ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe giriÅŸimi sırasında, Genelkurmay BaÅŸkanlığındaki eylemlerle ilgili, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" üyelerinin de aralarında bulunduÄŸu 221 sanık hakkında açılan davada ilk 5 gün tamamlandı.
Dava, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve Ä°nfaz Kurumları yerleÅŸkesindeki duruÅŸma salonunda görüldü. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi BaÅŸkanı OÄŸuz Dik'in baÅŸkanlığında 22 Mayıs Pazartesi günü baÅŸlayan duruÅŸmalarda, 11 sanığın savunması alındı. Sanıklar, haklarındaki suçlamaları reddetti.
Sincan Ceza ve Ä°nfaz Kurumundan jandarma komandoları eÅŸliÄŸinde çıkarılan Akın Öztürk, Mehmet Partigöç, Mehmet DiÅŸli, Gökhan Åžahin SönmezateÅŸ ve Ä°lhan Talu'nun aralarında bulunduÄŸu sanıklar, cezaevi önünde toplanan ve ellerinde Türk bayrakları bulunan çok sayıda vatandaÅŸ tarafından protesto edildi.
15 Temmuz'un en kritik davasında ilk savunmayı, darbecilerin askeri kanattaki bir numarası olduÄŸu iddia edilen eski YAÅž üyesi Akın Öztürk yaptı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden, darbeden haberi olmadığını iddia eden Akın Öztürk, savunmasında ÅŸunları söyledi:
"1960 darbesini, 1971 muhtırasını, 1980 darbesini, 28 Åžubat olaylarını yaÅŸamış, milletin üzerindeki olumsuz etkilerini gören bir asker olarak, bu darbe giriÅŸimini haklı görecek veya destekleyecek bir kiÅŸiliÄŸe, yapıya sahip deÄŸilim. Bu yaftayı üzerime çiviyle çaksalar da tutturamazlar. 'Yurtta Sulh Konseyi' isimli oluÅŸuma dahil olmadığım gibi bu oluÅŸumun ismini ilk defa emniyet aÅŸamasında polislerden duydum. Genelkurmay BaÅŸkanının darbenin başına geçirilmesi konusunda oluÅŸturulan ekibe katılmadığım gibi komutanın ikna edilmesi için herhangi bir çabam olmamıştır. Huzurda bulunan sanıkların hiçbiri benim olaya karıştığımı, katkıda bulunduÄŸumu, emir ve talimat verdiÄŸimi söyleyemez."
"Vur" emri veren Özçetin, inkar ettiDavanın ilk gününde, Akın Öztürk'ün ardından eski Hava Kuvvetleri Genel Sekreteri Albay Ahmet Özçetin savunmasını yaptı.
Darbe gecesi Akıncı Üssü'nde yaÅŸananlara iliÅŸkin açılan davanın da sanığı olan ve Akıncı iddianamesinde, suç tarihinde albay rütbesiyle 4. Ana Jet Üs Komutanlığında Üssün Harekat Komutanı olarak görev yaptığı, darbe giriÅŸiminin yaÅŸandığı gece eylemleri gerçekleÅŸtiren ÅŸüphelilere emir ve talimat verdiÄŸi belirtilen Özçetin, tüm suçlamaları reddetti.
Darbe giriÅŸiminde vatandaÅŸların ÅŸehit olmasına neden olan F-16'lara bombalama emrini veren Ahmet Özçetin savunmasında, neden "Yurtta Sulh Konseyi" üyeliÄŸiyle suçlandığı hakkında fikrinin bulunmadığını öne sürerken, FETÖ'nün TSK'daki hücre yapılanmasını da iddianameden öÄŸrendiÄŸini iddia etti.
Daha önceki ifadesinde Polis Özel hareket Merkezi'ndeki yol nizamiye ve bazı yerlerin vurulması talimatını verdiÄŸini kabul eden Özçetin, hakim karşısında ise suçlamaları reddetti.
Mahkeme BaÅŸkanı OÄŸuz Dik'in, darbe giriÅŸiminin yaÅŸandığı gece Akıncı Üssü'nden Ankara'yı bombalayan pilotlarla yaptığı telsiz konuÅŸmalarını hatırlatması üzerine Özçetin, "Bu görüÅŸmelerin net olarak bana ait olup olmadığını bilmiyorum. GörüÅŸmelerin hangi ortamda yapıldığını hatırlamıyorum. Bu görüÅŸmelerin bir kısmının bana ait olmadığını, bir kısmının da bana dikte ettirildiÄŸini tespit ettim." savunmasını yaptı. Sanık Ahmet Özçetin, "'Yurtta Sulh hareketini icra ediyoruz' ÅŸeklindeki konuÅŸma bana aitse, hangi ÅŸartlar altında bunu söyledim, bilemiyorum." dedi.
Eski baÅŸyaver, savunmasını ikinci gün verdiDavanın ikinci gününde, sanıklardan CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın eski BaÅŸyaveri Ali Yazıcı savunmasını yaptı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'a suikast iddiasıyla MuÄŸla'da görülen davanın da sanıklarından olan Yazıcı, "Benim bu iÅŸlerle ilgim olsaydı yaverliÄŸe seçilmezdim. Ä°lk defa CumhurbaÅŸkanımızdan ayrılıyorum ve Sayın CumhurbaÅŸkanı'na suikastle suçlanıyorum. Her zaman bu imkan ve yapma kabiliyetim varken yapmıyorum da yanından ayrıldığım ilk anda sözde suikast yapmakla suçlanıyorum, bu akla uygun gelmiyor." ÅŸeklinde savunma verdi.
Yazıcı, Muhafız Alay Komutanı Kutsi Barış'a 15 Temmuz sabahı kahvaltıda CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ın tatil yaptığı yeri söylediÄŸi iddialarını da reddederek, sadece basında tatil yerine iliÅŸkin çıkan haberleri konuÅŸtuklarını, kendisine bir yer bildirmediÄŸini ileri sürdü.
Mahkeme BaÅŸkanı Dik'in, "Bu darbeyi kimin yaptığını düÅŸünüyorsun?" sorusuna Yazıcı, "Bunu beni seçen CumhurbaÅŸkanımıza ve beni yetiÅŸtiren komutanlara sormak gerekir. Darbeyi kimin yaptığını 10 aydır düÅŸünüyorum, ben de iÅŸin içinden çıkamadım. Benim bildiÄŸim, 'Åžu FETÖ'cüdür, terör örgütü üyesidir' diyeceÄŸim bir komutan, asker de yok." yanıtını verdi.
Muhafız Alayından ayrılırken yanına gelen ve kendisini "Emin Yarbay" olarak tanıtan kiÅŸinin "Komutanım Antalya'ya gidiyormuÅŸsunuz. Ben de tatile gidiyorum, sizinle gelebilir miyim?" diye sorduÄŸunu ve bu kiÅŸiyle birlikte yola çıktıklarını iddia eden sanık Yazıcı'nın bu beyanları, MuÄŸla'da yargılanan Emin Güven'in mahkemede verdiÄŸi savunma ile çeliÅŸti. Güven, MuÄŸla'daki davada, Muhafız Alayına darbe giriÅŸiminin planlandığı Ankara'daki villada düzenlenen toplantıya katıldığı tespit edilen Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli Albay Fırat AlakuÅŸ ile gittiklerini, kamelyada aralarında Yazıcı'ın da yer aldığı 10-15 kiÅŸinin bulunduÄŸunu, kamelyadaki masada üzerinde "Marmaris" yazan hava fotoÄŸraflarının bulunduÄŸunu anlatmıştı.
Sıkıyönetim mesajında ismi bulunan Turhan da inkar ettiDavanın ikinci gününde, TSK mesaj sisteminden gönderilen sıkıyönetim belgesinde imzası olan sanık eski Genelkurmay BaÅŸkanlığı General/Amiral Åžube Müdürü Kurmay Albay Cemil Turhan da savunma yaptı.
