Çevre-Hayat

Suriyeli minik Yusuf ameliyat edilmezse gözünü kaybedecek

Beşşar Esed rejiminin bombardımanı nedeniyle 6 yıl önce yerinden edilerek Türkiye sınır hattındaki kamplara sığınan anne Vefa Rammud, sol gözünde büyük bir kan bezesi ile doğan 1,5 aylık oğlunun tedavisi için yardım çağrısında bulundu.

Suriyeli minik Yusuf ameliyat edilmezse gözünü kaybedecek
30-04-2020 16:00

İDLİB 

Suriyeli Vefa Rammud, engelli eşi, 1,5 aylık Yusuf ve diğer çocuklarıyla yoksulluk içinde Türkiye sınırı yakınlarındaki Ensar kampında yaşam mücadelesi veriyor.

Anne Rammud yaptığı açıklamada, gebelik sürecinde doktorların oğlunun beyninde bir tümör olduğunu söylediklerini ifade etti.

Doğumdan sonra Yusuf'un hastaneye kaldırıldığını söyleyen Rammud, "Bebeğimi bana saatler sonra getirdiler. Doktorlar sol gözünde kan bezesi olduğunu teşhis ettiler. Tek tedavisi ameliyat." dedi.

"Yusuf'un tedavisi ancak Türkiye'de yapılacak ameliyatla olabilecek"

Eşinin Esed rejiminin saldırılarında engelli kaldığını, 6 yıl önce Hama'dan İdlib'e göç ettiklerini ve maddi durumlarının kötü olduğunu anlatan Rammud, "Yusuf'un tedavisi ancak Türkiye'de yapılacak ameliyatla olabilecek.

Hangi anne bebeğinin bu şekilde acı çekmesini ister? Maddi imkanım olsaydı kesinlikle tedavisini yaptırırdım." şeklinde konuştu.

Çadırlarının çok sıcak ve sağlıksız olduğunu dile getiren Rammud, "Gün boyu sinekler gözünün etrafında geziyor. Çadır kalitesiz. İçerisi ateş gibi oluyor. Daha fazla hastalanmasın diye gün boyu bebeğimin başında oturup sinekleri kovarım. Türkiye, koronavirüs hastası bir vatandaşı için İsviçre'ye kadar uçak gönderdi. Vatandaşları onlar için çok kıymetli.

Benim bebeğimi de vatandaşı saysınlar. Tedavi etsinler. Tek dileğim oğlumun tedavisi için Türkiye'ye alınması. Acizim. Ne kadar gecikirse bebeğimin gözünün kaybetme ihtimali yüksek olacak." ifadelerini kullandı.

İdlib'de durum

Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteğiyle ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.

Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.

Rejim ve destekçileri bu çerçevede İdlib'in önemli ilçelerinin yanı sıra güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi. Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi.Ocak 2019'dan itibaren yaklaşık 2 milyon sivil göç etti.

Türkiye ve Rusya, 12 Ocak 2020'de ateşkesin başlaması için mutabık kaldı ancak Esed rejimi ve müttefikleri, ateşkesi hiçe sayarak İdlib'deki saldırılarını sürdürdü.

Bunun üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart'ta Rusya'nın başkenti Moskova'da yeni bir mutabakat sağladı. Son ateşkes 6 Mart 2020 saat 00.01'den itibaren yürürlüğe girdi. Rejim güçlerinin zaman zaman ihlallerine rağmen, ateşkese büyük ölçüde riayet ediliyor.


Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER