İstanbul
Spor fütüristi, yönetim danışmanı ve milli kick boksçu Hakan Demiray, yaptığı açıklamada, salgın sürecinde insanların evde egzersiz yapmaya alıştığını ifade etti.
Spor salonlarının yeni ürünler oluşturması gerektiğini belirten Demiray, "İnsanın en önemli özelliği adaptasyon. Salonlar da adapte olabilmeli. Metrekare bazında hizmet üretmekten ziyade, artık on-line hizmet üretebilir hale gelebilmesi lazım.
Öyle olduğu takdirde çok verimli işler yapabileceğini düşünüyorum. Aksi takdirde örnek veriyorum, 500 metrekarelik spor salonu İstanbul'un X bir bölgesinde, 10 kilometre çevresinde sosyal medyada reklam yapıyorsa daha öncesinde, artık öyle yapmamalı.
Artık bu reklam mecrasını dijitalde özgün içerikler paylaşarak tüm Türkiye'ye yapması lazım. Her yerden para kazanabilme mantığını güdebilmesi lazım. Yoksa işlerin çok zor olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
"Ciddi bir güven kaybı var"
İnsanların spor salonlarına tekrar gelmesini sağlamak için güven unsurunun sağlanması gerektiğini aktaran Demirbay, şöyle konuştu:
"KPMG'nin yaptığı bir araştırma var. Hem global çapta hem Türkiye'de etkili. Kısıtlamalar başladığında insanlara, 'Kısıtlamalardan sonra salonlara gider misiniz?' diye sormuşlar. İnsanların yüzde 30-39'u 'Hayır.' demiş.
Yani ciddi bir güven kaybı var. Bu şu demek, sizin 100 kişilik üye portföyünüz var, bunun yüzde 40'a yakını 'Hayır gelmem.' diyor. O zaman sizin yaptığınız bütün mali analiz bir anda farklılaşıyor. Dolayısıyla burada zorlu bir süreç var."
Demiray, Türkiye'de fitness sektörünün 800 milyon dolarlık bir sektör olduğunu, ancak bu süreçte yüzde 50'lik yara aldığını kaydetti.
"Salona gideceğim, diyen ciddi bir kitle var"
Hakan Demiray, Türkiye'de insanların yüzde 1-1,5'inin spor yaptığını ifade etti.
Büyük spor salonlarının işinin zor olduğunu vurgulayan Demiray, şunları kaydetti:
"Türkiye'de insanların yüzde 1-1,5'inin spor yaptığını biliyoruz. Türkiye'de her şeye rağmen şu anda 'Spor benim olmazsa olmazım, ben salona gideceğim.' diyen ciddi bir kitle var. Ancak bir de yüzde 30 ve üzerinde insan 'Ben ne olursa olsun korktum, gitmem.' diyor.
Burada teşviki artırmaya yönelik çalışmalar yapmamız lazım. Bununla ilgili bir de ortak girişim olması lazım. İnsanların verimli bir şekilde bundan faydalanabilmeleri gerekiyor. Bununla ilgili on-line çalışmalar çok önemli.
4-5 milyar kişi eve kapatıldığında bu insanların yüzde 80'e yakını öyle ya da böyle kendi başına egzersiz yapmış. Bu yüzde 80 içinde hayatında ilk kez egzersiz yapan kişilerin yüzde 20'si de 'Bundan sonra egzersizi hayatımdan çıkarmam.' demiş. Bu, güzel bir şey.
Evde oturan milyarlarca kişiyi düşündüğünüz zaman açıkçası bu ciddi bir oran ama işin kilit noktası şu, bu kişiler egzersiz yapmayı evde öğrendi.
Dijitalle bu sürece geçiş yaptılar. Dolayısıyla dijital sektör ve telefon uygulamaları bundan sonraki dönemde müthiş bir hızla ilerleyecek."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com