Spor

'Tek bir kişi yapmışsa ben de yaparım'

2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda bronz madalya kazanan milli judocu Mesme Taşbağ, "32 yaşında judoya başlayıp 35 yaşında olimpiyat madalyası almış biri olarak söylüyorum, hiçbir şey engel değildir, yeter ki isteyin." dedi. - Anadolu Ajansı

'Tek bir kişi yapmışsa ben de yaparım'
26-06-2017 16:02

ANKARA- BUĞRA ERSAVAŞ

2016 Rio Paralimpik Oyunları'nda kadınlar artı 70 kiloda 3. olan görme engelli sporcu Mesme Taşbağ, engeli, sporla tanışması ve hedefleriyle ilgili AA muhabirine açıklamada bulundu. Fiziksel engelin başarıya engel olmadığını vurgulayan Mesme, "Tek bir kişi yapmışsa ben de yaparım. Olimpiyatlara da bu mantıkla hazırlandım ve madalyaya uzandım." diye konuştu.

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduğunu ve Eskişehir'de acil servis hekimliği yaptığını belirten sporcu, "Spor hayatıma 2013 yılında, yani 32 yaşında başladım. Judoda dünya şampiyonu olan bir arkadaşla tanıştım. Hangi sporu yaptığımı sordu, ben de spor yapmadığımı söyledim. Kas dengemin çok yerinde olduğunu ve judo yapmam gerektiğini söyledi. Formda kalmak için spora başladım ancak antrenörlerim 'Ağır sıklet yapacaksın.' dedi, üzerine kilo bile aldım." ifadelerini kullandı.

"Engelli olduğumu çok geç öğrendim. Gözümde hastalık olduğunun farkındaydım ancak engelli olduğumu bilmiyordum." diyen Mesme, şunları söyledi:

"Engelli statüsünde olduğumu 2013 yılında öğrendim. Yüzde 40 görme kaybım var ama engelliler içinde iyi gören sınıftayım. Judoya başladıktan 2 ay sonra Görme Engelliler Milli Takımı'na girdim. Bende hekimliğin verdiği soğukkanlılık ve sağlam sinirler var. Sporculukta psikolojinizin sağlam olması lazım, bunlar benim şansım oldu. Mindere soğukkanlı ve rahat çıkıyordum. Başlarda çok acemiydim. Antrenörüm Ahmet Kambur ile çalışabilmek için Eskişehir'e taşındım. Kendisi bana çok emek verdi. Ahmet hocam bana, '3 gün antrenman yaparız sonrasında fikrimi söylerim.' dedi. 3 gün sonra da, 'Seninle Rio'ya gideceğiz.' dedi. O dönem benim için çok yorucuydu. Hiç spor yapmayan biri olarak her yerim ağrıyordu. Olimpiyatlara gideceğimi hiç düşünmüyordum. 'Bir işe başladım, en iyisini yapayım' mantığındaydım."

Sakat sakat mücadele etti

Milli sporcu, en zor rakiplerin Avrupa'dan çıktığını, bu nedenle de Avrupa şampiyonalarının çok zor geçtiğini dile getirdi.

Görme engellilerde çok fazla müsabaka yapılmadığını ve seyircinin az olduğunu vurgulayan Mesme, şunları kaydetti:

"Genelde boş tribünler önünde maç yaparız. Olimpiyatlarda dolu tribünler önünde ve tezahüratlar altında maça çıkmak çok heyecan vericiydi. Oyunlardan 1 hafta önce sakatlandım. Bel fıtığım nüksetti. Ağrılar içinde 3 maça çıktım. Doktorlarımız beni biraz rahatlattı ama üçüncülük maçında ağrılarım çok arttı. Antrenörüm, mindere çıkmadan 'Ağrın var mı?' diye sordu, ben de olmadığını söyledim. 'Bu saatten sonra bir şey değişmeyecek, bu bacak kopsa da maça çıkıp madalya alacağım.' dedim. Madalyasız dönemezdim, çünkü tüm gemileri yakmıştım. Kendimden çok ülkeme ne kazandırabilirim onun peşindeyim. Olimpiyatı gördüm, madalya aldım. Türkiye'ye yakışan madalya tabii ki altın. Bana bronz madalya yeter ama Türkiye'ye altından başkası yakışmaz. 2020 Paralimpik Oyunları'nda altın madalya kazanmayı hedefliyoruz."

"Spor bilincimiz çok eksik"

Mesme Taşbağ, aktif sporu bıraktıktan sonra da sporun içinde olmaya devam edeceğinin altını çizerek, "Spor bilincimiz çok eksik. Spor psikolojisi alanında eğitim almak istiyorum. Dil eğitimi de alabilmek için yurt dışına gideceğim. Bu alanlar üzerinde çalışmalar yapmak istiyorum." şeklinde konuştu.

"Spor, hayatıma renk katan bir unsur ama doktorluk hayatımın anlamı." diyen milli judocu, şöyle devam etti:

"Engelli, beni rahatsız eden bir kelime. Engelli kim, bakış açısına göre değişir. Benim için engelli demek, üretmeyen insan demektir. Üretmeyip evinde oturan, üretmeyip kahvede zaman geçirenler engellidir. Bu hayatı sadece nefes alıp vererek yaşıyorsa, o insan benim için engellidir. Aileler çocuklarına, 'ne üretiyor' diyerek bakmalı. Engeli, insanın sınavıdır. Bu sınavda neler yapmalıyız, onu düşünmek lazım. 32 yaşında judoya başlayıp 35 yaşında olimpiyat madalyası almış biri olarak söylüyorum, hiçbir şey engel değildir, yeter ki isteyin."

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER