Spiker eşini döverek beyin kanaması geçirmesine ve felç kalmasına neden olduğu iddiasıyla 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan gazeteci Neptün Bülent Eken’in duruşması, Adli Tıp Kurumu raporu gelmediği gerekçesiyle ertelendi.
Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünü mezunu olan, İngiltere Bournemouth’da Uluslararası Gazetecilik dalında master yapan ekonomi spikeri Kübra Eken’in doğum sonrası geçirdiği beyin kanamasının nedeninin, eşinin şiddeti olduğu, açılan dava ile ortaya çıktı. 2011 yılında evlenen ve 20 Haziran 2013’de epidural sezaryen ile doğum yapan Kübra Eken, ertesi gün taburcu edilerek Acıbadem’deki evine döndü. O günün akşamı ise şiddetli baş ağrısı nedeniyle eşinin çağırdığı ambulansla Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Beyin kanaması geçirdiği tespit edilen 30 yaşındaki Kübra Eken, 2 buçuk ay süren yoğun bakım tedavisinin ardından felçli ve konuşamaz şekilde annesinin evine döndü. Eken iddialara göre kendisini eşinin darp ettiğini, başına 4 kez yumruk attığını ileri sürdü.
Kübra’nın ailesi bu durum üzerine kızlarını ameliyat eden doktorun, “Kızınız darp edilmiş, haberiniz yok mu?” demesi üzerine karakola gitti. Yapılan soruşturma sonrası Neptün Bülent Eken hakkında eşini darp etmek suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 16 Eylül 2014 tarihindeki ilk duruşmada konuşamadığı için alfabe aracılığıyla ifade veren Kübra Eken, harfleri göstererek, “Kafama vurdu” diye yazdı. “Kim?” sorusuna “Neptün” yazarak karşılık veren genç kadın, “Nasıl?” sorusuna ‘Elle’ “Kaç kez?” sorusuna ise ‘4’ yanıtını verdi. Daha önce kendisini darp edip etmediği sorusuna ise “Hayır” dedi.
Anadolu Adalet Sarayı 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Neptün Bülent Eken, müşteki baba Ömer Lütfi Yelkenci ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada Mahkeme Hakimi, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na yazılan müzekkereye cevap verilmediği gerekçesiyle, duruşmayı erteledi.
"ÖYLE BİR CEZA ÇIKSIN Kİ BURADAN..."
Duruşma çıkışı açıklama yapan ağabey Önder Yelkenci, “Bizim için adaletin yerini bulması, Kübra’nın en azından şu anki ızdırabının bir nebze olsun hafifletilmesi için buradayız. Mücadelemiz böyle. Hukuki yollardan arıyoruz hakkımızı. Tabi gecikmesi önemli değil ama kararın, bizi tatmin eden en azından emsal niteliği taşımasını istiyoruz. Bir daha, adaletsiz bir şekilde hak arayan erkeklerin bu eylemlere girmeden önce ikinci bir defa düşünmesi ve Kübra’yı akıllarına gelmesini istiyoruz. Öyle bir ceza çıksın ki buradan, emsal olsun ve bir daha hiçbir kadın bu hale düşmesin. İnanın şiddetin ne yeri belli, ne eğitim seviyesi belli, her yerde çıkabiliyor. Benim kardeşim hayatında elde ettiği tüm başarılar için büyük bedeller ödemiş bir insan. Bir insanın hayatını bu şekle döndürmek, ölümle eşdeğer durumda Kübra şu an. Sosyal hayatını devam ettirebilmesi için uzun yıllar gerekecek. Bu bile soru işareti. Oraya gelmek bile bizim için bir kazanç olacak. Onu bu duruma düşüren birisinin küçük bir ceza ile buradan kurtulması, bizim yüreğimizdeki yangını ne yazık ki söndürmeyecek. O anlamda biz bunun ağır cezada yargılanmasını istiyoruz. Bunun bir emsal olmasını istiyoruz. Onun için de bütün hukuki yolları deneyeceğiz” dedi.
Yelkenci, “Bizim uğraştığımız yüreğimizi ağrıtan bir konu daha var. Bu da Kübra’nın kızı Alara. Doğum yaptıktan sonra 2 kez gördüğü kızı. Sistemli bir şekilde Eken soyadlı ailenin tümünün birleşip bizim torunumuzu kaçırıyorlar ve Kübra’ya sistemli bir şekilde acı çektirmeye devam ediyorlar. Yani bu zat, benim kardeşimin kafasını kırmakla kalmadı, çocuğunu da kaçırıyor şu an. Ben, onun çocuğu demiyorum çünkü babalık haklarını kaybetmiş bir adamdan bahsediyoruz. Burada bizim asıl daha büyük dertlerimizden birisi. Kübra’nın hayata bağlanması için bir sebep bulmaya çalışıyoruz. Bulunduğu durumdaki hayal kırıklığını tahmin etmeniz biraz güç olacaktır ama biz her gün yaşıyoruz bunu. Kübra’nın her gün sabah 07.00’den, akşam 22.00’ye kadar bir maraton atletinin çalıştığı disiplinde çalışması gereken hareketleri var. Fizik tedavisi var, konuşma, yutma ve nefes terapileri var. Eğer yetkililerden bizim durumumuzu gören birisi varsa, Kübra’ya kızını kavuştursunlar” dedi.
