İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'da yaşanan en büyük insanlık trajedisi olarak nitelendirilen ve 8 binden fazla Boşnak sivilin katledildiği Srebrenitsa soykırımı kurbanlarının özel eşyaları, yaşanan vahşeti gelecek nesillere aktaracak.
Bosna Hersek'in doğusundaki Srebrenitsa şehri ve civarında 1995 yılının temmuz ayında gerçekleştirilen soykırımda yaşamını yitirenlerin özel eşyaları, her yıl 11 Temmuz'da soykırım kurbanlarının defnedildiği Potoçari Anıt Mezarlığı bünyesinde kurulan müzede sergilenecek.
Bulunan toplu mezarlardan çıkarılanların yanı sıra kurban yakınlarının müzeye bağışlayacağı özel eşyalarla oluşturulacak sergi ile soykırım gerçeğinin unutulmaması ve gelecek nesiller için ders niteliği taşıması amaçlanıyor.
Bugüne kadar müzeye bağışlanan eşyalar arasında soykırım kurbanlarının yırtık kıyafetleri, kol saatleri, kimlikleri ve sigara tabakaları bulunuyor.
Potoçari Anıt Mezarlığı Küratörü Azir Osmanovic, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çeyrek asır önce yaşanan vahşetin unutulmaması ve bir daha asla tekrarlanmaması amacıyla yaklaşık üç ay önce böyle bir proje başlattıklarını aktardı.
Müzede sergilenecek kişisel eşyaların, soykırımdan kurtulanların ve kurban yakınlarının yardımıyla toplandığını belirten Osmanovic, "Ayrıca o dönemde soykırımdan kaçmaya çalışanların geçtiği yerleri de inceleyerek onlara ait olduğunu düşündüğümüz eşyaları topluyoruz. Mesela Udrc Dağı'nda haftalarca yaşam mücadelesi vermiş insanların kullandıkları tencere, kazan ve kaplara ulaştık. Kendi imkanlarıyla yaptıkları kulübelere rastladık." diye konuştu.
Bugüne kadar 350'ye yakın eşya topladıklarını söyleyen Osmanovic, her bir eşyanın ayrı bir hikayeyi anlattığını vurguladı.
Osmanovic, eşyaları sergilemeyi düşündükleri eski akü fabrikasındaki bölümün çatısının kötü durumda olduğunu belirterek, bu meselenin çözümü için ilgili makamlardan destek beklediklerini ifade etti.
Cesedine hala ulaşamadığı oğlunun eşyalarını bağışladıSoykırımda oğlu Nihad'ı kaybeden Hajra Catic, son kez 10 Temmuz 1995'te gördüğü ve cesedine hala ulaşılamayan evladına ait kişisel eşyaları müzeye bağışlayanlardan yalnızca biri.
Savaş yıllarında gazetecilik yapan 26 yaşındaki Nihad'ın yaralandığını ve asla Boşnak askerlerin kontrolündeki bölgeye ulaşamadığını bildiğini söyleyen Hajra Catic, oğluna ait en ufak bir kemik parçasına ulaşmanın ümidiyle yaşadığını kaydetti.
Catic, soykırımın vahşetini gelecek nesillere aktaracak bu ve benzer projeleri desteklediğini ifade ederek, "Soykırımın unutulmamasını istiyorsak bu konuda yazılar yazmalı, konuşmalı ve elimizdeki kanıtları buraya teslim etmeliyiz." dedi.
Babasın son mektubunu, kol saatini ve gözlüklerini müzeye bağışladıSoykırımda babası Reşid'i kaybeden Amra Begic Fazlic ise 2008 yılında toprağa verilen babasının eşyalarını nasıl koruyup saklayacaklarını bilemediklerini belirterek, "Biz kara kara düşünüp soruna çözüm ararken, Potoçari Anıt Mezarlığı'nın başlattığı proje ilaç gibi geldi." diye konuştu.
Ellerinde en önemli eşyaları, başkalarının da bu vahşeti görebilmesi için müzeye bağışladıklarını söyleyen Fazlic, "Babamın Kızılhaç aracılığıyla bize gönderdiği son mektubunu, kol saatini ve gözlüklerini bağışladım. Saati aldığımda arkasında yazan notu okuyarak anneme bunun babamın saati olmadığını söylemiştim. Annemden babamın kolundaki bu saatin savaşta öldürülen dedeme ait olduğunu ve babamın saati bozulunca annemin ona kendi babasının saatini hediye ettiğini öğrendim." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com