"Tahşiyeciler’e kumpas" davasında Genelkurmay Başkanlığından gönderilen yazı mahkemeye ulaştı. Genelkurmay’ın mahkemeye gönderdiği MİT yazısında ise Tahşiyeciler grubunun herhangi bir eylemsel faaliyetlerine rastlanmadığı kaydedildi.
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 9 tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme başkanı Canel Rüzgar, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen yazının dosyaya ulaştığını belirtti.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen 11 Aralık 2015 tarihli cevap yazısında, mahkemenin 5 Ekim 2015 tarihinde “Radikal Tahşiye Grubu”, “El Kaide yanlısı Mehmet Doğan Grubu” veya “Radikal Mehmet Doğan Grubu” adı altından herhangi bir örgüt veya silahlı terör örgütü faaliyet ve eylemlerinin olup olmadığını, bunların 3 Aralık 2008 tarihi öncesinde veya sonrasında herhangi bir istihbari bilgi veya çalışma yürütülüp yürütülmediğinin sorulmasının istendiği hatırlatıldı.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yazıda, arşivlerinde Tahşiyeciler Grubu’na ilişkin Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan kendilerine gönderilen 6 sayfalık yazı bulunduğu belirtildi. MİT tarafından gönderilen yazı mahkemeye iletildi. Genelkurmay’ın mahkemeye gönderdiği MİT yazısında grubun eğitim ve öğretim faaliyetlerine değinilerek, “Grup çalışmalarını yeni Risale-i Nur tabelası yetiştirmek yerine, geçmişte çeşitli Nurcu cemaatler içerisinde yer almış, Külliyet eğitiminden geçmiş ve hakkında referans alabildikleri Nurcu şahısları kendi bünyelerine kabul ederek yürütmektedirler. İçe kapanık bir yapıyı muhafaza eden ve şiddet yanlısı ‘cihad’ anlayışı ile diğer Nurcu gruplardan farklılaşan Tahşiyeciler, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de örgütlenmek gerektiğini ifade etmektedirler” denildi.
“GRUP HENÜZ TEBLİĞ AŞAMASINDA”
Yazının sonuç ve değerlendirme bölümünde, grubun bilinen Nurcu gruplardan farklı ve henüz organize olamamış yapıya sahip ve Kürtçü-Dinci karakteriyle Nurculuk içerisinde “Kürt” olgusunu öne çıkartma çabasında bulunduğu belirtilerek, “Türkiye’yi Dar-ül Harp olarak görmesi ve El Kaide terör örgütüne atıfta bulunarak cihat olgusunu öne çıkartması, bununla birlikte irticai unsurların genel olarak kabul ettikleri üç aşamalı stratejinin(tebliğ, cemaatleşme, cihat) ilk aşaması olan tebliğ safhasında olduğunu vurgulaması hususu ile birlikte küçümsenemeyecek bir finans yapısına sahip olmasının dikkat çektiği” anlatıldı.
“ÇIKAR İLİŞKİLİ GRUP ÜLKE GENELİNE YAYILAMADI”
Grup içerisindeki birlikteliğin, dini eğilimlerden ziyade çıkar ilişki ve hesaplara dayandığı anlatılan yazıda, “Grubun faaliyet merkezi olan Muş’ta, 20-25 yıldır istediği tabanı bulamaması, son yıllarda İstanbul’da belirli kesim içerisinde taban bulma faaliyetlerine ağırlık vermesine rağmen, ülke genelinde yayılamayarak bölgesel bir grup olma özelliği sürdürdüğü” ifade edildi.
“HERHANGİ BİR EYLEMSEL FAALİYETE RASTLANMADI”
Grup çevrelerinde, EL Kaide yanlısı söylemlerde bulunulmasının propaganda ve taban genişletme amacına yönelik olduğu kaydedilen yazıda, “Herhangi bir eylemsel faaliyetlerine rastlanmayan grubun, kısa vadede bir tehdit oluşturmayacağı, bununla birlikte uygun ortam bulunması halinde bir takım eylemlere girişebilmesi ihtimalinin de bulunduğu değerlendirilmektedir” denildi.
REDDİ HAKİM TALEBİ ÜST MAHKEMEYE GÖNDERİLECEK
Önceki celse sanık avukatlarının reddi hakim talebinde bulunduğunu hatırlatan mahkeme başkanı, “Bu duruşmada sadece tahliye taleplerini alacağız, iddianame okunma ve savunma aşamasına geçmeyeceğiz. Reddi hakim talepleri için dosyayı bir üst mahkeme olan İstanbul 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndereceğiz” dedi.
