CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır ziyaretine ilişkin, "Hem Batman'a hem Diyarbakır'a gidişi partinin bilgisi dahilinde. Ekrem Bey o tür şeylere zaten dikkat ediyor. Elbette Batman'a gitmişken, Diyarbakır'a uğraması gayet doğaldır. Uğramaması ayıp olurdu." dedi.
Kılıçdaroğlu, HaberTürk televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Yerel seçimlerde çok iyi adaylar çıkardıklarını, popüler isimler yerine yerel yönetimlerde deneyim kazanmış kişileri büyükşehirlerde aday gösterdiklerini ve başarılı olduklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanamamalarının içinde bir yara olduğunu, Bursa'da iyi aday göstermelerine rağmen süreci iyi yönetemediklerini söyledi.
Yenilenen İstanbul seçimlerinde parti içindeki "seçimlerin boykot edilmesi" tartışmalarına ilişkin Kılıçdaroğlu, bu tür görüşlerin gündeme geldiğini ancak sonuçta sağduyunun egemen olduğunu ve boykot yerine tekrar seçime girme kararını Ekrem İmamoğlu ile aldıklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul'da miting yapmadığını hatırlatarak, "Hiç CHP'lilerle gitmedim ama ulaşılmayan yerlere ulaştım. Parti örgütüne beni 'CHP'ye oy vermemiş kanaat önderleriyle yan yana getirin.' dedim. Erdoğan'ın 'CHP buralara giremez.' dediği her yere girdim." ifadesini kullandı.
İmamoğlu'nun sel sırasında tatil yapmasıİstanbul'daki sağanak sonrası oluşan sel sırasında Ekrem İmamoğlu'nun tatil yapmasına yöneltilen eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Oraya çocuğunu almaya, küçük kız çocuğu var onu almaya gidiyor. Alıp gelecek, onu tatil olarak görmemek lazım. Tatil değil zaten." dedi.
Belediye başkanlarının il dışına çıkarken mülkü amirden izin aldıklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Merkezi otoriteye bilgi veriyorlar 'ben şuraya gideceğim' diye. O izin olarak algılanıyor. Kaldı ki tatil olsa, bir insanın tatil yapma hakkı yok mu? En doğal hakkı. Ekrem Bey ister İstanbul'da olsun, sadece Ekrem Bey için demiyorum diğer belediye başkanlarımız için de geçerli. Bunlar kentten ayrılınca kentle bağları kopmuyor, günlük her türlü bilgi veriliyor. Bugünkü teknolojik ortamda 'Kentin içinde niye durmadın?' diye eleştiri getirmek doğru değil ama tabii o gün yağmurun yağacağını, o tablonun yaşanacağını bilseydi elbette orada olurdu."
İmamoğlu'nun Diyarbakır ziyaretiÜç büyükşehire görevlendirme ve Ekrem İmamoğlu'nun Diyarbakır ile Batman ziyaretine ilişkin CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "(İmamoğlu'nun) Hem Batman'a hem Diyarbakır'a gidişi partinin bilgisi dahilinde. Ekrem Bey o tür şeylere zaten dikkat ediyor. Elbette Batman'a gitmişken, Diyarbakır'a uğraması gayet doğaldır. Uğramaması ayıp olurdu." ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Hem demokrasiyi savunacaksınız hem yerine kayyum atanan ve haksız bir şekilde görevden el çektirilen kişiyi görmezlikten geleceksiniz, bu doğru değil. İnsani olarak da siyasi olarak da doğru değil. Oraya gitti. Neden doğru değil onu da söyleyeyim, HDP bizim siyaseten rakibimiz ama bir kişi haksızlığa uğruyorsa, demokrasi orada sonlandırılıyorsa, siz kalkıp demokrasiyi sadece kendiniz için değil, sizin gibi düşünmeyen insanlar için de isteyeceksiniz. Belediye başkanı başvuruyor. Savcılıktan temiz kağıdı alıyor. YSK'ya başvuruyor. YSK, 'seçime girebilir' diyor. Hiçbir mahkumiyeti yok. Seçime giriyor, kazanıyor, mazbatasını alıyor, 1 Nisan'da vali yazı yazıyor, 'Bunların hakkında soruşturma var bunları görevden alın.' diyor. Ne zamana ait? Milletvekili olduğu dönemlere ait. Belediye başkanlığıyla yaptığı faaliyetten ötürü değil. Zaten adam daha yeni oturmuş yerine. 1 Nisan'da yazı yazıyorsunuz. Bunun demokrasiyle, hukukla, hukukun üstünlüğü ile ne ilgisi var?"
Bu kişilerin belediye başkanıyken belediyenin imkanlarını terör örgütüne yararlandırdığı yönündeki açıklamaların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Onu birisi söylüyor. Görevden alanlar söylüyor. Bu devlete 27,5 yıl hizmet ettim. Pek çok başbakanla, pek çok bakanla da çalıştım. Bir belediye başkanı bir terör örgütüne parasal destek veriyorsa, siz devlet olarak onu saptayamıyorsanız siz devlet değilsiniz. Saptıyorsanız, suçüstü yapacaksınız. Kiminle götürdü, ne zaman götürdü, parayı nasıl götürdü?" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bu konuda "Yeniden hendekler mi olsaydı?" yanıtının verildiğinin belirtilmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Hangi hendekler? Sur'da olanlara hepimiz karşı çıktık. Ahmet Türk kendisi söyledi 'Ben hendeklere karşı çıktım.' diye. Şimdi kalkıp da bu insanlara milletvekilliği yaptığı dönemdeki daha soruşturma aşamasındaki olan şeyler hakkında kalkıp da 'Ben görevden aldım.' Hiç birisi belediye başkanlığı döneminde değil. Bunları almanız doğru değil. Vicdan sahibi olan herkes bunu doğru bulmaz. Bu en çok PKK'nın işine yarar, onun ekmeğine yağ sürer." karşılığını verdi.
"Teröre karşı ortak duruş sergilemek zorundayız""HDP'nin PKK' ile arasına mesafe koyma konusunda yıllardır başarılı olmadığını kabul etmiyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Koymasını isteriz, kesinlikle. Demokrasiyi savunup teröre sıcak bakmak mümkün değildir. Bu ateşle su gibidir. Siz demokrasiye inanıyorsanız her türlü şiddete karşı çıkmak zorundasınız. Terör bir insanlık suçudur. İster kurum olsun ister parti olsun, ister şahıs olsun, kim olursa olsun, teröre karşı ortak mücadele, teröre karşı ortak duruş sergilemek zorundayız. Bu duruşu hepimizin sergilemesi lazım. Teröre karşı mücadele edeceğiz ama terörü sonlandırmak için de çaba harcayacağız."
CHP'nin Kürt sorununun çözümüne ilişkin yaptığı çalışmalara ilişkin bir soru üzerine de Kılıçdaroğlu, bu sorunun çözüm adresinin TBMM olduğunu söyledi. "Öcalan ile görüşmeye karşısınız yani" denmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Meşru bir devlet, meşru bir organı muhatap alır. Meşru bir devlet gayrimeşru bir organı muhatap almaz. Yanlış da buradan başlıyor zaten. Erdoğan'ın getirdiği sonuç işte o hendekler oldu. Hendekler kazılırken neredeydi hükümet? Neredeydi bunlar? Kabahat kimde? Kabahati terör örgütüne bağlıyorlar, izin veren kim?" şeklinde konuştu.
Bu konuda biri Meclis'te, diğeri Meclis dışında iki komisyon kurulması önerileri bulunduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, zaten daha önce de bu tekliflerini iktidar partisine götürdüklerini anlattı.
Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin sorunlarını çözmeye talip siyasi parti liderlerinin zaman zaman bir araya gelip konuşması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin gerçeklerinden kopuk bir siyaset anlayışının olmaması gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Oturup tartışılması lazım. Bunların hiçbirisinin olmadığı bir ülke yaşıyoruz. Şu anda Türkiye'de iki devlet var. Bir saray devleti, bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var." dedi.
Sokakta bir vatandaşa "5 tane bakan ismi say" dense sayamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Böyle devlet yönetilmez. Bu bakanların hiçbirisi Meclis'e gelmiyor. Daha komik olan, kanun geliyor. Kanunu kim veriyor, AK Parti'den iki-üç milletvekili veriyor. Komisyonlarda soru soruluyor, teklifi veren milletvekili içinde ne olduğunu bilmiyor. Çünkü teklif sarayda hazırlanmış. Düşündüğünüzden çok daha derin sorunlarla Türkiye karşı karşıya." değerlendirmesini yaptı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com