İSTANBUL (AA) - Tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, "Bundan tahminen 25 sene önce yaptığımız 2. Abdülhamid seminerinde; son imparator, hatta kozmopolit bir idareyi başarıyla götürebildiği için 'son Roma İmparatoru' diye nitelemiştik. O, bir diplomatik dehaydı. Türkiye'nin Batı kültüründen Doğu kültürüne kadar sentezine sıcak bakan bir hükümdardı. Maarif ve adliye hizmetlerine dikkat etmiştir. Türkiye'nin hukukun modernleşmesinde yeni müesseseler getirmiştir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı ev sahipliğinde Yıldız Sarayı'nda gerçekleştirilen "Vefatının 100. yılında Sultan Abdülhamid’i anlamak" başlıklı panelde konuşan Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğu'nun zor bir döneminde tahta çıkan Abdülhamid Han'ın, kendi ecdadından, yani diğer hükümdarlardan farklı bir yol izlemek zorunda olduğu ve bu farklı yolu izlediğini söyledi.
"İkinci Abdülhamid Han, 19. yüzyılın diplomasiyi en çok bilen devlet adamıdır" diyen Prof. Dr. Ortaylı, şöyle konuştu:
"Bunu itiraf eden ve bu kabiliyetine boyun eğmek zorunda kalan, başta Alman tarihinin ve milletinin belkide tek başına en üstün diplomatı olan Prens Bismarck'tır. Dönemindeki hükümdarların hiçbirisi, onun kadar uyanık ve etrafı bilen birileri değildir. Sanayi ve kapital birikiminde diğer büyük devletlere göre Rusya'yla birlikte çok problemleri olan Osmanlı İmparatorluğu'nun başına geçmeden, borsa ve piyasa hareketlerini incelemeyi öğrenmiştir. İktisattan ve para hareketlerinden anlaması dolayısıyla Düyun-u Umumiye'nin getirdiği kontrolcü mekanizmayı Avrupa devletleriyle fazla hadise çıkarmadan, mesela Rusya'nın Düyun-u Umumiye'ye dahil ettirmeden götürmeyi bilmiş ve ödemelere dikkat etmiştir."
Ortaylı, Abdülhamid Han dönemininde aydınlanma yaşandığını, özellikle Arap bölgelerinde Türkçe eğitimin arttığını ve bu sayede bütünleşmenin büyüdüğünü aktararak, Anadolu'nun ilk defa bu dönemde demir yoluyla tanıştığını ve bu sayede iç ticaretin canlandığını söyledi.
Toplantının yapılmasının Sultan Abdülhamid Han hakkında söylenecek her şeyi ifade edemeyeceğini belirten Ortaylı, "Bundan tahminen 25 sene önce yaptığımız 2. Abdülhamid seminerinde; son imparator, hatta kozmopolit bir idareyi başarıyla götürebildiği için 'son Roma İmparatoru' diye nitelemiştik. Şüphesiz ki siyasi bakımdan da kusurları vardır. 33 yıl onun için bir yorgunluk. O, bir diplomatik dehaydı. Türkiye'nin Batı kültüründen Doğu kültürüne kadar sentezine sıcak bakan bir hükümdardı. Maarif ve adliye hizmetlerine dikkat etmiştir. Türkiye'nin hukukun modernleşmesinde yeni müesseseler getirmiştir. Etrafındaki bürokratları içinde çok kıymetli insanlar vardı." diye konuştu.
Tarihçi-yazar Prof. Dr. Murat Bardakçı ise o günlerde yaşanan ancak bugün pek bilinmeyen bazı hadiselerden bahsetmek istediğini ifade ederek, "Bulunduğumuz mekan Yıldız Sarayı, 30 küsur yıl devletin idare mekanı. Fakat bu mekan maalesef pek hoş olmayan, pek yakışık almayan bazı hadiselere sahne olmuştur." dedi.
Sultan Abdülhamid'in tahtan indirildikten sonra Yıldız Sarayı'nın yaşadığı talihsizliklere işaret eden Bardakçı, "Yıldız Sarayı, Sultan Abdülhamid Han tahtan indirildikten sonra ne yapılacağına karar verilmeyen mekan oldu. 30 küsur kuruluşa tahsis edildi saray. Paramparça perişan oldu. Şimdi Cumhurbaşkanlığı'na tahsis edilmesinden sonra bir ümran haline geliyor. İnşallah saffet günlerine kavuşacak saray. Bu saray en son 28 Şubat döneminde yağmalanmış ve binlerce nadir eser çöpe atılmıştır." ifadelerini kullandı.
"Bir kahır mektubu göstermek istiyorum" diyen Bardakçı, Abdülhamid Han'ın oğlu Şehzade Abdi Efendi'nin tarihçi İsmail Hami Danişmend'e yazdığı ve ailesinin başından geçen olayları anlatan mektubu okudu.
Bardakçı, Abdülhamid Han'ın oğlu Şehzade Abdi Efendi'nin mektup şeklinde yazdığı hatıratları kitaplaştıracağını belirterek, şunları kaydetti:
"Tahtan indirilen Abdülhamid, Selanik'e sürgüne gönderildi. O sırada yanında iki hanımı, kızlarından bazıları bir de üç buçuk yaşında bir çocuk var. En küçük oğlu Mehmed Abid Efendi. Abid Efendi, babasıyla beraber çok zorlu bir sürgün hayatı yaşıyor. Sefalet içinde bir hayat yaşıyor ve 1973 yılında hayatını kaybediyor. Şehzade Abid Efendi'nin, tarifçi İsmail Hami Danişmend ile mektuplaştıklarını, Danişmend'in ısrarı üzerine yıllarca mektup şeklinde hatıralarını yazdı. İnşallah günün birinde bu mektupların tümünü yayınlayacağım. Bugün, biz maalesef Sultan Abdülhamid ve onun dönemi hakkında gereken her şeyi bilmiyoruz. Gerekli çalışmalar yapılmadı. Arşivlerin tasnifi bitmedi." şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Vahdettin Engin ise "76 yıllık bir ömür, 33 yıllık bir devlet başkanlığı ve bu süre içinde hayata geçirilen çok sayıda icraat, yapılan çok sayıda hizmet. Takdir edersiniz ki, bütün bunları kısa bir zaman dilimi içinde hakkını vererek anlatmak kolay olmayacak" dedi.
Muhabir: Emin İleri