DİYARBAKIR
Kentteki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve iş adamlarıyla bir otelde düzenlenen iftar programında bir araya gelen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, yaptığı konuşmada, Diyarbakır'a geldiği ilk andan itibaren kentin çehresindeki değişimin dikkatini çektiğini söyledi.
Son yıllarda yaşananlara rağmen devletin sağladığı altyapı ve dönüşüm, parklar, yollar ve restore edilen alanlarıyla Diyarbakır'ın hakiki ruhuna kavuşmaya başladığına işaret eden Albayrak, "Daha yapacağız. Diyar-ı huzur olacak inşallah. Diyarbakır kabuğunu kırdı. Özellikle birilerinin vurmak istediği prangaları parçaladı. Yavaş yavaş hak ettiği noktaya özellikle de 24 Haziran'dan sonra inşallah ulaşacak." diye konuştu.
"Siyaset neden yapılır?" sorusunu her yerde sorduğunu ifade eden Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyaset bir değerler bütünü içinde millete hizmet için yapılır. Vatandaşın talebi, ihtiyacı olur ve siyasetçi buna talip olur, bunları çözer. Siyaset bunun için yapılır. Lakin yıllardır Diyarbakır'a, bölge insanına hizmet ettiğini iddia edenlerin insanımızı aslında nasıl kandırdığını, aldattığını, bölgeyi aslında nasıl bir felakete sürüklediğini tüm Türkiye olarak gördük. Şarkın Paris'i olan Diyarbakır bunları hak ediyor mu? İhya olan bu tarihi alanları, parkları kayyum noktasından sonra illerin belediyecilik hizmetini ve tüm bu süreçleri gördük."
"Terör örgütlerinin tamamının ipi nerede, kiminle bunu görmemiz lazım"Sokaklardaki neşeyi, huzuru ve mutluluğu kalıcı kılmak için bir duruş sergilenmesi gerektiğini belirten Albayrak, çukur, kepenk kapatma, baskı ve şiddet döneminin bittiğini söyledi.
Albayrak, artık sadece Türkiye sınırları içinde değil, ötesi özelinde de endişe, korku ve acabaların olmayacağına dikkati çekerek, "Devletimiz, hükümetimiz, bölgenin huzuru için, bir taraftan asayişi için yürüttüğü güçlü ve kararlı politikalarla, diğer taraftan bölgeye getirdiği yatırım ve hizmetlerle daha da güçlü ve güzel, refah içindeki Diyarbakır tablosunu ortaya koyacak." değerlendirmesinde bulundu.
Bölgeye havalimanı, yol ve hastane yapmak istediklerinde birilerinin, "Yakarız, yıkarız, iş makinelerini ateşe veririz." tehditleri savurduğunu ve bundan zarar görenlerin belli olduğunu dile getiren Albayrak, "Kim hizmet yapıyor, kim değil, kim siyaseten kandırıyor, kim değil, kim bu topraklardan, kim değil. Tüm bu coğrafyadaki istikrarsızlığı körükleyen terör örgütlerinin tamamının ipi nerede, kiminle bunu görmemiz lazım." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin tarihi bir süreçten geçtiğini söyleyen Albayrak, şunları kaydetti:
"Bölgemizde yaşananları hep birlikte görüyoruz. Yüz yıllık hesapların (Sykes Picot Antlaşması 1915-2015) yüzüncü yılı doldu. Yüz yıl önce İngiliz ve Fransız iki bürokratın, siyasetçinin anlaşarak gizli bir şekilde ortaya koyup imzaladığı anlaşma doldu. Bölge için yeni haritalar, yeni fitne ve nifak tohumları üzerinde milyonlarca insanın öldüğü ve maalesef mülteci konumuna düştüğü ve tamamının ortak paydasının Müslüman olduğu bu resimde neyle karşı karşıyayız? Bölgeyi bugüne kadarki kaos ortamının daha da ilerisine, daha da büyük bir çatışmaya sürüklemeye çalıştıklarını görüyoruz.
Bin yıldır bu coğrafyadaki kardeşliği, birliği yıkmak üzerine son hamle ile bu işi bitireceklerini zannettiler. 15 Temmuz, bu ülkenin önemli bir kesimini özellikle gaflet uykusundan uyandırdı. Tekrardan yeni bir döneme başladık."
"Emellerine ulaşmak için son kale Türkiye'yi bölmeye, kutuplaştırmaya niye çalıştıklarını da bilmiyoruz." diyen Albayrak, bunu yapmak için terör örgütlerinin taşeron olarak kullanıldığını ifade etti.
"PKK Kürt, FETÖ Türk mü, ikisi de terör örgütüdür ve ikizdir. Onlar ne Kürt ne de Türk'tür, DEAŞ da ne Arap'tır. 3 terör örgütü de Müslüman değil, bizden değil, üçü de ne Kürt ne Türk ne de Arap değil." diyen Albayrak, şöyle devam etti:
"Üçü de terör örgütüdür ve ipleri de uzaktadır. İşte bu topraklardan olmayan, bizlerin değerleriyle yoğrulmayan Marksist, ateist, Leninist ve her anlayışta olanlar bu coğrafyayı ve ülkeyi temsil edebilir mi? Bu milletin sorununa ve bu coğrafyanın sorununa çare bulabilir mi? Bizim kendi kültürümüzü, inancımızı, tarih bilincimizi engel gördükleri için şehitlerimiz, camilerimiz ve kültürel tüm değerlerimizi hedef aldıklarını görüyoruz. Bunlar yıkmak, yok etmek ve unutturmak istiyor. Bölgede huzuru, birliği ve kardeşliği terör örgütleri üzerinden hedef aldıklarını görüyoruz.
Tüm bu terör örgütlerinin hepsi aynı amaca hizmet ediyor. Bunlara karşı asla ama asla taviz vermeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya mazlumlarının, ümmetin ve milletin umudu olduğunu vurgulayan Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu iş bitmiştir. Türkiye, bu kardeşlik köprüsünü geçmiştir. Bundan sonra adım adım bu sürecin içindeki tüm yapılar tasfiye olacak. Kandil orada duruyor. Bakalım Kandil orada duruyor mu, Sincar orada duruyor mu, Münbiç orada duruyor mu? Bu birlik ve beraberliğin, kardeşliğin, bütün yurdun maddi ve manevi liderliğini, savunuculuğunu yapan bir kişi var. Bütün oklar onu gösteriyor. Bu okları takip edersek hakikati buluruz. Bütün bu oklar bugün kimi, hangi şahsı ve ülkeyi hedef alıyorsa o bütün resmi aslında anlatıyor."
"Haksızlık karşısında susamayız"Türkiye'nin, dünyanın her yerindeki zulme karşı çıktığını ifade eden Albayrak, Ortadoğu'da son dönemdeki gelişmelere değindi.
"Araplar geride dururken, hiçbirinin sesi çıkmazken bugün Filistin davasında Kudüs'ün uğradığı zulme karşı Arap coğrafyasından çıkan sese bakın, Tayyip Erdoğan'dan çıkan sese bakın." diyen Albayrak, şunları ifade etti:
"Bu, çok önemli, bunu görmemiz lazım. Biz inandığımız noktada haksızlık karşısında susamayız. Zulüm karşısında zalimin yanında yer alamayız. Bu istikamet üzerinde, bu inançta, bu duruşta bir lider var bu ülkenin başında. Bunu bildikleri için Recep Tayyip Erdoğan'ı, onun şahsında bu ülkeyi, birlik ve beraberliğini hedef alıyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Karadenizli olduğunu ancak iş başına geçtiği günden beri Karadeniz'den misliyle fazla yatırımı Güneydoğu'ya yaptığını dile getiren Albayrak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Düşündükleri tek bir şey var. Bu hükümet gitsin, Tayyip Erdoğan gitsin, ülke paramparça olsun. Hele de 15 Temmuz özelinde başarılı olursa hikaye ne, Suriye’den kötü bir duruma düşsün. Ülke batsın, kaos olsun, kargaşa hakim olsun, yakılsın, yıkılsın, umurlarında değil. Olmadığını Diyarbakır biliyor. Sur biliyor. Nusaybin biliyor. Umurunda olan bu kadim, güzel, tarihi şehirlerimizi bu noktaya taşır mı? İnsanın biraz ruhu sızlar. Çocukluğunun geçtiği, hayatının, ecdadının hikayelerinin geçtiği bu topraklara bırakın bir tane mermiyi, bir taşını alıp yerinden oynatabilir mi? Öyle bir şey olabilir mi? Bu nasıl bir zalimliktir.
Yıkma, yok etme zalimliği. Bu kardeşlik iklimi, bu huzur ortamı Allah'ın izniyle milletimizin aldığı tüm bu hizmetler inanın her şeyin üzerinde, ben çok net söylüyorum, bu süreç ve bundan sonraki süreçte biz bu hükümet olarak sonuna kadar sahip çıkacağız. Bu kardeşlik ve huzur uğrunda Cumhurbaşkanımızın her daim bu duruşuna sahip çıkacağız."
Programda AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker ve Vali Hasan Basri Güzeloğlu da birer konuşma yaptı.
Muhabir: Aziz Aslan,Bestami Bodruk,Ömer Yasin Ergin,Şükrü Gündüz
Kaynak: AA
dikGAZETE.com