Turhan, "O gece çekilen mesajların hiçbirinin hiçbir kelimesi tarafımdan yazılmamıştır. Mesajlar, benim veya ÅŸubemdeki bir baÅŸka bilgisayarda hazırlanmamıştır. Atama listeleri tarafımdan hazırlanmadığı gibi hazırlanmasında katkım olmamıştır. Kim tarafından hazırlandığını bilmiyorum. Ä°smimin, mesajın 'yazan' bölümünde yer almasının, bulunduÄŸum görevden kaynaklandığını deÄŸerlendiriyorum. Mesajlarda imzam yoktur." iddiasında bulundu.
Emniyette daha önce verdiÄŸi ifadeyi kabul etmediÄŸini söyleyen Turhan, daha önceki ifadesinde, Genelkurmay BaÅŸkanlığı'ndaki hareketliliÄŸin artması ve Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak'ın Kara Havacılık Komutanlığı'na gitmesi üzerine darbe giriÅŸiminin erkene alındığını belirterek, "Mehmet Partigöç, 'tutuklamalar baÅŸlayacak, Ünsal'ı (eski Kara Havacılık Okulu Komutanı Ünsal CoÅŸkun) alacaklar' dedi. Bu nedenle hareket erkene alındı." demiÅŸti.
Turhan, hakim karşısında ise darbeden önceden haberi olmadığını ve kimseye darbeye yönelik emir vermediÄŸini ileri sürdü.
"Kara Kuvvetleri imamı" iddiaları reddettiDavanın üçüncü gününde, FETÖ'nün "Kara Kuvvetleri imamı" olmakla suçlanan Kara Kuvvetleri Harekat BaÅŸkanlığı TeÅŸkilat Åžube MüdürlüÄŸünde görevli eski Kurmay Albay Bilal Akyüz de hakim karşısına çıktı. Akyüz, "Kara Kuvvetleri imamlığı iddiaları da gerçekten hiçbir alakam olmayan hususlar. Bana komplo, kumpas kurulduÄŸunu düÅŸünüyorum. Ä°ddia edilen toplantıya iliÅŸkin benim hiçbir alakam yoktur. Toplantıya katıldığıma iliÅŸkin somut delil yoktur ama ben nasıl oluyorsa gitmiÅŸim. Batıkent'te bir evden bahsedilmektedir, adresini bilmiyorum ve bunu kabul etmiyorum. Kendilerini kurtarmak için bu iddiaları dile getiren personelin bana iftira attığını düÅŸünüyorum." savunmasını yaptı.
Sanık Akyüz, Akıncı Üssünde park edilmiÅŸ aracında ele geçtiÄŸi iddia edilen, el yazısıyla kaleme alınmış "Ä°l-ilçe belediye baÅŸkanı... Hiç canlı olmayacak. Belki de BaÅŸbakan da" ÅŸeklindeki notun da kendisine ait olmadığını öne sürdü.
"Ankara'da 3 ilçede müdahale yetkim var"Davanın üçüncü duruÅŸmasında, Akyüz'ün ardından sanıklardan eski 28. Mekanize Piyade Tugayı Ä°kinci Tabur Komutanı Kurmay Yarbay ErtuÄŸrul Terzi, savunmasını yaptı. Yurtta Sulh Konseyi üyeliÄŸini reddeden Terzi, iddianamedeki suçlamalara dayanak olarak, sadece Ä°stanbul'da ifade veren Yarbay Murat Yanık'ın sözlerinin bulunduÄŸunu iddia etti.
Savcılıktaki ifadesinde "Genelkurmay BaÅŸkanlığında terör saldırısı olduÄŸu gerekçesiyle desteÄŸe gittikleri"ni söylediÄŸini anımsatan Hakim Dik, "Sizin güvenlik göreviniz var mı?" diye sordu. Sanık Terzi, "Taburumun kolluk güçlerini destekleme yetkisi var. Ankara'da 3 ilçede müdahale yetkim var." yanıtını verdi.
Mahkeme BaÅŸkanı Dik'in, 15 Temmuz'da "Türkiyem" adlı WhatsApp grubundan "Zırhlı araçların üzerine vatandaşın çıkmasına izin vermeyin. Çıkanı vurun, indirin." mesajı yazıp yazmadığı sorusuna da sanık Terzi, WhatsApp grubunu kendisinin kurduÄŸunu ancak 15 Temmuz günü hiçbir mesaj yazmadığını, sadece yazılanları okuduÄŸunu savundu.
