TBMM
AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplanan komisyonda "Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" tali komisyon olarak görüşüldü.
Teklifin ilk imza sahiplerinden AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, internet, haber ve bilgiye erişim kolaylaştıkça, hızlandıkça buna bağlı olarak sosyal medya kullanımının da arttığını belirtti.
Bu artışın yeni ve farklı sosyal medya platformlarının oluşmasına, insanların zamanının büyük bölümünü bu platformlarda geçirmesine neden olduğuna işaret eden Özdemir, dijital dünyanın insanların hayatında fazlasıyla etkili olmaya başladığını, sosyal medya platformlarının bu denli çeşitlenmesinin kişilerin sosyolojik ve hukuki problemle karşılaşmasını beraberinde getirdiğini söyledi.
Kişilik hakları ihlal edilen bireylerin Anayasal güvence altında olan haklarının korunması noktasında devletten beklenti içine girdiğine dikkati Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde dijital dünyada vatandaşların karşılaştığı sorunları gerçek dünyada olduğu gibi çözebilmek adına söz konusu diğer ülke ve uluslararası kuruluş düzenlemelerini de dikkate alarak gerekli adımlar atmayı hedefledik. Bu adımların zemininde, özellikle ifade özgürlüğüne temas eden noktalarda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki hükümler yer almaktadır. Ülkemiz, Anayasası'nın ilgili hükümleriyle tanınan ve koruma altına alınan temel hak ve özgürlükleri gerçek dünyada olduğu gibi dijital dünyada da korumayı amaçlamaktadır."
"Mevcut alanın daraltılıyor olması kabul edilemez"
Teklifin geneli üzerindeki görüşmeler üzerine söz alan HDP Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, teklifin torba kanun niteliğinde olduğunu, muhalefet ve meslek kuruluşlarından görüş alınmadığını savundu.
Türkiye'de birçok şeyin yasak olduğunu öne süren Koç, "Konserler yasak, tiyatrolar yasak. Eskişehir'de sokakta yoga yapmak yasak. Bunlara karşı direnecek, bunlara karşı sesini çıkarabilecek olan bir halktan bahsediyoruz. Nerede bunları dile getirecekler. Dolayısıyla, mevcut olan bir alanın daraltılıyor olması gerçekten kabul edilebilecek bir durum değildir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de bir numaralı gündemin ekonomik kriz olduğunu öne süren Koç, eleştirilerinin dikkate alınmadığını söyledi. Görüşülen kanun teklifinin yeri ve zamanı olmadığını, gıda krizinin konuşulması gerektiğini söyleyen Koç'un görüşlerine AK Parti milletvekilleri tepki gösterdi. AK Parti ve HDP milletvekilleri arasında kısa süreli bir tartışma yaşandı.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ise kanun teklifinin çağın ve geleceğin gereksinimlerini karşılamadığını savundu. CHP iktidara geldiğinde İletişim Başkanlığını kapatacaklarını söyleyen Özkan, basın kartını sendikaların vermesi gerektiğini ifade etti.
Gazetecilik mesleğinin özgürlük alanı olarak görülmesi gerektiğine dikkati çeken Tuncay, internetin suç kaynağı olarak görülmemesi, internetten yararlanmanın maksimum düzeye çıkarılması gerektiğini belirtti. Tuncay, internet sağlayıcıların ihtiyaçlarının giderilmesi gerektiğini vurguladı.
İktidarın teklifle "Gazeteci"yi yeniden tanımladığını, sendika, cemiyet, derneği dışladığını savunan Tuncay, "Bu teklifi çağdaş, dünyayı kucaklayacak bir şekle çevirelim, altına biz de imza atalım. Gelin hep beraber bir uzlaşı yaratalım." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Ayhan Altıntaş, kanun teklifinin tek yönlü bakış açısı ile hazırladığını, genel gerekçelerine bakıldığında doğru önermelerden yola çıkılarak yanlış yargılara varıldığını savundu.
Türkiye'de "kişisel veriler korunsun" denildiğini ama operatörler yoluyla bu bilgilerin kayıt altında tutulduğunu söyleyen Altıntaş, "Bu yasa teklifi belli ki seçimlerde kullanılmak üzere hazırlanmış. İktidar milletvekili arkadaşlar inanmasalar da bir virgülü bile değiştiremeyeceklerini düşünüyorum. Eğer aksi düşünülüyorsa hemen oylama yapalım ve iki konuyu konuşalım. Bir, teklifi hemen geri çekelim ve tüm paydaşlarla yeni bir teklif hazırlayalım. İki, onu yapamıyorsak ve seçime endeksli olmadığını göstermek istiyorsak hemen anlaşalım yasanın yürürlük tarihini 1 Ocak 2024 yapalım." diye konuştu.
"Her türlü bilgi, belge yasalara ve mahkeme kararlarına göre alınıyor"
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, Türkiye'de 313 internet servis sağlayıcısı olduğunu, bu servis sağlayıcılarının belirli standartlara göre bütün işlemleri yaptığını kaydetti.
İletişim tespiti, dinlenmesi, sinyal bilgilerin değerlendirilmesi konularında Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) yetkilendirildiğini aktaran Sayan, her türlü bilgi, belgenin yasalara ve mahkeme kararlarına göre alındığını belirtti.
BTK'nin kanunlar kapsamında verilen görevleri yerine getirdiğine dikkati çeken Sayan, komisyon üyelerini tüm sorularının cevabını alabilmesi için BTK'ye davet etti.
Onursal Adıgüzel'in "Türkiye'de 85 milyonun ya da A firmasından, B firmasından hizmet alacak bütün kullanıcıların kullanıcı adını, IP bilgisini, trafiğe başlama zamanını, trafik bitiş zamanını, hedef IP, indirilen veri miktarını ve yüklenen miktarını, ayrıca kimlik verilerini topla." şeklinde mahkeme kararının olup olmadığını sorması üzerine Sayan, "BTK'de veya bizde hiçbir şekilde algoritma veya profilleme olmamaktadır" dedi.
Komisyonda, sivil toplum örgütleri de görüş ve önerilerini sundu
Sivil toplum örgütleri de komisyonda kanun teklifine ilişkin görüş ve önerilerini sundu.
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Mehmet Nuri Kolaylı, 5. maddede görüşülen basın kartı hakkının geri alınması konusunun fikir işçileri açısından mağduriyet doğuracağını, Basın Kartı Komisyonu üyelerinden 5'inin İletişim Başkanlığı tarafından atanacak şekilde düzenlenmesini kabul etmediklerini belirtti.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı Şeyma Paşayiğit, Türkiye'de dezenformasyondan çok bilgilerin çarpıtılması veya gerçeklerin saklanması sorunu ile karşı karşıya kalındığını söyledi.
En çok endişelendikleri maddenin 29. madde olduğunu belirten Paşayiğit, "Gazetecilerin araştırdığı, verileri derlediği, taraflarla konuştuğu, alana giderek yaptığı haberler bile gerçek dışı olarak tanımlanıp dava konusu olabiliyor. O yüzden eğer konu gerçekten sosyal medya üzerindeki dezenformasyonu engellemek ise bu maddeyi geri çekmenizi ve ayrı bir şekilde konunun paydaşlarıyla değerlendirilmesini talep ediyoruz." ifadesini kullandı.
Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş ise kanun teklifinin bu şekli ile yasalaşması halinde internet ve sosyal medyanın bir kontrol ve ceza platformu haline dönüşmesinin kaçınılmaz olduğunu öne sürdü.
Dezenformasyonla mücadelenin siyasi güç ve mevzi kazanmak gibi bir amaca hizmet etmemesi gerektiğini söyleyen Aktaş, "Kamu barışını sağlamak adına belki de öncelikle belli siyasi ve güç odakları tarafından komuta edilen trol ordularını lağvedip, savaş baltalarını gömmek bugünü ve geleceği kurtarmak adına en doğru yol olacaktır." dedi.
Radyo Televizyon Yayıncıları Meslek Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aydın Şerbetçioğlu da zor şartlarda yayınlarına devam etmeye çalışan radyo televizyon kuruluşlarının resmi ilanlara ihtiyacı olduğunu, ilgili kanun maddelerine "radyo ve televizyonlar" ibaresinin de eklenmesini istedi.
Bilgisayar Mühendisleri Odası Başkanı Cem Nuri Aldaş'ın konuşmasında kullandığı "'Camide bira içtiler, Kabataş'ta gelinimi dövdüler' gibi haberler hiçbir zaman yalan haber, dezenformasyon sınıfına girmiyor." sözleri üzerine komisyon başkanı Yayman, "Lütfen temiz bir dille konuşalım, sataşmaya mahal vermeyelim." uyarısında bulundu. AK Parti milletvekillerinin de Aldaş'ın sözlerine tepki göstermesi ve Yayman'ın süresinin dolduğu gerekçesiyle mikrofonunu kapattırması üzerine HDP ve CHP milletvekilleri, Aldaş'a "sansür uygulandığını, konuşmasının kesildiği"ni savundu. CHP ve HDP milletvekilleri ile AK Parti milletvekilleri arasındaki tartışmanın uzaması nedeniyle Yayman, görüşmelere 5 dakika ara verdi.
Kanun teklifinin bazı maddelerinde değişiklik yapılması planlandı
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmasının ardından maddelerin görüşülmesine geçildi.
Teklif sahipleri, 5. maddedeki "Basın İlan Kurumu, internet haber sitesi vasfının kazanılmadığının tespiti amacıyla İstanbul asliye ceza mahkemesine başvurabilir" ifadesindeki "İstanbul" ibaresinin çıkarılacağını ve 7. maddede ise "internet haber sitesinde tekziplerin ana sayfada bir hafta değil 24 saat süreyle yayınlanıp sonra arka sayfalara alınabileceği" şeklinde düzeltme yapılacağını belirtti.
Teklif sahipleri, 8. maddedeki "teslim ve muhafaza yükümlülüğüne uymayan haber siteleri 300 milyon lira-1 milyar lira arası cezalandırılır" hükmünün eski para birimi kullanıldığı için güncelleneceğini, 9. maddedeki internet haber sitelerinde dava açma süreleriyle ilgili belirtilen "özel zaman aşımı süreleri" kısmı yerine "genel dava zaman aşımı süreleri" ifadesinin kullanılacağını, 11. maddenin f bendinde yer alan "Cumhurbaşkanı kararıyla tespit edilen" ifadesinin ise çıkarılacağını söyledi.
29. madde üzerine söz alan CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay'ın konuşmasındaki "gençlerin umudunu çalıyorsunuz" sözü üzerine AK Parti ile CHP milletvekilleri arasında tartışma çıktı.
Teklif sahibi AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Özdemir, 29. ve 30. madde üzerinde değişiklik yapılma konusunun görüşülebileceğini ifade etti.
Görüşmelerin ardından Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi benimsendi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com