Amerikan Huffington Post Gazetesi’nde geçtiğimiz hafta yazdığı makalede Türkiye’ye ağır eleştiriler yönelten köşe yazarı Stanley Weiss’e, Eski AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’tan cevap geldi.
Huffington Post’ta yayınlanan makalede suçlamalara cevap veren Egemen Bağış, “Kaygılanmadan edemiyorum. Sayın Weiss’in 23 Şubat’taki yorumlarını okurken aklıma “Sırça köşkte oturan, komşusuna taş atmamalı” atasözü geliyor. Kendisi Türkiye’ye yönelik pek çok suçlamada bulunuyor ve Türkiye’nin DEAŞ’ı desteklediğini, terör örgütüyle çalıştığını ve savaşı körüklediğini iddia eden kaynaklardan alıntılar yapıyor. Peki ama kanıt nerede? Weiss’ın aslında politik korku tellallığının ta kendisi. Bu tür asılsız eleştiriler, Türkiye’nin, sınırlarını ihlal eden teröristlere karşı geri adım atmasına asla sebep olmayacak” dedi. Bağış’ın yazısı şöyle devam etti:
“Fakat ilginçtir ki, Sayın Weiss, Türkiye’nin yaşadığı sorunlardan binlerce kilometre uzaktaki ofisinde rahat rahat oturarak radikal cümleler yazıyor ve yeni bir devletin kurulması yönünde önerilerde bulunuyor. Hâlihazırda sarsıntıya uğramış Suriyeliler adına buna benzer kararlar verip, bu insanlara yeni bir devlet kurmaları yönünde baskı yapıyor. İyi de, bu yeni devleti kim yönetecek? Kimse Suriyelilerin ne isteyebileceğini sordu mu? Sayın Weiss neden Suriye’de bulunan Suriyelilere yardım edilmesini desteklemiyor da, bunun yerine zaten asırlardır birlikte yaşayan bu insanları farklı gruplara ayırarak daha fazla karışıklığa sebebiyet verecek önerilerde bulunuyor? Rusya’nın da desteğiyle sivillere silahlı saldırıda bulunan ve halkına zulmeden Esad problemini çözmek yerine, söz konusu karışıklığa sebebiyet vermek daha mı iyi? Eminim ki [hayatı boyunca özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın yeninden inşa edilmesinde etkili olan pek çok konferansa üye olmuş] Theodore Achilles’in kemikleri sızlıyordur. Kendisini “özgürlerin vatanı ve cesurların evi” olarak gören bir ülkenin, evlerini, mahallelerini ve köylerini terk etmek zorunda kalan 4 milyon Suriyeliye yardım edilmesine yönelik çabalara liderlik etmesi gerekiyor.”
Yazısının sonunda, Türkiye’nin şu anda, 2,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını hatırlatan Bağış, “Bu insanlara, kaybettikleri yaşam ümidini yeniden kazandırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu insanların artık aileleriyle güvende olmaları, okullarda, iş yerlerinde, evlerde ve yeni arkadaşlar edinerek hayatlarını yeniden inşa etmeleri için fırsatlar bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri, Suriyelilere yardım etmek amacıyla yüksek miktarda mali destekte bulundu, ancak şimdiye kadar yalnızca 2 bin 768 mülteci kabul etti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Anthony Blinken kısa süre önce, ABD’nin 10 bin mülteci almayı planladığını söyledi. İnşallah bu karar, Sayın Trump bunu sabote etmek için bir yol bulmadan ve Allah korusun, veto etmeden uygulamaya geçer” ifadelerini kullandı.
(İHA)
Huffington Post’ta yayınlanan makalede suçlamalara cevap veren Egemen Bağış, “Kaygılanmadan edemiyorum. Sayın Weiss’in 23 Şubat’taki yorumlarını okurken aklıma “Sırça köşkte oturan, komşusuna taş atmamalı” atasözü geliyor. Kendisi Türkiye’ye yönelik pek çok suçlamada bulunuyor ve Türkiye’nin DEAŞ’ı desteklediğini, terör örgütüyle çalıştığını ve savaşı körüklediğini iddia eden kaynaklardan alıntılar yapıyor. Peki ama kanıt nerede? Weiss’ın aslında politik korku tellallığının ta kendisi. Bu tür asılsız eleştiriler, Türkiye’nin, sınırlarını ihlal eden teröristlere karşı geri adım atmasına asla sebep olmayacak” dedi. Bağış’ın yazısı şöyle devam etti:
“Fakat ilginçtir ki, Sayın Weiss, Türkiye’nin yaşadığı sorunlardan binlerce kilometre uzaktaki ofisinde rahat rahat oturarak radikal cümleler yazıyor ve yeni bir devletin kurulması yönünde önerilerde bulunuyor. Hâlihazırda sarsıntıya uğramış Suriyeliler adına buna benzer kararlar verip, bu insanlara yeni bir devlet kurmaları yönünde baskı yapıyor. İyi de, bu yeni devleti kim yönetecek? Kimse Suriyelilerin ne isteyebileceğini sordu mu? Sayın Weiss neden Suriye’de bulunan Suriyelilere yardım edilmesini desteklemiyor da, bunun yerine zaten asırlardır birlikte yaşayan bu insanları farklı gruplara ayırarak daha fazla karışıklığa sebebiyet verecek önerilerde bulunuyor? Rusya’nın da desteğiyle sivillere silahlı saldırıda bulunan ve halkına zulmeden Esad problemini çözmek yerine, söz konusu karışıklığa sebebiyet vermek daha mı iyi? Eminim ki [hayatı boyunca özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın yeninden inşa edilmesinde etkili olan pek çok konferansa üye olmuş] Theodore Achilles’in kemikleri sızlıyordur. Kendisini “özgürlerin vatanı ve cesurların evi” olarak gören bir ülkenin, evlerini, mahallelerini ve köylerini terk etmek zorunda kalan 4 milyon Suriyeliye yardım edilmesine yönelik çabalara liderlik etmesi gerekiyor.”
Yazısının sonunda, Türkiye’nin şu anda, 2,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yaptığını hatırlatan Bağış, “Bu insanlara, kaybettikleri yaşam ümidini yeniden kazandırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu insanların artık aileleriyle güvende olmaları, okullarda, iş yerlerinde, evlerde ve yeni arkadaşlar edinerek hayatlarını yeniden inşa etmeleri için fırsatlar bulunuyor. Amerika Birleşik Devletleri, Suriyelilere yardım etmek amacıyla yüksek miktarda mali destekte bulundu, ancak şimdiye kadar yalnızca 2 bin 768 mülteci kabul etti. Dışişleri Bakan Yardımcısı Anthony Blinken kısa süre önce, ABD’nin 10 bin mülteci almayı planladığını söyledi. İnşallah bu karar, Sayın Trump bunu sabote etmek için bir yol bulmadan ve Allah korusun, veto etmeden uygulamaya geçer” ifadelerini kullandı.
(İHA)
