Çevre-Hayat

Suruçlu miniklerin fedakar 'eğitim meleği'

Şanlıurfa'nın Suriye sınırındaki Suruç ilçesindeki köy okuluna bu yıl atanan sınıf öğretmeni Burcu Efendioğlu, sosyal medyadan yürüttüğü yardımlar ve yaptığı çalışmalarla 60 yıllık okulu adeta yeniden inşa edip öğrencilerinin gönlünde taht kurdu.

Suruçlu miniklerin fedakar 'eğitim meleği'
22-11-2018 19:32

ŞANLIURFA - HALİL FİDAN

Suriye sınırındaki Şanlıurfa'da, Suruç ilçesindeki köy okuluna bu yıl atanan 23 yaşındaki sınıf öğretmeni Burcu Efendioğlu, sosyal medyadan yürüttüğü yardımlar ve yaptığı çalışmalarla 60 yıllık okulu adeta yeniden inşa edip öğrencilerinin "eğitim meleği" oldu.

Halep'e bağlı Ayn el Arap sınırının sıfır noktasındaki birleştirilmiş sınıflı Kırmit İlkokuluna bu yıl atanan Burcu öğretmen, tüm zorluklara rağmen mesleğini özveriyle yapmaya gayret ediyor.

İlçeye yaklaşık 20 kilometre mesafedeki mahalleye sabah gün doğmadan giden ve birinci sınıftan dördüncü sınıfa kadar okuldaki 30 çocuğun tüm sorunlarıyla ilgilenen genç öğretmen, okulun eksiklerinin giderilmesi için de çaba harcıyor.

Atandığında 60 yıllık eski okul binasını yenilemek için harekete geçen Burcu öğretmen, tanıdıkları ve sosyal medya aracılığıyla elektrik tesisatından boyaya kadar okulu adeta yeniden inşa edip, farklı bir görüntüye kavuşturdu.

Hem okul müdürlüğü hem de öğretmenliği en güzel şekilde yapan genç öğretmen, aynı şekilde öğrencilere, kıyafet, kırtasiye malzemeleri, oyuncaklar temin ederek, mahallelinin ve miniklerin gönlünde taht kurdu.

Okulunun neredeyse fiziki tüm eksikliklerini Kaymakamlık ve Milli Eğitim Müdürlüğünün de desteğiyle tamamlayan Burcu Efendioğlu'nun şimdiki hedefi öğrencilerinin derslerinde çok başarılı olmasını sağlamak.

Suruç'ta yetkililerin örnek gösterdiği başarılı öğretmen, velilerle de bir araya gelip çocuklar için daha çok şeyler yapmak istiyor.

Her şey "bir kalem bile mutlu eder" sözüyle başladı

Osmaniyeli Burcu Efendioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gazi Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü bitirerek hayallerinin mesleği olan öğretmenliğe adım attığını söyledi.

Ailesinin başta karşı çıkmasına rağmen meslek aşkından vazgeçmeyi düşünmediğini vurgulayan Efendioğlu, "Atandığımda burası hakkında çok bir bilgim yoktu. Okulda başka öğretmenin de olacağını düşündüm ama kimse yoktu. Geldiğimde okulun bayağı ilgiye ihtiyacı olduğunu gördüm. Bu durum başta beni korkuttu. Sonrasında çocukları gördüm ve bir şeyler yapmam gerektiğini fark ettim." dedi.

Efendioğlu, şehirdeki öğrencilerle kendi öğrencilerinin şartlarını eşitlemek için kolları sıvadığını anlatarak, şöyle devam etti:"

"Sosyal medya hesabımdan 'Bir kalem bile mutlu eder, haydi hep beraber' sloganıyla bir fotoğraf paylaştım. Sonrasında insanlardan çok güzel destekler gelmeye başladı. Türkiye'nin dört bir yanından ve yurt dışından yardımlar geldi. Arkadaşlarım, onların arkadaşları, tanıdığım, tanımadığım, bir sürü kişi bize hediyeler göndermeye başladı. Bu sayede okulumuzu onarıp boyattık, sıra ve masaları yeniledik, panoları yaptırdık ve bu şekilde okulumuzun birçok eksiğini kapattık. Sonrasında kırtasiye malzemelerini karşıladık, temizlik malzemeleri aldık. Böyle olunca ben anladım ki maddi ve manevi anlamda yalnız değilmişim. Birçok insan tek bir amaç etrafında toplandı ve çok zorlu ama güzel bir süreç yaşamış olduk."

Efendioğlu, çocukları eğlendirerek eğitmeye çalıştığını dile getirerek, birçok anlamda geride olan öğrencilerinin bu şekilde okulu sevmesini sağladığını ifade etti.

Şu anda öğrencilerin okuldan gitmek istemediğini belirten Efendioğlu, "Çocuklar okul öncesi eğitim görmedikleri için başta müzik ve oyun hamurlarıyla keyifli çalışmalar yaptık. Çünkü çocukların fiziki yapısından dolayı okula gelmek istemeyeceklerini tahmin edebiliyordum. Okulu öğrencilerin gelmek isteyeceği ve burada daha çok kalmak isteyecekleri bir alan haline getirdik. Çocuklar bu sayede çok mutlu olmuştu. Bu anlamda destekçilerimize çok teşekkür ediyorum. Bu çalışmaların devamı gelecektir." diye konuştu.

"Çocukların mutluluğu bana yetiyor"

Hayatını tamamen okula göre ayarladığını ve evine gittiğinde bile çocuklar için mesai harcadığını aktaran Efendioğlu, şunları kaydetti:

"Evim Suruç merkezde, her gün komşu köydeki okulun servisiyle gidip geliyorum. Onların okulu daha erken başlıyor. Öyle olduğu için hava aydınlanmadan saat 6.45'te okulda oluyorum. Bir saat kadar okulda öğrencileri bekliyorum. Bu süreçte derse hazırlık yapıyorum. Önce sınıfı temizleyip düzenliyorum. Sonrasında, hayatımda ilk kez soba yakmayı öğrendim ve öğrenciler gelmeden önce sınıfın ısınması için sobayı yakıyorum. Ardından çocuklar geliyor ve keyifli bir şekilde derslerimizi yapıyoruz. Öğretmenliğin ne kadar kutsal bir meslek olduğunu öğrencilik yıllarımdan biliyorum. Tüm zorluklara rağmen hala işimi en güzel şekilde yapabiliyorsam bunda çocukların bana bir kez gülümsemesinin çok etkisi var. Gün içinde çok yorulabiliyorum ama çocukların bir gülümsemesi, bana sarılması fazlasıyla yetiyor."

Okulun 4. sınıf öğrencilerinden Semra Demirok ise Burcu hoca sayesinde okullarının yenilendiğini, bu durumun kendilerini çok sevindirdiğini söyledi.

Öğretmenlerini çok sevdiklerini aktaran Demirok, "Bize güzel kıyafetler, rengarenk oyuncaklar, kırtasiye malzemeleri getirdi. Geçen yıl bu okuldan mezun olanlar, 'keşke biz de bu yıl sizinle olsaydık' diyor. Ben de büyüyünce Burcu hoca gibi öğretmen olup, çocukları geleceğe hazırlamak istiyorum." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER