Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, bazı baroların olağanüstü genel kurul çağrısına ilişkin, "Bunu yapanlar hain değildir, düşman değildir. Benim kanaatime göre siyasi parti ideolojilerini bu mesleğe, baroculuğa karıştırmaktadır. Biz karıştırmıyoruz." dedi.
Feyzioğlu, Rize Baro Başkanlığı Sosyal Tesisleri'nde gazetecilere yaptığı açıklamada, milli birliği sağlamanın yolunun, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vazgeçilmez olduğunu bilmekten geçtiğini söyledi.
Yargıdaki reform paketinin büyük kazanımlar sağladığına değinen Feyzioğlu, bu kazanımların partiler üstü olduğunu, bir siyasi düşüncesinin olmadığını, kendi milliyetçiliğinin ise Mustafa Kemal Atatürk'ün yapıcı milliyetçiliği olduğunu belirtti.
Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşmelerin çok verimli geçtiğini ancak birlikte çalıştığı görünen FETÖ, PKK ve DHKP-C mekanizmasının, her yerde kara propaganda yürüttüğünü vurgulayarak, "Sivil toplum örgütlerini öyle bir pençesine almış ki Türkiye'ye karşı inanılmaz kara propaganda savaşı üretiliyor. Kitap vererek ya da film seyrettirmek yetmiyor. Onları sıkıştıracak olan halk kitleleridir." diye konuştu.
Akçakale'ye gerçekleştirdiği ziyarette, Türk askerine yönelik olumlu sözleri nedeniyle, bir siyasi partinin kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden Feyzioğlu, bu suç duyurularının kendisi için madalya gibi olduğunu aktardı.
Bazı baroların olağanüstü genel kurul çağrısıMetin Feyzioğlu, olağanüstü genel kurul çağrısının hak olduğunu dile getirerek, "Bunu yapanlar hain değildir, düşman değildir. Benim kanaatime göre siyasi parti ideolojilerini bu mesleğe, baroculuğa karıştırmaktadır. Biz karıştırmıyoruz." dedi.
Kendilerinin siyasi particilik yapmadığını vurgulayan Feyzioğlu, şu değerlendirmede bulundu:
"Arkadaşlarımız daha ziyade siyasi parti ideolojileri ile hareket ediyorlar. Siyasi parti ideolojilerini, meslek örgütlerinin yönetimine karıştırırsanız eğer, her siyasi düşünceden meslek mensubunu kucaklaması gereken yapıların belli bir siyasi partinin renklerine büründüğünü görürsünüz. Bu haksızlık olur. Siyasi mekanizma ile iş yapmak zorundayız. Meslek örgütümüzün çalışabilmesi için iş yapmak zorundayız. Herkes bulunduğu yerden farklı okuyabilir. Biz Türkiye penceresinden okumak zorundayız meseleleri. Arkadaşlarımız haklarını kullandı. Başkanlar için aynı şeyi söyleyemem ama yönetim kurullarının eksik bilgilendirildiğini düşünüyorum. Görüşme imkanım olsa hepsine anlatırım. Hepsi baş tacımızdır. Bizim aramızda düşmanlık olmaz."
Türkiye Barolar Birliğinin kanundan kaynaklanan hakkı ile olağanüstü genel kurul çağrısını reddettiğini anımsatan Feyzioğlu, "Süreci uzatmaya gerek yok. İstenirse idari mahkemesine gidilir, dava açılır. Biz hukukçuyuz, yargı ne derse o. Bunu büyütüp Türkiye gündemi yapamayız, Türkiye'nin gündemi bu değil." diye konuştu.
TBB'nin Suriye ve Kıbrıs meselesine bakışıFeyzioğlu, Türkiye'nin Suriye meselesinde önemli adımlar attığına, ABD ve Rusya ile gerçekleştirilen mutabakatların önemli başarı olarak görüldüğüne işaret ederek, "Birileri her seferinde tökezleyelim diye bekliyorlar. Çünkü, 100 senedir hayalini kurdukları o kukla devlete tam ulaşacaklardı, Türkiye oyunu bozdu. Depresyondalar, anlıyorum depresyonlarını ama bu depresyonun tedavisi bizde değil. Bizi mutlu ediyor, rahatsız değiliz. Paramparça ettik hayallerini." dedi.
