanda kendini hissettirmesidir."
Hazıroğlu, İslam iktisadının, insanı ve ahlakı temel alıp oluşturduğu yeni zihinle, insanı azgınlaştıran, saptıran, acizleştiren kapitalizme karşı insanlığın tek umudu durumunda olduğunu belirterek, bu iktisadi anlayışın, “insanlar bir, eşit ve kardeştir” ilkesine hayat vereceğini söyledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com