Duruşma sanık avukatlarının tahliye ve reddi hakime ilişkin taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, bir numaralı sanık Fethullah Gülen ile örgüt yöneticiliği ile suçlanan Hidayet Karaca’nın "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 70 yıldan 235,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 9’u tutuklu diğer 31 sanığın ise, "silahlı örgüte üye olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 63 yıl 4 aydan 228yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
(İHA)
İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada 9 tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme başkanı Canel Rüzgar, Genelkurmay Başkanlığı’ndan gönderilen yazının dosyaya ulaştığını belirtti.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan gelen 11 Aralık 2015 tarihli cevap yazısında, mahkemenin 5 Ekim 2015 tarihinde “Radikal Tahşiye Grubu”, “El Kaide yanlısı Mehmet Doğan Grubu” veya “Radikal Mehmet Doğan Grubu” adı altından herhangi bir örgüt veya silahlı terör örgütü faaliyet ve eylemlerinin olup olmadığını, bunların 3 Aralık 2008 tarihi öncesinde veya sonrasında herhangi bir istihbari bilgi veya çalışma yürütülüp yürütülmediğinin sorulmasının istendiği hatırlatıldı.
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yazıda, arşivlerinde Tahşiyeciler Grubu’na ilişkin Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan kendilerine gönderilen 6 sayfalık yazı bulunduğu belirtildi. MİT tarafından gönderilen yazı mahkemeye iletildi. Genelkurmay’ın mahkemeye gönderdiği MİT yazısında grubun eğitim ve öğretim faaliyetlerine değinilerek, “Grup çalışmalarını yeni Risale-i Nur tabelası yetiştirmek yerine, geçmişte çeşitli Nurcu cemaatler içerisinde yer almış, Külliyet eğitiminden geçmiş ve hakkında referans alabildikleri Nurcu şahısları kendi bünyelerine kabul ederek yürütmektedirler. İçe kapanık bir yapıyı muhafaza eden ve şiddet yanlısı ‘cihad’ anlayışı ile diğer Nurcu gruplardan farklılaşan Tahşiyeciler, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde de örgütlenmek gerektiğini ifade etmektedirler” denildi.
“GRUP HENÜZ TEBLİĞ AŞAMASINDA”
Yazının sonuç ve değerlendirme bölümünde, grubun bilinen Nurcu gruplardan farklı ve henüz organize olamamış yapıya sahip ve Kürtçü-Dinci karakteriyle Nurculuk içerisinde “Kürt” olgusunu öne çıkartma çabasında bulunduğu belirtilerek, “Türkiye’yi Dar-ül Harp olarak görmesi ve El Kaide terör örgütüne atıfta bulunarak cihat olgusunu öne çıkartması, bununla birlikte irticai unsurların genel olarak kabul ettikleri üç aşamalı stratejinin(tebliğ, cemaatleşme, cihat) ilk aşaması olan tebliğ safhasında olduğunu vurgulaması hususu ile birlikte küçümsenemeyecek bir finans yapısına sahip olmasının dikkat çektiği” anlatıldı.
“ÇIKAR İLİŞKİLİ GRUP ÜLKE GENELİNE YAYILAMADI”
Grup içerisindeki birlikteliğin, dini eğilimlerden ziyade çıkar ilişki ve hesaplara dayandığı anlatılan yazıda, “Grubun faaliyet merkezi olan Muş’ta, 20-25 yıldır istediği tabanı bulamaması, son yıllarda İstanbul’da belirli kesim içerisinde taban bulma faaliyetlerine ağırlık vermesine rağmen, ülke genelinde yayılamayarak bölgesel bir grup olma özelliği sürdürdüğü” ifade edildi.
“HERHANGİ BİR EYLEMSEL FAALİYETE RASTLANMADI”
Grup çevrelerinde, EL Kaide yanlısı söylemlerde bulunulmasının propaganda ve taban genişletme amacına yönelik olduğu kaydedilen yazıda, “Herhangi bir eylemsel faaliyetlerine rastlanmayan grubun, kısa vadede bir tehdit oluşturmayacağı, bununla birlikte uygun ortam bulunması halinde bir takım eylemlere girişebilmesi ihtimalinin de bulunduğu değerlendirilmektedir” denildi.
REDDİ HAKİM TALEBİ ÜST MAHKEMEYE GÖNDERİLECEK
Önceki celse sanık avukatlarının reddi hakim talebinde bulunduğunu hatırlatan mahkeme başkanı, “Bu duruşmada sadece tahliye taleplerini alacağız, iddianame okunma ve savunma aşamasına geçmeyeceğiz. Reddi hakim talepleri için dosyayı bir üst mahkeme olan İstanbul 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndereceğiz” dedi.
Duruşma sanık avukatlarının tahliye ve reddi hakime ilişkin taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, bir numaralı sanık Fethullah Gülen ile örgüt yöneticiliği ile suçlanan Hidayet Karaca’nın "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 70 yıldan 235,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 9’u tutuklu diğer 31 sanığın ise, "silahlı örgüte üye olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 63 yıl 4 aydan 228yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
(İHA)