Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, yargı reformunu ülkenin refahı için kaçınılmaz gördüklerini belirterek, "Bazıları bunu belki sadece avukatlar için istiyoruz diye düşünebilir. Son derece yanlıştır. Yargı reformunu istiyorsak bu ülke için istiyoruz." dedi.
Kayseri Barosu ev sahipliğinde bir otelde gerçekleştirilen Genişletilmiş İç Anadolu Baroları Birliği Toplantısı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Feyzioğlu, Kayseri'nin memleketi olduğunu, sabah ata topraklarını gezdiğini söyledi.
Gezisinde Kayseri'de halen Ahilik geleneğinin yaşatıldığına şahit olduğunu anlatan Feyzioğlu, "Türkiye'nin her yerini dolaşan bir insan olarak Kayseri'deki Ahilik gelenek ve kültürünün devam etmesinden fazlasıyla memnunum. Çünkü esnaf gün doğar doğmaz dükkanını açıyor. Açmazsa diğer esnaf tarafından ayıplanıyor. Esnafı korumak aslında milli bilinci korumaktır. Çünkü esnaf milletin birleştirici unsurudur." diye konuştu.
Hukuk güvenliğinin tesis edildiği ülkelere yatırımcının geldiğini vurgulayan Feyzioğlu, "Esnafı geziyorum, onlara 'Ne istersiniz, ne yapılması gerekir?' diye soruyorum. Dudaklarda tek cümle var, 'yatırım, fabrika, tarıma dayalı sanayi, çiftçiliğin ve hayvancılığın geliştirilmesi.' Bütün bunlar için de yatırımcının ihtiyaç duyduğu en önemli teşvik, hukuk güvenliğidir. Hukuk güvenliği olmayan bir ülkeye yerli yatırımcı gelip parasını bağlamaz, dışarıdan hiç gelmez." değerlendirmesinde bulundu.
Bu nedenle yargı reformunu ülkenin refahı için kaçınılmaz gördüklerine işaret eden Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Bazıları bunu belki sadece avukatlar için istiyoruz diye düşünebilir. Son derece yanlıştır. Bu noktada bir avukatın, sizi temin ederim, kendi adına istediği bir şey olmaz. Yargı reformunu istiyorsak bu ülke için istiyoruz. Çünkü bir avukata bir hak, onun şahsi ayrıcalığı için verilmez. Savunduğu vatandaşın, bireyin hakkı olarak tanınır. Bir avukatın hakkı ihlal ediliyorsa bilin ki orada vatandaşın insan hakkı ihlal ediliyordur. Bu bilince inşallah bu ülke ulaşır."
Emine Erdoğan'dan mektupla destek istediAnkara Baro Başkanlığı döneminde kadına şiddeti önlemek ve kız çocukları için "Kardelen Projesi"ni hayata geçirdiklerini, şimdi bunu ülke geneline taşımayı planladıkları belirten Feyzioğlu, "Sayın Adalet Bakanı ile çok güzel bir iş birliği içinde, şiddet önleme ve izleme merkezlerinin her birine barolarımızın bu konuda uzman, şiddet mağduru kadınlarla iletişim kurma noktasında özel eğitim almış, kadın hakları mücadelesine başını koymuş kıdemli kadın avukatları görevlendireceği bir proje gerçekleştireceğiz." dedi.
Feyzioğlu, sahada da mağdur kadının elini tutacak, onunla sisteme karşı mücadele edecek avukatlar yetiştirdiklerini dile getirerek, "Dört dörtlük bir çalışma inşallah çok yakın bir zamanda hazırlanacak, önümüze konacak. Dün Emine Erdoğan Hanım'a bir mektup yazdım. Bu projenin kendileri tarafından sahiplenilmesini önemsiyorum ve bir kadın olarak kadına karşı şiddeti önlemek için çok şey yapacağını düşünüyorum." diye konuştu.
Eskişehir'de çok kötü sonuçlanan bir kadına şiddet olayı yaşandığına değinen Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Eskişehir vakasında mağdur Tuba Hanım maalesef tam 23 kez dilekçe yazıp 'Beni öldürecek bu adam.' diye müracaat etmişti. Her seferinde görevliler kağıt üzerinde, üzerine düşen her şeyi yapmıştı ama o öldürüldü. Aslında hiç kimse hiçbir şey yapmamıştı.
Şimdi de Didim'de benzer bir vaka var. Didim, avuç içi kadar bir yer. Didim'de 6 senedir bir kadına kabus hayatı yaşatılmasını asla kabul etmiyorum. 4,5 yaşındaki bebeğini anneyi döve döve yanından alıp, 1,5 ay evine götürüp, ondan sonra çocuk yemeden içmeden kesilince, ağlaması susmayınca, artık çocuğun feryat figanı karşısında anasına iade etmek zorunda kalan bir adamın, çocuk kaçırmaktan dolayı açılan soruşturmada hakkında takipsizlik kararı verilmesini de asla kabul etmiyorum. 'Evlilik birliği resmen sona ermediği için' şeklindeki bir gerekçeyi hiçbir şekilde benimsememiz mümkün değil. Bu vaka daha yeni. Zeliha Hanım feryat etti, 'Beni de mi ölünce koruyacaksınız?' diye. Türkiye'de bunun gibi on binlerce mağdur insan var."
Bu konuda sahada görevli polis, jandarma, kaymakam, sosyal hizmet uzmanı, Cumhuriyet savcısı ve hakimlerin "Bu işi can kurtarmak için yapıyorum." heyecanıyla işine sarılması gerektiğini anlatan Feyzioğlu, "Bir imza atıyorum kendimi soruşturmaya karşı garantiye alıyorum demek o insanları korumak için yetmiyor. Bir can kurtarmak bir mukaddes emaneti kurtarmaktır. Bu inançla yapmak lazım." diye konuştu.
Feyzioğlu, Emine Erdoğan'a projelerini anlatmak istediğini belirterek, "Bu konulara da hassasiyet gösterdiğini biliyorum. Daha aktif şekilde sahaya indiğinde emin olunuz ki sahada görev yapacak herkese teşvik unsuru olacaktır." ifadelerini kullandı.
Genişletilmiş İç Anadolu Baroları Birliği Toplantısı, basına kapalı yapıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com