Cenevre'de yeni Suriye anayasasının yazıldığının ve bazı tehlikelerin ortaya çıkabileceğinin altını çizen Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Suriye anayasası yazılırken oradaki silahlı PKK güçlerinin Suriye ordusuna beşinci kol olarak katılması yolu açılırsa bizim bütün fedakarlıklarımız maalesef boşa çıkar. Suriye anayasası yazılırken eğer ABD'nin, Almanya'nın girişimiyle; umarım Rusya buna dahil olmaz; bir özerk bölge yaratılmak istenirse beş sene sonra PKK devleti kurulur. O sebeple bizim burada üstün menfaatimiz Suriye devletinin menfaatleriyle örtüşüyor. Suriye hükumeti kendi ülkesinde bir özerk devlet, özerk bölge kurulmasını istemiyor. Türkiye de Suriye'de bir özerk bölge kurulmasını istemiyor. Dolayısıyla artık yaşadıklarından ders almasını beklediğimiz Esad yönetimi ile aracısız görüşmek zorundayız. Rusya'nın sağladığı altyapı ile, moderatörlük ile zaten belli noktaya geldik. Suriye ile Türkiye komşudur. Yabancılar, üçüncü devletler gidecektir. Biz komşuyuz, biz kalacağız. Suriye rejiminin, kendi vatandaşlarına artık hak ettikleri güvenceleri vermesi, insan hakları ihlallerini önlemesi, bunun bir daha gerçekleşmemesi için Rusya'nın, Türkiye'nin, İran'ın garantör olması gibi şartlar da konularak Suriye ile direkt ilişki kurulmalıdır."
Feyzioğlu, dünyanın artık Çin, ABD ve Rusya ile birlikte üç kutuplu olduğunu savunarak, şunları kaydetti:
"Türkiye bölgenin en önemli, en istikrarlı gücü olarak, bu üç kutuplu dünya düzeninde bölgenin şekillenmesi ve yeniden inşasında en etkili söz sahibidir. Söz sahibi olmuştur. Çin'in sermayesi ile Rusya ve İran ile birlikte Suriye'yi inşa ve ihya faaliyetlerine bir an önce girmeliyiz. Türkiye'nin inşaat sektörü, tecrübesi ve gücüyle yarışabilecek başka bir devlet de yok bölgede. En büyük güç bizde. Suriye'yi alışveriş merkezleri ve Türkiye'den yedek parçalarla çalışacak fabrikalarla ihya etmeliyiz. Suriye halkı düşmanımız değildir. 4 milyon Suriyeliyi biz misafir ediyoruz yıllardır ve 30 kilometrelik derinlikteki güvenli bölge bizim için yetmez. Suriye'nin tamamını birkaç sene içerisinde güvenli bölgeye çevirmek bizim elimizde. Bu da Suriye hükümeti ile Esad'ın ders aldığını görüp ilişki kurmayı gerektiriyor."
Türkiye Barolar Birliği olarak üzerlerine düşecek görevi yapmaya hazır olduklarını belirten Feyzioğlu, "Eğer devletimiz de uygun görür, böyle bir işaret verirse, Suriye anayasasının yazımında Türk ve Suriyeli avukatlar, Türkiye Barolar Birliği ve Suriye Barolar Birliği olarak biz de katkıda bulunmak isteriz. Bu bir kamu diplomasisidir. İki birliğin birlikte çalışması şu anki kırgınlıkları, gerginlikleri de azaltmaya yarar diye düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Kıbrıs gibi bir mesele milli birliği gerektirir"Feyzioğlu, Türkiye'nin önünde önemli bir Kıbrıs meselesi olduğuna dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızı kullanırken, Türkiye'yi hidrokarbon yatakları üstündeki haklarımızı kullandığımız için ve kullanacağımızı kararlılıkla ifade ettiğimiz için karıştırmak isteyeceklerdir. Önümüzde başka tuzaklar kurulacaktır. Bunlara karşı muhakkak suretle hukuki, askeri, diplomasi yönünden hazır olmalıyız. Bu hazırlıkta, Kıbrıs gibi bir mesele de milli birliği gerektirir. Bizim bunlarla uğraşmamız lazım. Türkiye Barolar Birliği sadece tarifelerle, günlük meselelerle uğraşmaz. Büyük devletlerin barolar birlikleri, aynı zamanda devletlerin büyük stratejilerinin yazımında da görev alırlar."
Birlik olarak Kıbrıs ile ile ilgili önemli bir sempozyum düzenlediklerini belirten Feyzioğlu, hazırlanan raporu Cumhurbaşkanı Erdoğan'a özel bir toplantıda sunduğunu söyledi.
Feyzioğlu, birliğin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli, en milli meselelerinde kendi alanında her türlü katkıyı verdiğinin altını çizerek, "Bizim enerjimizi başka yönlere çekmezlerse hem meslektaşlarımızın günlük her türlü sorununu çözüyoruz hem de Türkiye'nin en temel sorunlarının çözümüne de katkı sağlıyoruz. Büyük devletlerde böyle olur. Bizde buna alışalım. Türkiye Cumhuriyeti'nin büyük devlet olmasına alışalım." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com