Okçuoğlu, onu her gün okula götürüp tüm gününü evladının yanından geçiren annesi sayesinde, Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümünde üniversite hayalini gerçeğe dönüştürüyor.
Merkez Sarıçam Gültepe Mahallesi'nde yaşayan Alper Okçuoğlu'na, 1,5 yaşından başlayan sağlık sorunları nedeniyle ailesi tarafından götürüldüğü hastanede "Spinal muskuler atrofi" (SMA) teşhisi konuldu.
Oğlu 5 yaşındayken eşinden ayrılan Venhar Şeyran, ilkokuldan sonra güçlükle yürüyebilen ve lise çağına geldiğinde başı ve tek parmağının dışında vücudunu hareket ettiremeyen evladının eğitimine devam edebilmesi için büyük çaba harcadı.
Lise eğitiminin ardından Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü kazanan Okçuoğlu, yaşadığı zorluklar nedeniyle 3. sınıfta eğitimini bıraktı.
Daha sonra tekrar sınava girerek Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümünü kazanan Okçuoğlu, kendi çabası ve annesinin özverisiyle 3 yıldır devam ettiği okulundan mezun olacağı günün hayalini kuruyor.
Anne, bir hayalin gerçeğe dönüşmesini sağlıyorHer sabah oğlunu üniversiteye götürüp ders saatlerinde kantinde bekleyen ve aralarda da onun temel ihtiyaçlarını karşılayan anne Şeyran, sadece başını ve tek parmağını hareket ettirebilen Alper'in üniversite hayalinin gerçeğe dönüşmesini sağlıyor.
Oğlunun adeta eli ayağı olan anne, evde de Alper'in derslerine yardımcı oluyor.
Stephen Hawking'i örnek alıyorAlper Okçuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastalığı nedeniyle açık lisede okuduğunu, en büyük hayalinin ise üniversiteye gitmek olduğunu anlattı.
İletişim fakültesini kazanmanın kendisini çok mutlu ettiğini anlatan Okçuoğlu, "Üniversiteye annemin yardımıyla gidip geliyorum. Arkadaşlarım da her alanda bana yardım ediyorlar. Çoğu zaman annem kantinde otururken arkadaşlarım sınıfa götürüyor. Çünkü annemin yorulmasını da istemiyorlar." dedi.
Okçuoğlu, akademisyen olmak istediğini belirterek, "Önünüze belirli imkanlar sunulduğunda yapamayacağınız hiçbir şey yok. Ünlü fizikçi Stephen Hawking, vücudunun hiçbir organını tam olarak kullanamıyorken birçok kitap ve eser verdi. Bu tarzda birçok örneğin var olduğu dünyada, insanlar 'ben bunu yapamam, başaramam' endişesine düşmemeliler. Siz çaba gösterince insanlar size ses veriyor ve yardımcı oluyorlar. Oturduğunuz yerden hiç kimsenin size bir katkısı olmayacaktır. İnsanlara kendinizi duyurmanız ve sesinizi ortaya koymanız gerekiyor." diye konuştu.
"Sağlıklı bir çocuktan daha azimliydi"Anne Şeyran da oğlu Alper'i ilkokuldan itibaren yağmur çamur demeden okula götürdüğünü anlattı.
Evde oğlunun derslerine yardımcı olduğunu dile getiren Şeyran, "Evde hareket ettirebildiği tek parmağıyla bilgisayarı kullanmaya çalışıyor. Onunla dersini devam ettiriyor. Derste aldığı ses kayıtlarını dinliyor. Kitaptan ders çalışacağı zaman sayfalarını ben çeviriyorum. Sınıf arkadaşları çok yardımcı oluyor. Alper o konuda çok şanslı." ifadelerini kullandı.
Okçuoğlu'nun sınıf arkadaşı Sezgin Süreçkaya da Alper'le üniversiteye geldiği ilk gün tanıştıklarını söyledi.
Alper'i ilk gördüğünde şaşırdığını aktaran Süreçkaya, "Kendisi bizim için çok büyük bir gurur ve ilham kaynağı. Bir çok engeline rağmen gerek öğretim hayatını gerekse yaşamsal faaliyetlerini en iyi şekilde yerine getirebilmeye çalışıyor. Bize de bu açıdan çok büyük örnek oluyor." dedi.
Süreçkaya, Alper'in annesinin de örnek bir özveri sergilediğini aktararak ellerinden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalıştıklarını kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com