Ankara
İç savaşın devam ettiği Suriye'de 2019 yılının ilk ayları ABD Başkanı Donald Trump'ın "DEAŞ bitti açıklaması" ile hareketlendi.
Trump, 28 Şubat'ta ABD askerlerine yaptığı konuşmada, DEAŞ'a karşı Suriye'de mücadeleyi kazandıklarını dile getirerek "DEAŞ'ın elindeki toprakların yüzde 100'ünü geri aldık." demişti.
ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarına karşın terör örgütü DEAŞ, halihazırda Suriye'de sadece Beşşar Esed rejiminin kuşatmasındaki çöl bölgesinde varlık gösteriyor.
Suriye sahasında bir diğer gelişme ise Trump'ın 25 Mart'ta Golan Tepeleri'ni İsrail toprağı olarak tanıyan kararı imzalaması oldu.
Suriye'de Sivil Savunmanın basın çalışmalarını yürüten ve AA için de serbest habercilik yaparak İdlib'in sesini dünyaya duyuran Enes Diyab, Rusya'nın hava saldırısında yaşamını yitirdi.
Diyab, Suriye'de Beşşar Esed rejiminin, İdlib iline bağlı Şeyhun beldesine düzenlediği hava saldırısında bölgeden yükselen dumanları fotoğraflamıştı
Suriye'de Sivil Savunmanın (Beyaz Baretliler) medya çalışmalarını yürüten ve Anadolu Ajansı için de serbest habercilik yapan Enes Diyab, Esed rejiminin destekçisi Rusya'nın İdlib'e 21 Temmuz'da düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybetti.
İdlib'de en kanlı günde 50 sivil öldü
Takvim yaprakları 22 Temmuz pazartesiyi gösterdiğinde, İdlib'de en kanlı gün kayıtlara geçti.
Rusya ve rejimin Suriye'nin İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içerisindeki Marratinnuman, Serakib, Bıdama ve Kefrenbil ile Keferruma ilçesine hava saldırılarında 50 sivil yaşamını yitirdi.
Esed rejimi Rusya'nın desteğiyle 22 Ağustos'ta ise daha önce kimyasal silahla saldırdığı Han Şeyhun ilçesini ele geçirdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğinde İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla 16 Eylül'de Ankara'daki "Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi"nde Suriye'nin yeni anayasasını yazacak komitenin listesinde uzlaşı sağlandı.
Seçilmiş 3 farklı listeden 150 kişinin yer aldığı Suriye Anayasa Komitesi, 30 Ekim'de İsviçre'nin Cenevre kentinde ilk kez toplandı
Barış Pınarı Harekatı başlamadan 2 gün önce, 7 Ekim'de ABD'ye ait askeri noktaları kullanan hareketli unsurlar, Tel Abyad ve Rasulayn ilçelerinden çekilmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Ekim'de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Suriye Milli Ordusu'yla (SMO) Suriye'nin kuzeyinde PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerine karşı Barış Pınarı Harekatı'nı başlattığını bildirmişti.
Harekat kapsamında TSK ve SMO askerleri 12 Ekim'de Rasulayn ve 13 Ekim'de de Tel Abyad ilçe merkezini terörden kurtardı.
Barış Pınarı Harekatı devam ettiği sırada, ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 17 Ekim'de Ankara'da görüştü. Görüşmenin ardından, YPG/PKK'lı teröristlerin bölgeden çekilmesine karşılık Barış Pınarı Harekatı'na 120 saatliğine ara verildi.
Harekat sırasında ABD ordusu, Fırat'ın doğusunda 11 üs ve askeri noktasını boşaltırken, ülkedeki petrol sahalarına yakın bölgelerde varlığını yoğunlaştırdı. ABD'den boşalan askeri üs ve askeri noktaların bir kısmına ise Ruslar yerleşti.
Rusya ayrıca harekat sırasında Münbiç ve Aynularab'da bazı noktalara girdi. Rejim güçleri de Kamışlı ilçesinde Türkiye sınır hattındaki bazı noktalara konuşlandı.
Erdoğan ve Putin'in Rusya'nın Soçi kentinde 22 Ekim'de yaptığı görüşmenin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu mutabakat muhtırasını okudu.
Çavuşoğlu, "23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00'den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 kilometrenin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Münbiç ve Tel Rıfat'tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır.
Her iki taraf terörist unsurların sızmalarının önlenmesinin temini için gerekli tedbirleri alacaktır." açıklamasını yaptı.
Bu işlemin, 150 saat içinde tamamlanacağına dikkati çeken Çavuşoğlu, aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 kilometre derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyelerinin başlayacağı bilgisini paylaştı.
Terör örgütü YPG/PKK, ABD ve Rusya'nın taahhüdüne rağmen güvenli bölgeden çıkmadı.
Suriye'de "güvenli bölge" uygulamaları kapsamında Türk ve Rus askerlerince Fırat'ın doğusunda 1 Kasım'da ilk ortak kara devriyesi tamamlanırken, 12 Aralık'ta ise 15’inci kara devriyesi gerçekleşti.
Harekatta TSK'den 16, SMO'dan 257 asker şehit oldu
Barış Pınarı Harekatı'nda terörden kurtarılan bölgelerde güvenliği sağlamaya çalışan 16 Mehmetçik şehit olurken, 168'i yaralandı.
TSK ile ortak hareket eden Suriye Milli Ordusu'ndan ise 257 asker şehit düştü, 768'i yaralandı.
SMO'dan defalarca övgüyle bahseden Erdoğan, 19 Kasım'daki açıklamasında, "Suriye Milli Ordusu orada, bizim ülkemizi taciz eden, bizim ülkemize saldırıda bulunanlara karşı hem kendi topraklarını savunan hem de Mehmetçiğimizle beraber bu mücadeleyi sürdüren oradaki yiğitlerdir, mücahitlerdir." ifadelerini kullandı.
Hakkında dönem dönem yaralandığı ve öldürüldüğü iddiaları ortaya atılan DEAŞ elebaşı Ebubekir el-Bağdadi, ABD Başkanı Donald Trump’ın 27 Ekim'deki açıklamasına göre, gece yarısı düzenlenen özel operasyonda İdlib'de ölü ele geçirildi.
Trump, Bağdadi’nin ABD askerlerinin yaklaşmasıyla üzerindeki bombaları patlatarak kendisini ve yakınındakileri öldürdüğünü duyurdu.
DEAŞ, 31 Ekim'de terör örgütüne yakın Telegram kanallarından yayımlanan bir ses kaydında, Bağdadi'nin yerine Ebu İbrahim el-Haşimi el-Kuraşi'nin seçildiğini duyurdu.
Yılın en acı tablosu "İdlib trajedisi"
Esed rejimi ve destekçilerinin İdlib'de yoğunlaştırdığı saldırılar yüzünden sivillerin yaşadığı trajedi, bu yılın en acı tablosu oldu.
Esed rejimi, Rusya ve İran'ın yardımıyla Astana anlaşmalarını hiçe sayarak kasım ayından itibaren İdlib'e hava ve kara saldırılarını yoğunlaştırdı.
Rejim ve destekçileri, 20 Aralık'ta İdlib'in güney kırsalındaki yerleşimleri ele geçirmek için karadan saldırılar da başlattı.
Onlarca sivilin hayatını kaybettiği saldırılar sonucu İdlib'in güneyinden Kasım'dan bu yana 217 binden fazla sivil göç etti. Türkiye sınırı yakınına göç edenlerin sayısı ise 2019 içerisinde bir milyonu aştı.
Rejim ve destekçileri söz konusu kara saldırıları sonucu şu ana kadar çok sayıda yerleşimi ele geçirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com