TBMM
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Bugünün Muharrem ayının 10. ve aşure günü olduğunu anımsatan Yıldırım, bin 336 yıl önce Hz. Hüseyin'in ve ailesinin Kerbela Çölü'nde tarihin en büyük katliamına maruz kaldığını ve şehit edildiklerini belirtti.
-"Sizin tehditleriniz bize sökmez"
PKK terör örgütünün bugünlerde AK Parti teşkilatlarına yöneldiğine vurgu yapan Yıldırım, "Evelki gün Özalp İlçe Başkan Yardımcımız evinde, hanımı ve 6 çocuğunun gözleri önünde hunharca katledildi, şehit edildi. Dün gece Dicle İlçe Başkanımız iş yerinde alçakça şehit edildi. Hainler şunu iyi bilmelidir; AK Parti sizin yaptıklarınıza pabuç bırakacak bir parti değildir." ifadesini kullandı.
Yıldırım, AK Parti ve hükümetin, Türkiye'yi bütün terör örgütlerinden temizlemek için olayların üzerine tüm kararlılığıyla gideceğine işaret ederek, şu görüşlere yer verdi:
"Sizin tehditleriniz bize sökmez. Sizin tehditleriniz bu millete sökmez. Bu millet, bin yıllık tarihinde esaret nedir görmedi, size mi pabuç bırakacak. Türkiye, bölgede etrafında yaşanan istikrarsızlıklara karşı istikrar adası olmaya devam ediyor. Bir yandan kalkınmamızı, halkımızın geleceğine yönelik çalışmalarımızı sürdürürken bir yandan da PKK, DEAŞ, FETÖ gibi küresel terör örgütlerine karşı amansız mücadele ediyoruz. Amacımız, ülkemizin geleceğini karartmaya çalışan mihraklara fırsat vermemek. Allah'a şükür bu mücadelede millet bizimle beraber. Millet diyor ki 'Sonuna kadar gidin. Asla gevşemeyin.' Ne Doğu'nun ne Güneydoğu'nun ne de 780 bin kilometrekare vatan toprağının hiçbir karışını bu alçak terör örgütlerine bırakacak değiliz. Vatandaşlarımız yurdun her köşesine rahatça seyahat edinceye kadar, istedikleri yerde yaşayıncaya kadar, hiçbir güvenlik endişesi taşımayıncaya kadar bu operasyonlar devam edecek. Operasyonlar öylesine devam ediyor ki yıllardır girilemeyen inlere girildi, yuvaları dağıtıldı. Kızgınlıkları da telaşları da can havliyle teşkilat mensuplarımıza saldırmalarının arkasındaki neden de budur. Bunu biliyoruz, gereğini de yapacağız."
-"Bir tek vatandaşımızın bile mağdur edilmesine asla rıza gösteremeyiz"
15 Temmuz'un ardından, bir taraftan yatırımlar devam ederken diğer yandan da terörle mücadelelerinin kararlılıkla sürdüğünü dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
"Milletimiz içinde bulunduğumuz şartları gayet iyi biliyor. Ağır darbe alan FETÖ ile mücadelemiz bundan böyle de sonuna kadar devam edecek. Bu kadar büyük bir operasyonda, bu kadar kapsamlı bir mücadelede, şüphesiz ufak tefek yanlışlar olabilir. İşin başında söyledim. 'Kılı kırk yaracağız, yaşla kurunun bir arada yanmasını önleyeceğiz, adaletle muamele edeceğiz, duygusal davranmayacağız, intikam duygusu ile iş yapmayacağız.' Bunu baştan söyledik ama buna rağmen uygulamada hatalar olabilir mi? Olabilir. Ancak bizim tek bir hataya, tek bir yanlışa tahammülümüz olamaz. Bunun da bilinmesini istiyorum. Bir tek vatandaşımızın bile mağdur edilmesine asla rıza gösteremeyiz.
İtirazlar, objektif bir şekilde değerlendirilecek, bakanlıklardaki itiraz komisyonları bunları karara bağlayacak. İtirazları inceleyecek heyeti de değiştirdik, bakan yardımcılarını heyet başkanı yaptık ve ona göre heyetleri de teşkil ettik. Mümkün olan en hızlı şekilde varsa, bu mağduriyetleri de gidereceğiz. Ancak tuzaklara karşı da son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Mağdur edebiyatının tehlikeyi gölgelemesine asla izin vermeyelim."
