Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin, ölmeden önceki gün avukat bir arkadaşıyla yaptığı görüşmede “Öleceksem Dört Ayaklı Minarenin altında öleyim” dediği kaydedildi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesinde çıkan çatışmalarda tarihi Dört Ayaklı Minare’nin sütunlarından ikisine kurşun isabet etmesi nedeni ile 28 Kasım 2015’te Dört Ayaklı Minarenin önünde basın açıklaması düzenleyeceğini avukat arkadaşlarına iletti. Elçi’nin avukat arkadaşı Nahit Eren ile odasında yaptığı görüşme, Diyarbakır Barosu Bülteni Tahir Elçi Özel Sayı’da yayımlandı. Baro bülteninde Elçi ile konuşmalarını anlatan Nahit Eren, şöyle yazdı:
“Başkanımızın katledildiği 28 Kasım 2015 tarihinden önceki gün yapılacak bir toplantı için baroya gitmiştik. Sevgili başkan açık olan kapısından bizi fark etmiş her zaman ve her meslektaşına yaptığı gibi iki meslektaşımla birlikte bizi odasına davet etmişti. Odasına girdiğimiz gibi büyük bir heyecanla bize ertesi gün yapılacak basın açıklamasından bahsetti ve katılma davetinde bulundu. Dört Ayaklı Minare’ye yapılanlardan o kadar rahatsız olmuştu ki davete cevabımızı almadan aynı heyecan ve öfke ile devam etti konuşmasına. Dört Ayaklı Minare’nin fotoğrafını bize göstererek, Dört Ayaklı Minare’nin topuklarına sıkmışlar dedi. Bugün topuklarına kurşun sıkanlar yarın tamamına ne yapmazlar ki diyerek devam etmiş ve etkinliğe mutlaka güçlü bir katılımın olması gerektiğini söylemişti.”
“ÖLECEKSEM DÖRT AYAKLI MİNARE’NİN ALTINDA ÖLEYİM”
Eren, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Ben yarın sabah iş için ilçede olacağımı ve katılamayacağımı söyledim. Benden aldığı cevapla yanımdaki meslektaşlarıma döndüğü esnada kendisine ‘Başkanım bilmem ama yer ve zaman itibariyle açıklamanın sıkıntılı olabileceğini’ söyleyivermiştim. Ani bir tepki ile bana dönerek, ’Allah Allah neden öyle düşünüyorsun ki tarihi eserler için gidiyoruz ne olabilir ki’ diye sordu. Bende başkanım Sur’un durumu malum, gideceğiniz sokağın ilerisinde hendeklerin olduğunu biliyorsunuz, her an çatışma ihtimali olan yerlerden ve çatışma anında istenmedik sonuçların, ölümlerin gerçekleşebileceğini söyledim. Bu cevabımdan sonra gülümseyerek daha ne olsun ki zaten her gün ölüyoruz, ’Öleceksem de Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim’ deyivermişti. Tahir Elçi, bütün bu sonuçları göze alarak o gün oradaydı. Basın yoluyla, yapılanları göstermek, haberleşir de bir kamu duyarlılığı gelişir, belki o zaman yetkili ve sorumlular bu kültür ve tarihi katliamın önüne geçer diye düşünüyordu.”
Öte yandan Diyarbakır Barosu Bülteni Tahir Elçi Özel Sayı Editörü Avukat Erhan Ürküt, Elçi’nin hayatını kaybettiği gün saat 13.00’de baro tarafından Ersan Şen’in katılımı ile düzenlediği konferans nedeni ile basın açıklamasının tam saat 10.00’da olmasına özen gösterildiğini söyledi. Av. Ürküt, “Ne yazık ki başkanımızın katledilmesini duyan Ersan Şen kaçmıştı. Buradan kendisini teşhir ediyor ve kınıyoruz. Yine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin cenaze töreni için geldiği uçaktan inmeyerek yine aynı uçakla kaçıp gittiklerini size buradan ifade etmek istiyoruz” dedi.
(İHA)
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesinde çıkan çatışmalarda tarihi Dört Ayaklı Minare’nin sütunlarından ikisine kurşun isabet etmesi nedeni ile 28 Kasım 2015’te Dört Ayaklı Minarenin önünde basın açıklaması düzenleyeceğini avukat arkadaşlarına iletti. Elçi’nin avukat arkadaşı Nahit Eren ile odasında yaptığı görüşme, Diyarbakır Barosu Bülteni Tahir Elçi Özel Sayı’da yayımlandı. Baro bülteninde Elçi ile konuşmalarını anlatan Nahit Eren, şöyle yazdı:
“Başkanımızın katledildiği 28 Kasım 2015 tarihinden önceki gün yapılacak bir toplantı için baroya gitmiştik. Sevgili başkan açık olan kapısından bizi fark etmiş her zaman ve her meslektaşına yaptığı gibi iki meslektaşımla birlikte bizi odasına davet etmişti. Odasına girdiğimiz gibi büyük bir heyecanla bize ertesi gün yapılacak basın açıklamasından bahsetti ve katılma davetinde bulundu. Dört Ayaklı Minare’ye yapılanlardan o kadar rahatsız olmuştu ki davete cevabımızı almadan aynı heyecan ve öfke ile devam etti konuşmasına. Dört Ayaklı Minare’nin fotoğrafını bize göstererek, Dört Ayaklı Minare’nin topuklarına sıkmışlar dedi. Bugün topuklarına kurşun sıkanlar yarın tamamına ne yapmazlar ki diyerek devam etmiş ve etkinliğe mutlaka güçlü bir katılımın olması gerektiğini söylemişti.”
“ÖLECEKSEM DÖRT AYAKLI MİNARE’NİN ALTINDA ÖLEYİM”
Eren, yazısının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Ben yarın sabah iş için ilçede olacağımı ve katılamayacağımı söyledim. Benden aldığı cevapla yanımdaki meslektaşlarıma döndüğü esnada kendisine ‘Başkanım bilmem ama yer ve zaman itibariyle açıklamanın sıkıntılı olabileceğini’ söyleyivermiştim. Ani bir tepki ile bana dönerek, ’Allah Allah neden öyle düşünüyorsun ki tarihi eserler için gidiyoruz ne olabilir ki’ diye sordu. Bende başkanım Sur’un durumu malum, gideceğiniz sokağın ilerisinde hendeklerin olduğunu biliyorsunuz, her an çatışma ihtimali olan yerlerden ve çatışma anında istenmedik sonuçların, ölümlerin gerçekleşebileceğini söyledim. Bu cevabımdan sonra gülümseyerek daha ne olsun ki zaten her gün ölüyoruz, ’Öleceksem de Dört Ayaklı Minare’nin altında öleyim’ deyivermişti. Tahir Elçi, bütün bu sonuçları göze alarak o gün oradaydı. Basın yoluyla, yapılanları göstermek, haberleşir de bir kamu duyarlılığı gelişir, belki o zaman yetkili ve sorumlular bu kültür ve tarihi katliamın önüne geçer diye düşünüyordu.”
Öte yandan Diyarbakır Barosu Bülteni Tahir Elçi Özel Sayı Editörü Avukat Erhan Ürküt, Elçi’nin hayatını kaybettiği gün saat 13.00’de baro tarafından Ersan Şen’in katılımı ile düzenlediği konferans nedeni ile basın açıklamasının tam saat 10.00’da olmasına özen gösterildiğini söyledi. Av. Ürküt, “Ne yazık ki başkanımızın katledilmesini duyan Ersan Şen kaçmıştı. Buradan kendisini teşhir ediyor ve kınıyoruz. Yine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu üyelerinin cenaze töreni için geldiği uçaktan inmeyerek yine aynı uçakla kaçıp gittiklerini size buradan ifade etmek istiyoruz” dedi.
(İHA)
