Katil PKK'yı lanetlemek şöyle dursun basit bir "kınama"ya bile yanaşmayan HDP’den yapılan açıklamada, "Bir an önce çatışmaları ve kayıpları durduracak çözüm politikalarının devreye konulması gerekirken, ülkeyi yönetme sorumluluğuyla karşı karşıya bulunanlar kaosu daha da derinleştirecek çatışmacı siyasette ısrar ediyor" denildi.
Kan siyaseti için her türlü provokasyona açık olduğunu mensuplarının söylemleriyle gösteren, yol kesip eşkıyalığa tekrar başlayan, asker-sivil demeden hedefine düşenleri katleden terör örgütü PKK'yı lanetlemek şöyle dursun basit bir "Kınama"ya bile yanaşmayan HDP bir "Açıklama" ile yine Hükümet'i ve "başkaları"nı suçladı.
Sırf, mensubu olduğu "TBMM'ne saygı" adına teröriste, "Silahları bırak!.." ve "Teslim ol!.." diye bir çağrıda bulunamayan ve malum terör örgütüne karşı herhangi bir açıklaması olmayan HDP, sanki hedef saptırmak ister gibi Hükümet, Ak Parti ve MHP'yi hedef alan bir "Açıklama"da bulundu.
"Açıklama"da Cumhurbaşkanı'na ve makamına karşı da saygısızca ifadeler kullanılırken, "Terör örgütü" de yol kesip, pusu kurup insanları katleden olarak değil de "meşru olarak, çatışan bir taraf" olarak gösterilmeye çalışıldı.
HDP’den yapılan açıklamada, "Bir an önce çatışmaları ve kayıpları durduracak çözüm politikalarının devreye konulması gerekirken, ülkeyi yönetme sorumluluğuyla karşı karşıya bulunanlar kaosu daha da derinleştirecek çatışmacı siyasette ısrar ediyor” denildi.
HDP
Merkez Yürütme
Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada aynen şöyle denildi:
"Parlamentonun
görevi tatile çıkmak değil, çözüm üretmektir. AKP, parlamentonun işlemesini engelleyerek, çatışmalı süreci derinleştirmektedir. Çözüm süreci bizzat devleti ve ülkeyi yönetenler tarafından durdurulmuş durumdadır. Her gün can kayıpları yaşanırken, devreye girerek çözüm bulması gereken parlamentoyu AKP ve MHP el birliğiyle tatile çıkarmıştır. Üstelik Meclis’te AKP ve MHP oylarıyla Suruç katliamının araştırılması için komisyon önerisi reddedilmiş, eller IŞİD vahşetinin üstünün örtülmesi için kaldırılmıştır. Geçici Başbakan ise çatışmaları, ölümleri bir kenara bırakmış, gece gündüz HDP’ye saldırıyor,
hakaret ve tehdit yağdırıyor, hedef gösteriyor.
Cumhurbaşkanlığı makamını temsil etmesi gereken
kişi Çin’den HDP’ye saldırıyor, Eş
Genel Başkanımıza
yönelik en ağır hakaretleri yapıyor. Hem Başbakan, hem
Cumhurbaşkanı HDP’den hesap sormaya çalışıyor, bedel ödetmekle tehdit ediyor.”
“Siz hesap sorma konumunda değil, hesap
verme durumunda ve zorunda olanlarsınız” denilen açıklamada, “7
Haziran seçimlerinin intikamını HDP’den almak ve kendilerine yine tek parti iktidarının yolunu açmak için bu çatışmalı ortamı başlatan, düğmeye basan zihniyet
tüm bu yaptıklarının
hesabını vermek zorundadır. Dün
Yalçın Akdoğan çıkıp, “Oyları HDP aldı, bizden de çözüm bekleniyor” diyerek, çözüm sürecini
neden bitirdiklerini açıkça
itiraf ederken, Eş Genel Başkanımızın grup toplantısında söylediklerini de doğrulamıştır. “Madem bize başkanlık yolunu kapattınız, bunun sonucuna da katlanırsınız” diyerek bedel ödetilmeye çalışıldığını itiraf etmiştir. Tüm
Türkiye kamuoyu bu gerçeği görmelidir. AKP tek başına
iktidar olamadı, Saray’dakine başkanlık
yolu açılmadı diye tüm
ülke kaosa sürükleniyor” ifadeleri yer aldı.
Yapılması gerekenlerin “çatışma politikasını bir kenara bırakıp, barışçıl çözüm yollarını yeniden devreye koymak” denilen açıklamada "Terör" ve "PKK terörü" yerine sürekli "çatışma" ve "çatışma süreci" denilerek terörist tarafın da meşru bir "taraf" olarak vurgulanmak istenen "açıklama"ya şöyle devam edildi:
“Çözüm sürecinin askıda tutulduğu her bir günün halklarımıza
maliyeti çok ağırdır. Bir kez daha ülkeyi yönetenleri sorumluluğa çağırıyoruz. HDP,
üzerine düşen olumlu
rolü her zaman olduğu gibi oynamaya hazırdır. Biz çatışmaların durdurulması için çabalarımızı
yoğun bir biçimde sürdürmeye devam edeceğiz. Size
savaş yaptırmayacağız. Çatışmalı ortamı sonlandıracak, can kayıplarını önleyecek barışçıl politikalar hayata geçirilmeli ve çözüm üretmeyen geçici Başbakan ya bu tutumundan bir an önce vazgeçmeli ya da görevi bırakmalıdır.”
dikGAZETE.