MuÅŸ
Muş'ta, Vali İlker Gündüzöz'ün talimatıyla köyleri ve mahalleleri dolaşan Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırılan 350 aileyle görüşerek evlatlarına kavuşmaları için yoğun çaba sarf ediyor.
Teröristlerin devletin şefkatine ve adalete sığınmaları için ikna çalışmalarını sürdüren ekipler, bu sayede onlarca gencin terör örgütü PKK'dan kaçarak ailelerinin yanına dönmelerini sağladı.
Geçen yıl kandırılarak Irak'ın Zaho ve Gara bölgesinde terör örgütüne katılan 26 yaşındaki F.K, polis ekiplerinin 6 ay süren çabası sonucu ikna edilerek eli kanlı örgütten kurtarıldı.
Bir yıl boyunca PKK'nın kamplarında zor günler geçiren F.K, 17 Kasım'da terör örgütünden kaçarak Şırnak'ın Silopi ilçesindeki Habur Sınır Kapısı'nda güvenlik güçlerine teslim oldu.
Polis ekiplerince Muş'a getirilen F.K, İl Emniyet Müdürlüğünde ailesiyle buluşturuldu. Duygusal anların yaşandığı buluşmada, aylardır çocuklarına kavuşmanın hayalini kuran anne ve baba gözyaşlarına hakim olamadı.
"Orada kaldığım her güne lanet ettim"
Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edileceği belirtilen F.K, Muş Emniyet Müdürlüğünün girişimleri sonucu ailesine kavuşmanın mutluğunu yaşadığını söyledi.
Devletin şefkatli ellerine sığındığını ifade eden F.K, şöyle dedi:
"Dağdakiler, sizlerin benimle ekmeğinizi, suyunuzu paylaştığınızı görse hepsi bırakıp gelir. Örgüttekiler, bizlere Türkiye'de işkence edildiğini, ailelerine kötü davranıldığı yalanlarını söylüyorlar. Ama sizlerin ailemle bu derece yakın ve sıcak olduğunuzu görünce orada bulunduğum her gün için daha da fazla lanet ettim. Sizlerin burada beni, ailemi benden daha fazla düşündüğünüzü, çırpındığınızı gördüm. Ben Müslüman bir ailede büyüdüm ve terör örgütünün kamplarında Allah ve Hz. Muhammed hakkında alaycı tavırlar, iftiralar ve küfürler edildiğini görünce kandırıldığımı anladım. Ailemle irtibata geçtim ve ailemin sizi kendi ailesi görmesi, size çok güvenmesi kopuşumu, gerçekleri görmemi hızlandırdı. Terör örgütünde bulunanlar sizlerle bir kez konuşsa sizleri tanısa hiçbiri dağlarda yaşamaz ve güvenlik güçlerine teslim olur. Polislerin çabasını görseler nasıl bir kandırılmışlığın içinde olduklarını anlarlar."
Anne E.K. de oğluna kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını belirterek, "Polisler bana oğlunu dağdan kopartıp getireceğiz dediğinde o günden itibaren hep bu günü bekledim ve oğluma kavuştum. Sizin oğlumdan, oğlumun da sizden farkı yok. Bir oğlum evimizden gitti ama sizin gibi kaç evladım oldu. Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin. Allah'a şükürler olsun, devletimiz var." dedi.
Baba R.K. de oğlunun kandırıldığını belirterek, "Oğlum gelsin bu bayrağın altında bulunsun, isterse cezaevlerinde çürüsün isterse ölsün yeter ki bu ülkenin bayrağının altında olsun. Benim oğlum bu hain Kürt düşmanı ve illet terör örgütünde olduğu hiçbir gün uyuyamadım. Oğlum devlete sığındığı için rahatım. Allah'ım devletime ve polislerimize zeval verme. Allah ayağınıza taş değdirmesin." ifadelerini kullandı.
"Türk Bayrağı altında yaşamak istiyorum"
Terör örgütü PKK'dan kaçarak İran güvenlik güçlerine teslim olan ve Türkiye'ye gönderilen PKK'lı kadın terörist de örgüte katıldığı için pişman olduğunu ve Türk bayrağı altında yaşamak istediğini belirtti.
Van'da Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirten kadın terörist, örgüte katılım süreci ve terör örgütü PKK'nın gerçekleştirdiği saldırılar hakkında detaylı bilgiler verdi.
Kadın terörist, 2011'de üniversite sınavına hazırlanmak için aynı evde kaldığı kız arkadaşıyla terör örgütüne katılmaya karar verdiğini anlattı.
Arkadaşıyla ilk olarak Silvan BDP binasına gittiklerini ifade eden terörist, şunları aktardı:
"Aynı gün bizi Kendal alanına götürdüler. Daha sonra Bingöl Çelenk noktası olarak bilinen alana gönderildik. Toplamda 15 kişiydik. Burada bize örgütü tanıma adına eğitimler verildi. Erzurum ve Tunceli kırsal alanına gönderildim. Belli bir süre silah ve ideolojik eğitim aldık, daha sonra bize örgüt kıyafeti ve silah verdiler. 2013 yılı bahar aylarına kadar burada faaliyet yürüttüm. 1,5 yıllık bu süreç içerisinde beraber faaliyet yürüttüğüm örgüt mensuplarını emniyet ifademde ayrıntılı olarak teşhis ettim."
Kadın terörist, 2012 yılı yaz aylarında sözde Tunceli Batı Cephesi alanında faaliyet yürütürken Tunceli'de bulunan Geyiksu Jandarma Karakoluna eylem yapılması istendiğini kaydederek, şu itiraflarda bulundu:
"Bizi iki gruba ayırdılar, ben ikinci gruptaydım, görevim karakolla ilgili keşif yapmaktı. Dağdan dürbünle karakolu izleyerek askerlerin gün içindeki hareketlerini not alıyordum ve bunu başımızda komutan olarak bulunan 'Akif Guyi' kod adlı şahsa aktarıyordum. Keşif yaptıktan sonra söz konusu karakola eylem yapıldı. Eyleme katılmadım ancak öncesinde yaklaşık iki hafta boyunca gerekli keşifleri yaptım. Karakol eyleminden sonra yine 2012 yılı yaz aylarında Hozat ilçesi ve Batı Merkezi alanı olarak adlandırılan ana yolda iki kez yol kesme eylemi yapıldı, sadece birine katıldım."
Irak'ta kaldığı süreçte tanıştığı örgüt mensubuyla kaçmaya karar verdiğini dile getiren kadın terörist, şunları anlattı:
"21 Ağustos 2019 gecesi kaçtık ve İran güvenlik güçlerine teslim olduk. Orada ifadelerimiz alındı, yargılamamız yapıldı. Her şeyi ayrıntılı olarak anlattığımızdan dolayı bizi bıraktılar. Türkiye'ye teslim olmak istediğimizi söyledik ve bizi Türkiye'deki güvenlik güçlerine teslim ettiler. Cahilliğimden dolayı örgüte katılma gibi bir eylemde bulundum, şimdi Türkiye Cumhuriyeti devleti ve bayrağı altında herhangi bir örgüt faaliyeti içerisinde bulunmadan yaşamak istiyorum."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com