AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, Kastamonu Belediyesini ziyaretinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bayramın dolu dolu geçtiğini söyledi.
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile yapılması planlanan canlı yayın programı hakkında değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunula ilgili iki partinin yetkilileri görüşme yapıyor, detayları konuşuyorlar. Benim tercihim herhangi bir kanal yerine bir stüdyoda programın yapılması. İsteyen bütün kanalların bu programı İstanbulululara, vatandaşlara duyurması daha doğru. 'Yok bu kanal oldu, şu kanal olmadı' gibi tartışmalardan kurtulmuş olunur. Programı kimin yöneteceği konusu benim açımdan hiç fark etmez. Kim olursa olsun ama tecrübeli olması açısından Uğur Dündar'ı tercih ederim ama başka birini istiyorlarsa ona da eyvallah."
Ekrem İmamoğlu'nun Karadeniz ziyaretleri ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Yıldırım, "Ziyaretten geriye ne kaldı. Devletin valisine ağır küfür, hakaret, devletin polis ve memurlarına ağza alınmayacak sözler. Siyaset içerisinde olan herkesin mutlaka ve mutlaka insanlara karşı gerekli hassasiyeti göstermesi icap eder. Dolayısıyla CHP adayının Ordu Valimize söylediği, söz ben buradan tekrarlamaktan icap duyarım, onun için söylemiyorum, asla kabul edilemez. Şiddetle kınıyorum. İstanbul gibi bir dünya şehrini yönetmeye aday olan birinin böyle sözler söylemesi asla ve asla hoş görülemez. Özür dilemesini bekliyorum." ifadelerini kullandı.
İstanbul'un çok özel bir şehir olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"İstanbul Türkiye'nin özeti. İstanbul, Türkiye, Türkiye, İstanbul demek. 80 vilayetimizden vatandaşlarımız var. Kastamonu da ilk iki içerisinde yer alıyor. Yani Kastamonu'nun şehir merkezi ve köylerinin toplamından daha fazla Kastamonulu İstanbul'da yaşıyor. İstanbul onların doyduğu yer. İstanbul Kastamonuluların evi, işi ve hepimizin ortak geleceği. Kastamonulu hemşehrilerim hem sosyal hem de iş hayatında İstanbul'da çok faaller. Gerek 31 Mart seçimlerinde, gerekse 23 Haziran seçimlerinde Kastamonuluların hep desteğini gördüm. Bu desteğin bugünlerde artarak devam ettiğini görmekten memnuniyet duyuyorum. Bu destek için teşekkür ediyorum. Bayram için gelen Kastamonulu hemşehrilerimin de 23'ünde İstanbul'a geri dönmelerine ve oylamaya katılmalarını istiyorum. Çünkü İstanbul'un Kastamonu'ya ihtiyacı var."
"31 Mart'ın mağduru 8,5 milyon İstanbullu"Kentteki bir düğün salonunda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kanaat önderleri ile bir araya gelen Yıldırım, İstanbul'un çok önemli bir şehir olduğunu söyledi.
İki Kastamonu olduğunu belirten Yıldırım, "Biri istiklal mücadelesinin başladığı Şerife Bacıların, Şeyh Şaban-ı Veli'nin Kastamonusu. Kahramanlıkları ve yiğitlikleri ile kurtuluş mücadelesine damga vuran İstiklal Yolu'ndan cepheye lojistik yapan Kastamonu. Diğer Kastamonu da İstanbul'da en fazla nüfusu olan 2 ilden biri olan Kastamonu. İstanbul'daki Kastamonu buradakinden 2 kat daha büyük. Eğer bir sınıflandırma yaparsak İstanbul'daki büyük Kastamonu olur. İstanbul'da 1 milyona yakın Kastamonulu hemşehrimiz var. Dolayısıyla İstanbul için üreten, çalışan illerimizin başında Kastamonu geliyor." diye konuştu.
İstanbul'da 23 Haziran'da seçim yapılacağını hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Esasında 31 Mart'ta yurdun her köşesinde seçimler yapıldı bitti. Ancak İstanbul seçimi ne yazık ki tamamlanamadı. Ananızın ak sütü gibi helal oyları sandıkta attınız ama sayılırken sizin oylarınıza yeterince sahip çıkamadık. Bunun için kusura bakmayın. Oylar sandıkta iç edildi. Bizim oylar başka yere yazıldı. Geçerli oylar iptale atıldı, oy kullanmaması gerekenler oy kullandı. Sandık başında olmaması gerekenler bulundu. Hatta rahmetirahmana kavuşanlar adına bile oy kullanıldı. Yani aklınıza gelen her türlü şaibe, yolsuzluk yaşandı. İşte bu şartlar altında bizim talebimiz ve isteğimiz bu seçimlerin yenilenmemesi, oyların tamamının sayılması yönünde oldu. Çünkü 8,5 milyon insanın burada hiçbir kabahati yok. Tamamen görevlilerin kanunlara aykırı belirlenmesi ve sayımda yaşanan yolsuzluklar. Oyların sadece yüzde 10'unu saydık. Aradaki fark 16 bin azaldı. 29 binden 13 bine düştü. Demek ki bir yüzde 10'unu daha saysak sonuç değişecek. Hele hele yüzde 80 saysak açık ara seçim bizim lehimize dönecek. Bunu bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Onun için biz seçim kuruluna müracaat ettik. Şaibeyi ortadan kaldıralım, oyların tamamını sayalım. Böylece herkes hakkına razı olsun. 8,5 milyon oy veren İstanbullu'nun içi rahat olsun diye. Ne yazık ki CHP buna şiddetle karşı çıktı. 5 dakika içinde dilekçe verip bu talebimizi reddettirdiler.”
Milletin desteğini her zaman yanında gördüğünü belirten Yıldırım, "Biz hakkımız olmayan bir makamın peşinde olmadık. Hamdolsun milletimiz destekledi. Recep Tayyip Erdoğan uygun gördü, görülebilecek makamların hepsini gördüm. Böyle bir takıntım yok. Benim için en yüce makam vatandaşlarımızın gönlündeki makamdır. Mesele makam değil, mesele oy. Oy namustur. Verdiğiniz oyun yerine gidip gitmediğinin sorumlusu biziz. Onun için 31 Mart'ın tek mağduru 8,5 milyon oy veren İstanbullu. Niye bu kadar insanı tekrar sandığa getiriyoruz? Bu insanların planı, işi, gücü var. Maalesef inat yüzünden böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Nitekim olağanüstü itirazın sonucu Yüksek Seçim Kurulu bizim dediğimizi doğruladı. Bütün yolsuzluk ve usulsüzlükleri tek tek tespit etti." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com