ANKARA (AA) - Vakıflar Genel MüdürlüÄŸünce restorasyonu tamamlanan Suriye'deki El Bab Ulu Camisi'nde yarın cuma namazı kılınacak.
Vakıflar Genel MüdürlüÄŸünden yapılan yazılı açıklamaya göre, 2016-2017 yıllarında DEAÅž tarafından bombalanarak ağır hasar gören Suriye'deki El Bab Ulu Camisinin restorasyon çalışmalarına, bölgede olaylar devam ederken baÅŸlandı.
Vakıf eser, Genel Müdürlükçe yaklaşık 15 milyon lira harcanarak ayaÄŸa kaldırıldı. El Bab Ulu Camisi'nde cemaat yarın ilk cuma namazını kılacak.
Açıklamada deÄŸerlendirmelerine yer verilen Vakıflar Genel Müdür Vekili Burhan Ersoy, Haziran 2017'de Gaziantep Bölge MüdürlüÄŸünün teknik personeli ile cami alanında yapılan incelemeler sonucunda, eserin ağır hasar gördüÄŸünü ve bazı bölümlerinin tamamen yıkıldığını tespit ettiklerini belirtti.
Vakıf eserin daha fazla zarar görmemesi ve metruk hale dönmemesi için acil müdahale kararı aldıklarını ifade eden Ersoy, ÅŸunları kaydetti:
"YaÅŸanan iç savaşın çirkin yüzüne karşılık, yüzyıllara direnmiÅŸ bu abidevi eseri, ateÅŸ altında süren bir restorasyon çalışmasıyla özgün niteliklerini koruyarak yeniden ayaÄŸa kaldırdık. Ecdat yadigarının yeniden cemaatine kapılarını açmış olmasının mutluluÄŸunu Suriyeli kardeÅŸlerimizle paylaşıyoruz. El Bab Ulu Camisi, vakıf konusunun, vakıf olmanın, vakfetmenin, yani karşılıksız vermenin, barış ve sevginin devasa bir sembolüdür."
El Bab Ulu CamiTürkiye Diyanet Vakfınca yayınlanan Ä°slam Ansiklopedisinde "El-Camiu'l-Kebir"in büyük programlı bir Selçuklu (XII. yüzyıl) eseri olduÄŸu ve Memlüklüler döneminde (744/1343) esaslı bir ÅŸekilde yenilendiÄŸi belirtiliyor.
Ulu Camii, Bab ÅŸehrinden gelen caddenin sonunda yer alıyor. Minarenin üstünde 533 tarihli bazı harfleri silinmiÅŸ bir nakış bulunuyor.
Osmanlılar döneminde de onarılan caminin giriÅŸ kapısında 1903 tarihli II. Abdülhamit Han'ın tuÄŸrasıyla bir yazı bulunuyor.
Vakıflar Genel MüdürlüÄŸünce gerçekleÅŸtirilen kapsamlı restorasyon çalışması ile cami, orijinaline uygun ve özgün nitelikleri korunarak yeniden ayaÄŸa kaldırıldı.
Muhabir: Merve Yıldızalp Özmen