(İHA)
Bilgi Üniversitesi Psikoloji bölümünü mezunu olan, İngiltere Bournemouth’da Uluslararası Gazetecilik dalında master yapan ekonomi spikeri Kübra Eken’in doğum sonrası geçirdiği beyin kanamasının nedeninin, eşinin şiddeti olduğu, açılan dava ile ortaya çıktı. 2011 yılında evlenen ve 20 Haziran 2013’de epidural sezaryen ile doğum yapan Kübra Eken, ertesi gün taburcu edilerek Acıbadem’deki evine döndü. O günün akşamı ise şiddetli baş ağrısı nedeniyle eşinin çağırdığı ambulansla Haydarpaşa Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Beyin kanaması geçirdiği tespit edilen 30 yaşındaki Kübra Eken, 2 buçuk ay süren yoğun bakım tedavisinin ardından felçli ve konuşamaz şekilde annesinin evine döndü. Eken iddialara göre kendisini eşinin darp ettiğini, başına 4 kez yumruk attığını ileri sürdü.
Kübra’nın ailesi bu durum üzerine kızlarını ameliyat eden doktorun, “Kızınız darp edilmiş, haberiniz yok mu?” demesi üzerine karakola gitti. Yapılan soruşturma sonrası Neptün Bülent Eken hakkında eşini darp etmek suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. 16 Eylül 2014 tarihindeki ilk duruşmada konuşamadığı için alfabe aracılığıyla ifade veren Kübra Eken, harfleri göstererek, “Kafama vurdu” diye yazdı. “Kim?” sorusuna “Neptün” yazarak karşılık veren genç kadın, “Nasıl?” sorusuna ‘Elle’ “Kaç kez?” sorusuna ise ‘4’ yanıtını verdi. Daha önce kendisini darp edip etmediği sorusuna ise “Hayır” dedi.
Anadolu Adalet Sarayı 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Neptün Bülent Eken, müşteki baba Ömer Lütfi Yelkenci ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada Mahkeme Hakimi, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’na yazılan müzekkereye cevap verilmediği gerekçesiyle, duruşmayı erteledi.
"ÖYLE BİR CEZA ÇIKSIN Kİ BURADAN..."
Duruşma çıkışı açıklama yapan ağabey Önder Yelkenci, “Bizim için adaletin yerini bulması, Kübra’nın en azından şu anki ızdırabının bir nebze olsun hafifletilmesi için buradayız. Mücadelemiz böyle. Hukuki yollardan arıyoruz hakkımızı. Tabi gecikmesi önemli değil ama kararın, bizi tatmin eden en azından emsal niteliği taşımasını istiyoruz. Bir daha, adaletsiz bir şekilde hak arayan erkeklerin bu eylemlere girmeden önce ikinci bir defa düşünmesi ve Kübra’yı akıllarına gelmesini istiyoruz. Öyle bir ceza çıksın ki buradan, emsal olsun ve bir daha hiçbir kadın bu hale düşmesin. İnanın şiddetin ne yeri belli, ne eğitim seviyesi belli, her yerde çıkabiliyor. Benim kardeşim hayatında elde ettiği tüm başarılar için büyük bedeller ödemiş bir insan. Bir insanın hayatını bu şekle döndürmek, ölümle eşdeğer durumda Kübra şu an. Sosyal hayatını devam ettirebilmesi için uzun yıllar gerekecek. Bu bile soru işareti. Oraya gelmek bile bizim için bir kazanç olacak. Onu bu duruma düşüren birisinin küçük bir ceza ile buradan kurtulması, bizim yüreğimizdeki yangını ne yazık ki söndürmeyecek. O anlamda biz bunun ağır cezada yargılanmasını istiyoruz. Bunun bir emsal olmasını istiyoruz. Onun için de bütün hukuki yolları deneyeceğiz” dedi.
Yelkenci, “Bizim uğraştığımız yüreğimizi ağrıtan bir konu daha var. Bu da Kübra’nın kızı Alara. Doğum yaptıktan sonra 2 kez gördüğü kızı. Sistemli bir şekilde Eken soyadlı ailenin tümünün birleşip bizim torunumuzu kaçırıyorlar ve Kübra’ya sistemli bir şekilde acı çektirmeye devam ediyorlar. Yani bu zat, benim kardeşimin kafasını kırmakla kalmadı, çocuğunu da kaçırıyor şu an. Ben, onun çocuğu demiyorum çünkü babalık haklarını kaybetmiş bir adamdan bahsediyoruz. Burada bizim asıl daha büyük dertlerimizden birisi. Kübra’nın hayata bağlanması için bir sebep bulmaya çalışıyoruz. Bulunduğu durumdaki hayal kırıklığını tahmin etmeniz biraz güç olacaktır ama biz her gün yaşıyoruz bunu. Kübra’nın her gün sabah 07.00’den, akşam 22.00’ye kadar bir maraton atletinin çalıştığı disiplinde çalışması gereken hareketleri var. Fizik tedavisi var, konuşma, yutma ve nefes terapileri var. Eğer yetkililerden bizim durumumuzu gören birisi varsa, Kübra’ya kızını kavuştursunlar” dedi.
(İHA)