CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans yöntemiyle toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Gezi Parkı eylemlerinin dün yıl dönümü olduğunu belirtti.
Gezi Parkı eylemlerinin, ülke gençlerinin memleketin ağacına ve doğasına sahip çıkma hareketi olduğunu ifade eden Öztrak, ülkenin nefesini kesmek isteyenlere karşı bir demokrasi çığlığı olduğunu söyledi. Öztrak, eylemler sırasında hayatını kaybedenleri rahmetle andı.
Korona salgınıyla mücadelede yeni bir normalleşme sürecine geçildiğini ve bu aşamaya büyük fedakarlıklarla gelindiğini dile getiren Öztrak, evde kalındığını, sosyal mesafeye riayet edildiğini, hastalığın yayılma hızının düşürüldüğünü kaydetti.
Öztrak, bu süreçte bazılarının işinden, gelirinden de olduğunu, sonunda dünyanın birçok ülkesiyle beraber, Türkiye'nin de yeni normalleşme aşamasına geçebildiğini belirtti.
Salgınla en ön cephede çarpışan sağlık çalışanlarına büyük minnet borçlu olunduğunu söyleyen Öztrak, bu sürece önerileriyle katkıda bulunan Bilim Kurulu üyelerine de teşekkür etti.
Öztrak, tüm bu fedakarlıkların boşa gitmemesi için bundan sonraki yeni süreçte de herkese büyük sorumluluklar düştüğünü dile getirdi.
Normalleşme kararlarının açıklandığını, bu kararlarda Bilim Kurulunun önerilerine ne kadar uyulduğunun bilinmediğini belirten Öztrak, "Normalleşmenin başarısı, alınan kararlara güven duyulmasına bağlıdır. Güveni sağlamanın ön koşulu da kararların siyasi değil, bilimsel gerekçelerle alınmasıdır. Biz bunun için 'Bilim Kurulunun kararları kamuoyuna açık olmalıdır.' dedik. 'Bilim Kurulunun bir sözcüsü olmalıdır. Kurulun tavsiyelerini, Kurulun sözcüsü açıklamalıdır.' dedik. Demeye de devam edeceğiz. Bu, sadece yurttaşlarımızın sağlığı açısından değil, ekonomik ve ticari hayatın sağlığı açısından da önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin planına göre artık iki yaş grubu hariç herkesin sokağa çıkabileceğini, 18 yaşından küçük ve 65 yaşından büyüklerin evinde kalmaya devam edeceğini dile getiren Öztrak, ancak 65 yaş üstü esnafın herkesin aldığı tedbirleri alarak dışarı çıkabileceğini kaydetti. Kreşlerin açıldığını ancak "0 ile 18 yaş arası evde kalacak." denildiğini dile getiren Öztrak, bunların nasıl olacağını sordu.
Bu çelişkilerin normalleşme kararının sağlık gerekçelerinden çok, ekonomik gerekçelerle alındığı endişesini uyandırdığını ifade eden Öztrak, "Bütün bunları dikkate alarak milletimize bir çağrı yapmak istiyoruz. Bugünden itibaren mesafe, maske ve temizlik konusunda çok daha hassas olmak zorundayız. İhtiyatı elden bırakmanın hem insani hem de mali kayıplarının çok büyük olacağını unutmamalıyız ancak bu şekilde ikinci dalgadan kaçınabilir, yapılan onca fedakarlığı da boşa çıkarmamış oluruz." şeklinde konuştu.
"Milyonlarca yurttaş gelirinden, kazancından oldu"Yüz binlerce iş yerinin, kahvehane, berber, lokanta, otel ve dükkanın haftalarca kapalı kaldığını, taksi, otobüs, minibüs şoför esnafının çalışamadığını, ev hizmetinde çalışanların işe gidemediğini, evde kalma sürecinde sebze ve meyvelerin manavın, pazarcının elinde kaldığını anlatan Öztrak, milyonlarca yurttaşın gelirinden, kazancından olduğunu söyledi.
Türkiye'de 1,8 milyon esnaf ve sanatkar bulunduğunu dile getiren Öztrak, Halk Bankasının, salgın nedeniyle sadece 374 bin esnafın borcunu ötelediğini veya yapılandırdığını, bunun esnaf ve sanatkarların yüzde 20'si bile etmediğini söyledi.Öztrak, 2 milyona yakın esnaf ve sanatkardan yeni kredilere erişebilenlerin 606 bin civarında olduğunu, esnaf ve sanatkarların ancak yüzde 30'unun yeni kredileri alabildiğini, kalan yüzde 70'inin faiziyle bile borç alamadığını savundu.
Esnafa sicil affının çok görüldüğünü savunan Öztrak, "Esnafımızın, iş insanlarımızın hükümetten talepleri var. Hükümet havaya bakıp ıslık çalarak bu taleplerden kaçamaz. Öyle tek bir idari kararla ticari hayatın ve ekonomik yaşamın yeniden normale döneceğini kimse beklemesin. Ticari ve ekonomik hayatın düzene girmesi için hükümete ciddi görevler düşüyor." ifadelerini kullandı."Çiftçiye kanunen hak ettiği destekler verilmiyor"
Çiftçilerin, salgın yetmezmiş gibi bu yıl bir de çok çeşitli afetlerle uğraştığına işaret eden Öztrak, çiftçilerin ekip biçtiği ancak Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) dışında kaldığından destek alamadıklarını söyledi.
