Bugün, Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği faciasının yıl dönümü.
Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üzerinden tam 1 yıl geçti. Olayda hayatını kaybedenler için bugün ilçede çeşitli anma etkinlikleri düzenlenecek.
AİLELER ADALET BEKLİYOR
Faciada eşlerini ve oğullarını kaybeden aileler ise adalet istiyor. Yetim kalan oğluna babasının ismini veren 27 yaşındaki Sibel Uçkun, “Oğlum amcasına bile ‘baba’ diyor. Para elin kiri. Keşke kocam yaşasaydı da kuru ekmek yeseydim” dedi. Bir yıl önce Manisa’nın Soma ilçesinde yaşanan maden faciasında Uçkun ailesinin evine ateş düştü. Yaşadığı onca sıkıntıya rağmen evini geçindirebilmek için madende çalışmaya devam eden Hakan Uçkun, elim kazada hayatını kaybetti. Geriye babasını tanımayan bir çocuk, gözü yaşlı bir eş ve ailesi kaldı. Acılı aile, Akhisar’da süren davayı sonuna kadar takip edeceklerini belirterek sorumluların yargılanması için adalet istedi.
“AMCASINA BİLE ‘BABA’ DİYOR”
Adaletin madenci yakınlarının yanında olması gerektiğini söyleyen acılı eş Sibel Uçkun, “Hak bizim yanımızda olsun. Davaya sonuna kadar gideceğim. Orada konuştuğum zaman isterlerse benim de canımı alsınlar. Benim eşimin canını aldılar benim de canımı alsınlar. Sonuna kadar gideceğim. Kimse önümde durmasın. Avukatlar onları değil bizi korusun. Devlet onları değil bizi, bu çocukları korusun. ‘Hakan o işe gitme’ derdim. ‘Gitmezsem evi kim idare edecek’ derdi. Oğlum babasını tanıyamadan büyüyor. İleride babasını sorduğunda ona ne diyeceğimi bilemiyorum. Önüne gelene ‘baba’ diyor. Amcasına bile ‘baba’ diyor. Babasına doyamadan gitti. Bir sene içinde değişen hiçbir şey yok. Devlet kapımıza gelip daha nasıl geçindiğimizi sormadı. Para elin kiri. Keşke kocam yaşasaydı da kuru ekmek yeseydim” diye konuştu.
OĞLUNUN ADINI DEĞİŞTİRDİLER
Uçkun’un annesi Sevgül Uçkun ise, olaydan sonra 2,5 yaşındaki torunları Ömer’in adını değiştirerek Hakan ismini verdiklerini söyledi. Torunuyla avunduklarını belirten Sevgül Uçkun, “Anneler Günü bana çiçek getirirdi. Boynuma sarılırdı. Çok severdim. Kazanın olduğu sabah kahvaltısını verdik, akşamleyin dönmedi. Arkasından garip garip baktım, içimden bir şeyler koptu. Üzüldüm. Akşam kaza oldu. Bir daha da göremedik. Bu olayın sorumluları ömür boyu cezaevinden çıkmasın. Elimden gelse onları tırnaklarımla parçalarım. Kolay değil o parayı kazanmak. ’Kapıları kilitleyip çalıştırıyorlar’ derdi. Tuvalete bile gidemiyorlarmış” diye konuştu.
“DİRİ DİRİ TOPRAĞIN İÇİNE GİRECEĞİZ BAŞKA ÇARE YOK”
Abisiyle daha önce aynı madende çalışırken işten çıkarılan ancak yine madende çalışmak için iş aradığını söyleyen Hakan Uçkun’un kardeşi Uğur Uçkun da, bir yıldır işsiz olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Artık boynumuzu büktüler. Başka çaremiz yok. Yine madende çalışmak zorundayız. Diri diri toprağın içine gireceğiz başka çare yok. Maden hep çok sıcak olurdu, nefes alamazdık. Çok baskı vardı. Kömür çıksın da ne olursa olsun. İstersen orada öl hiç fark etmez. Aynı koşullarda çalışmak zorunda bırakılıyoruz. Yaşam odaları sözü verildi ama geçiştirildi. Yaşam odası olsaydı 150-200 kişi kurtulurdu. Ölmek bu işin fıtratında yok.”
(İHA)