Başbakan Yıldırım, bu hususta herkesin dikkatli olmasını istedi. Anamuhalefet partisi CHP'nin özellikle dikkatli olmasını isteyen Yıldırım, "Bir süredir bakıyoruz, ülkemizin 15 Temmuz'da atlattığı badireyi es geçmeye başladılar. Ülkenin içinde bulunduğu tehlikeyi es geçiyor anamuhalefet partisi. Sabah akşam mağduriyet üzerinden kafa karıştırmaya devam ediyorlar. 15 Temmuz'un asıl mağduru şehitlerimizin aileleridir, gazilerimizdir; istiklali, istikbali, devleti, bayrağı tehdit edilen 79 milyon vatan evladıdır." ifadesini kullandı.
-"FETÖ konusunda ana muhalefet partisinin faturası çok şişkin"
Yıldırım, sözlerini şunları kaydetti:
"Eğer siz bütün bunları bir kenara bırakıp, yüzde biri bile bulmayan, tasfiye edilenleri dilinize dolarsanız, bunun iyi niyetle, insafla hiç bir alakası olmaz. Kimse kusura bakmasın; bu tutum, söylem bilerek ya da bilmeyerek FETÖ'ye destektir. CHP, 17 Aralık 2013'ten sonra FETÖ'ye destek vererek, zaten büyük bir yanlışı yapmıştı. 17 Aralık sonrası yerel seçimler vardı, ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak kampanya yaptım. O kampanyada o bacılar, o abiler, o ablalar CHP'lilerle kol kola kendilerini parçalarcasına nasıl da kampanya yaptılar, buna bizzat şahidim.
FETÖ konusunda anamuhalefet partisinin faturası çok şişkindir. Şimdi pişkin pişkin mağdur edebiyatı yapacağına, ülkeyi uçurumdan döndüren Yenikapı ruhuna sahip çıkması gerekir. Bugün 'mağdurların hakkını savunuyor' görüntüsü altında sabah akşam FETÖ'nün sözcülüğünü yapanlar, nasıl 15 Temmuz akşamında mahçup oldularsa bugün da yarın da mahçup olmaya mahkum olacaklar. Biz mağdur edebiyatıyla terörle mücadelenin yıpratılmasına asla izin vermeyeceğiz. Şimdi zaman mağdur edebiyatı yapma zamanı değil, ülkenin geleceğini inşa etme, hesap sorma zamanıdır."
-"Mağdur edebiyatının tehlikeyi gölgelemesine izin vermeyelim"
FETÖ'ye yönelik operasyonların sürdüğünü hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Bir tek vatandaşımızın bile mağdur edilmesine asla rıza gösteremeyiz. İtirazlar objektif şekilde değerlendirilecek. Mümkün olan en hızlı şekilde inşallah, varsa bu mağduriyetleri de gidereceğiz. Ancak tuzaklara karşı da son derece dikkatli olmamız gerekiyor. Mağdur edebiyatının tehlikeyi gölgelemesine asla izin vermeyelim."
-"AK Parti içinde hain barındırmaz"
"Şunu de özellikle vurgulamak isterim; kendilerini hesaba çekemeyenler, AK Parti'yi sorgulayarak sözde, bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar. Partimin tüm yöneticilerine, tüm mensuplarına, seçmenlerimize, bütün vatandaşlarımıza gönül diliyle sesleniyorum; AK Parti; içinde hiçbir hain, terörist barındırmaz." diyen Yıldırım, diğerlerinin, AK Parti'nin FETÖ ile mücadele ederken aynı şeyleri söylediklerini ve onların avukatlığını yaptıklarını söyledi.
Yıldırım, 15 Temmuz gibi alçak bir darbe girişiminin bile bazı hainlerin aklını başına getirmediğini gördüklerini anlatarak, Türkiye genelinde olduğu gibi, AK Parti içinde de aynı mücadeleyi verdiklerini ve vermeye devam ettiklerini söyledi. Yıldırım, "Dedikodulara kulak asıp fitneye asla fırsat vermeyelim. Hiç kimse FETÖ'nün değirmenine su taşıyan durumuna düşmesin." dedi.
Önceliklerinin her zaman suçlulardan bu ihanetin hesabını sormak olduğunu vurgulayan Yıldırım, bütün vatanı bütün ihanet şebekesinden tek tek temizlemek, devletin kılcal damarlarına kadar sızmış ihanet odaklarını söküp atmak, demokrasi, hukuk devleti, birlik ve beraberliğe kasteden hainleri hukukun, adaletin önüne getirmek ve hesabını sormak, vatanı ve milleti her türlü terör belasından kurtarmak olduğunu dile getirdi.