Karadeniz'de çay üreticilerinin perişan olduğunu dile getiren Öztrak, ÇAYKUR'un üreticiye uyguladığı kontenjanı indirdiğini, özel sektörün durumu fırsata çevirip yaş çayın fiyatını yerlerde süründürdüğünü savundu.
Öztrak, şöyle konuştu:
"Çay üreticileri hükümetten özellikle üç şey istiyor, kota ve kontenjan uygulamasına ÇAYKUR derhal son versin, özel kesime taban ve tavan fiyat uygulamasına geçilsin, taban fiyatının altında ürün alan cezalandırılsın, Çay Kanunu acilen çıkarılsın. Hükümete sesleniyoruz, kazana ne korsan kepçende o çıkar. Bırak artık çiftçinin, üreticinin yakasını, bıçak kemiğe dayandı. Bunların hali, takati kalmadı. Tarladan sofraya gıda güvencesini sağlayamazsak geleceğe güvenle bakamayız. Bunu bütün dünya anladı. Salgın sürecinde aldığımız önemli derslerden biri de bu oldu."
"Aile destek sigortası vatandaşlık hakkı olmalı"Sözcü Öztrak, CHP'li belediyelerin, hükümetin bıraktığı sosyal destek açığını kapatmak için canla başla çalıştığını, ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesi için gereken her türlü tedbiri almaya uğraştığını, başarılı da olunduğunu söyledi.
Bu işin artık kurumsallaşması gerektiğini belirten Öztrak, şunları kaydetti:
"Aile destek sigortası vatandaşlık hakkı olmalı. Tüm bu sıkıntıları aşabilmek için yeni normalde yeni bir bütçe ve yeni bir programa ihtiyaç var. Aksi takdirde saray hükümetinin ağzından düşürmediği, yeni dönemin fırsatlarını eloğlu yakalar, biz de bu kafayla yine yaya kalırız."
"Devletteki boş engelli memur kadrolarını, öğretmen, sağlıkçı kadrolarını doldurun"Özellikle hizmetler sektörünün salgından ciddi ölçüde etkilendiğini, daralmanın yüzde 3,2 olduğunu belirten Öztrak, hizmet sektörünün istihdamın da en yüksek olduğu sektör olduğunu dile getirdi.
Bunun işsizliğe yansımasının yıkıcı olacağını, bu nedenle işin kriz safhasından çıktığını ve buhrana dönüştüğünü savunan Öztrak, "Buradan tekrar çağrıda bulunuyoruz, bu gidişatı biraz olsun hafifletebilmek için süratle devletteki boş engelli memur kadrolarını, boş öğretmen, sağlıkçı kadrolarını doldurun. Atamasını yaptığınız ama bir türlü işe başlatmadığınız 20 bin öğretmeni işe başlatın, maaşlarını da atamalarını yaptığınız günden itibaren ödeyin." dedi.
"Milletimiz büyük sıkıntıda, rahat bir nefes bile alamıyor"Öztrak, Meclis gündeminin "seçim yasalarıyla", "sivil toplum kuruluşlarını ele geçirecek düzenlemelerle" işgal edildiğini öne sürerek, "Milletimiz büyük sıkıntıda, rahat bir nefes bile alamıyor. Nefes almak demişken sarayın kibirli başının Amerikalıların nefesine gösterdiği hassasiyetin aynısını, kendi yurttaşlarının nefesine de göstermesini bekliyoruz. Ekonomik krizde işsiz kalan yurttaşlarımız, iş bulmaktan umudunu kesip evlerinde oturan gençlerimiz, kadınlarımız, esnafımız, çiftçimiz, ücretsiz izne zorladığınız çalışanlarımızın nefesi giderek daralıyor. Sarayın başındaki kendi insanlarının sesini duymuyor. Okyanusun ötesindeki, ABD'deki insanların sesini işitiyor." diye konuştu.
"Bu büyüme hangi hedeflerimizi yakalamamıza imkan verecek?"
Faik Öztrak, konuşmasının ardından gazetecilerin gönderdiği soruları yanıtladı.
Erdoğan'ın "Türkiye, bu tür zorlu dönemlere aşina hatta bir anlamda şerbetli bir ülkedir." ve "Türkiye için ikinci çeyrek bir parça sıkıntılı gözükse de sonrası aydınlıktır." sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Öztrak, "Bu senenin ilk çeyreğinde yüzde 4,5 gibi bir büyüme oldu ama geçen senenin ilk çeyreğinde ne oldu? Ekonomi yüzde 2'den fazla daraldı. 2018-2020 ortalamasını aldığınız zaman Türkiye, ilk çeyrekler itibarıyla sadece yüzde 1 büyümüş. Bu büyüme hangi hedeflerimizi yakalamamıza imkan verecek? Bizim milletimize hangi refahı verecek?" diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com