BİLECİK (AA) - Bilecik'in Pazaryeri ilçesinde 2006 yılında baraj kurulmasının ardından büyük bölümü sular altında kalan Günyurdu köyünün bazı sakinleri, ata toprağını terk etmeyerek yaşamlarını köyde sürdürüyor.
Su altında kalmış binaların yanı sıra yıkık yapıların da bulunduğu köyde devletin tahsis ettiği evlere gitmek yerine yaşamlarını sürdüren 40 kişi, baraj suyunda çamaşır yıkıyor, sobalarında yemek pişiriyor, camide ibadetlerini yerine getiriyor.
Osmanlı'nın köklenip meyvelerinin oluştuğu zamanlarda kurulan ve Kayı boyunun Karakeçili aşireti mensuplarınca yerleşim yeri olarak seçilen köy, 2005'te başlatılan baraj çalışmaları kapsamında su seviyesinde bulunması nedeniyle istimlak edildi. Ardından 48 ev su altında kaldı. Su altında kalmayan 15 hane halen bu köyde yaşamını devam ettiriyor. Yerleşkenin sular altında kalmasının ardından 215 nüfuslu köy, yaşamını Toplu Konut İdaresi (TOKİ) aracılığıyla yapılan 123 evde sürdürüyor.
Köyde yaşamlarını 15 hanede devam ettiren vatandaşlardan Erdal Zümbül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yörük olduğunu ve geçmişine çok önem verdiği için ata toprağı ile bağını hiçbir zaman kesmediğini söyledi.
Zümbül, köyde şu anda 40 kişinin yaşadığını dile getirerek, "Buranın 40-50 yıllık öğretmenleri 'Burada bir baraj potansiyeli var' demişler. İki tepeye bağlanırsa burası baraj olur, iyi olur demişler ve bildirim yapılmış burada. 40 yılı aşkın etüt yapıldı. Su yeterli mi değil mi? Bu baraj hikayesi bayağı sürdü. Sonra suyun yeterli olduğu kanısına varıldı, düğmeye basıldı. Ondan sonra aksadı 5-6 yıl ertelendi. Tekrar bir daha düğmeye basıldı ve baraj yapıldı." görüşlerini aktardı.
"Bırakamıyoruz, buralardan zevk alıyoruz."Baraj yapılacağı anlaşılınca vatandaşların köye yatırım yapmadığını, gençlerin de dışarı gittiğini anlatan Zümbül, şöyle konuştu:
"Köyde perişan oldu, yıkık hale geldi. Sonra baraj bitirildi, yüzde 70'e yakını istimlak oldu. Üst taraflar su altında kalmadığı için istimlak edilmedi. Burada kalanların büyük çoğunluğu hayvan yetiştiricileri. 15 civarında hane burada kaldık. Eskiden 120 haneyi bulurdu köyümüz. Geçen sene gençler öbür köye akşamları kahvehaneye gidiyorlardı şimdi pek fazla giden yok. Kahvehane, market ihtiyacını yeni köyde gideriyorlar. Burada yayla gibi bir yaşam sürüyorlar. Dedemizin atamızın toprağı... Bir sevgimiz var, gönül bağı var. Bırakamıyoruz, buralardan zevk alıyoruz."
"Önemli olan kalan mülkü bırakmamak"Köy sakini Necmi Kavak da 40 seneden beri "baraj olacak" diye köy halkının evini yaptırmadığını, sıvaların döküldüğünü belirterek, "40 sene sonra baraj oldu köyün yarısı su altında kaldı. Bir kısmı burada kaldı. Kimisi boş, kimisi dolu. Ben Bozüyük'te çalıştım malulen emekli oldum burada babamın mülkünü yeniden canlandırmaya 3-5 koyunla başladık, devam ediyoruz. Kahvehane yok, cami imamımız da yok kadrolu olarak. Kendi evimizde televizyon izliyoruz, kendi çabamızla yaşıyoruz. Suyumuz var, muhtarımız su getirdi Allah razı olsun. Önemli olan ecdatlarımızdan, dedelerimizden kalan mülkü bırakmamak. TOKİ bizim için ev yaptı sağ olsun ama buraları terk edemiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Burayı unutamıyorum"Ayşe Kavak ise yemek yapıp, hayvanlara baktığını aktararak, "Yaklaşık 30 senedir burada yaşıyorum. Eşim ölünce 6 tane çocukla kaldım. Benim çocukluğum burada geçti. Ondan sonra barajı yaptılar, barajı yapınca bizi buradan kaldırdılar. Burayı unutamıyorum dede mülkü. Kayınbabamın mülkü burası. Babamın mülkü barajın altında kaldı." ifadelerini kullandı.