-"Millet artık terör örgütüne rağbet etmiyor"
Başbakan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunları öncelik olmaktan çıkarırsak, Allah muhafaza, terör örgütüne alan açmış oluruz. Aynı şekilde PKK, DEAŞ'e ağır darbeler indirmeye devam edeceğiz. Terör örgütünün sözde kurtarılmış alan olarak görüp, 'girilemez' dediği bütün alanları güvenlik güçlerimiz operasyonla yerle bir etti. İkiyaka, Oramak, Güven, Kaletepe, Buzul Dağları, Şırnak, Besler, Dereler, Faraşin, daha bir çok bölge... Bütün bu inlerine girildi, gereken temizlik yapıldı. Bölgedeki önemli sığınaklar imha edildi, büyük miktarda uyuşturucu, silah, patlayıcı malzemeye el konuldu. Yapılan operasyonlar, hava harekatları sonucu terör örgütünün kırsal alandaki kabiliyeti büyük oranda sınırlandırıldı. Yapılan operasyonlar, alınan tedbirler sonucu bu yıl içerisinde birçok eylem girişimini de önledik. Bugüne kadar canlı bomba eylemi yapmaya çalışan 269 eylemciyi etkisiz hale getirdik. 2014 yılında yoğun olarak yaşanan örgüte katılımlarda bu yıl çok büyük oranda azalma var. 2014'te bin 94 katılım olmuşken, bu yıl sadece 439 katılım olmuştur. Bu şunu gösteriyor; millet artık terör örgütüne rağbet etmiyor, bölge insani artık terör örgütüne açık ve net şekilde tavır alıyor, milletinin ve devletinin yanında dimdik duruyor. "
-"Canımızı bu ülke için feda etmeye hazırız"
"Milletimiz bilsin ki gerektiğinde canımızı bu ülke, bu millet için feda etmeye hazırız. Bu uğurda ölmek bizim için şereflerin en büyüğüdür. Aydın kardeşimiz vatanı katillere karşı, görevini şahadetle taçlandırdı. Şahadeti kutlu olsun." diyen Yıldırım, terör örgütüyle mücadelede her türlü tedbiri alacaklarını, artık bölgede yaşayan vatandaşların teröristin verdiği tahribatı bildiğini ve bundan en büyük mağduriyeti de kendilerinin çektiğini anlattı. Herkesin huzur ve istikrar, bölgenin kalkınmasını ve zenginleşmesini istediğini dile getiren Başbakan Yıldırım, geçen Pazar günü Van'da 181 aşiret mensubunun bir araya geldiğini, devletin yanında olduklarını, teröre karşı açıkça tavır aldıklarını cümle aleme ilan ettiklerini kaydetti.
-"Fırat'ın doğusu için de gereğini yaparız"
Fırat Kalkanı Operasyonu'nun devam ettiğine dikkati çeken Yıldırım, Suriye ve Irak'ta köşeye sıkışan DEAŞ'ın, Türkiye'yi hedef alarak kendisine alan açmaya çalıştığını bildirdi.
Yıldırım, şu bilgileri verdi:
"Bu örgütle yürüttüğümüz kararlı mücadele DEAŞ'ın Suriye ve Irak'ta gerilemesine çok önemli katkı sağladı. Şu an itibarıyla bin kilometrekarelik bir alanda tam anlamıyla güvenliği sağladık. Sınır güvenliğimizi sağladık, bölgedeki vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağladık, ayrıca terör örgütlerinin sızmak suretiyle ülkemizde intihar eylemleri yapmasını büyük ölçüde kontrol altına aldık. 'Fırat'ın batısı' diyoruz ama eğer terör eylemleri Fırat'ın doğusunda da devam ederse orası için de gereğini yaparız. Hiç kimse şunu unutmasın, 911 kilometre Suriye ile bizim hududumuz var. 911 kilometre hududun her karışını güvenli hale getirmek, terör unsurlarından temizlemek bizim boynumuzun borcudur. Bir şeyi açık ve net söylüyorum; Suriye'de, Irak'ta yaşayan Kürt kardeşlerimizle bizim bir derdimiz yok. Tıpkı Türkiye'deki Kürt kökenli vatandaşlarımız gibi. Bizim derdimiz onların huzurunu bozan, hayatını zehir eden alçak terör örgütleriyledir."
-15 Temmuz'un, resmi tatil yapılması için kanun teklifi
Geçtiğimiz günlerde yapılan MGK toplantısında, 15 Temmuz'un resmi tatil olması görüşünün benimsendiğini, Hükümet olarak da bunu onayladıklarını anımsatan Yıldırım, bu konuda Mecliste bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, "AK Parti Grubu, 15 Temmuz'un, Demokrasi ve Şehitler Günü olarak resmi tatil yapılması konusunda bir kanun teklifi verecek. Diğer partileri de bu teklifimize katılmaya davet ediyoruz. Böylece Yenikapı ruhunun aynı şekilde devam ettiğini milletimize gösterelim, şehitlerimizin ruhunu da şad edelim." dedi.
Grup toplantısını izleyenler arasında ses sanatçısı Cengiz Kurtoğlu da yer aldı.