Odasında yapılan aramada Ankara ÅŸehir haritası, "ÇakırsöÄŸüt 4 tabur, bin asker" ibareli not ve sıkıyönetim atama kararlarının çıktığının belirtilmesi üzerine Terzi, ÇakırsöÄŸüt'e hiç gitmediÄŸini, bölgeyi bilmediÄŸini, yazılı notun kriminal incelemesi yapılarak, yazının kendisine ait olup olmadığını tespitini talep etti.
"Yanlışı yapanları yanlıştan döndürmek için..."Davanın üçüncü gününde savunma yapan sanıklardan eski Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Harekat BaÅŸkanlığı Kuvvet GeliÅŸtirme ve TeÅŸkilat Daire BaÅŸkanı TuÄŸgeneral Erhan Caha da hakkındaki suçlamaları reddetti.
Darbe giriÅŸiminin ardından tutuklanan ve gözaltına alınınca aÄŸladığı görüntüler ortaya çıkan ve aÄŸabeyine "Yaptım bir hata. Allah affetsin" mesajı attığı tespit edilen Caha, iddianamede yer alan, Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduÄŸu ve darbe planı ile organizasyonların yapıldığı toplantılara aktif olarak katıldığı yönündeki iddianın gerçek dışı olduÄŸunu öne sürdü.
Cuntacılar Ali Kalyoncu, Bilal Akyüz ve Mehmet Partigöç ile irtibatını ise doÄŸrulayan Caha, söz konusu görüÅŸmelerin olayların daha da büyümesini önlemeye yönelik olduÄŸunu savunarak, "Bu görüÅŸmeler, yanlışa ortak olunmaması gerektiÄŸi, birliklerin çıkartılmaması, halka zarar verilmemesi ÅŸeklinde, ana teması bu olan konuÅŸmalardır. Bu yanlışı yapanları yanlıştan döndürmek için Ali Kalyoncu ile de Bilal ile de görüÅŸtüm." dedi.
"Ürkütücü bir yüz ifadesiyle..."Davanın dördüncü gününde, Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın müÅŸteki olarak verdiÄŸi ifadesinde, alıkonulduÄŸu sırada, "Kapıdan çıktığımda tam teçhizatlı, kafasında çelik miÄŸfer ve silahlı bir ÅŸekilde, ürkütücü bir yüz ifadesiyle karşıma çıkan asker dikkatimi çekti." dediÄŸi sanık eski Kurmay Albay Fırat Alakuş hakim karşısına çıktı.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak'ın Genelkurmay Karargahı giriÅŸinde yere yatırılarak derdest edilmesi sırasında da olay yerinde olduÄŸu görüntülerle tespit edilen AlakuÅŸ, hakkındaki iddiaları reddetti.
AlakuÅŸ, "Ben ve birliÄŸim ÖKK tarafından tevdi edilen terör tehdidine karşı Genelkurmay BaÅŸkanlığının emniyeti için emir ve komuta içinde harekata iÅŸtirak etmiÅŸtir. BirliÄŸimin ve benim tuzaÄŸa düÅŸürüldüÄŸüne inanıyorum. Ben ve birlik personelimin maÄŸdur olduÄŸunu düÅŸünüyorum." diye konuÅŸtu.
"Darbe123 bilgisayar ÅŸifrem"Ev ve iÅŸ yerindeki aramada ele geçirilen belgelere iliÅŸkin de açıklama yapan AlakuÅŸ, aramalarda "darbe123" yazılı küçük not kağıtları bulunduÄŸunu kaydetti. Bunların bilgisayar ÅŸifreleri olduÄŸunu öne süren Fırat AlakuÅŸ, "TSK subayı olarak darbeyle yatıp kalkmıyoruz. 1996'da bana ilk verilen telsiz kodu 'darbe' idi. 'Akılda kalan hususları ÅŸifre yapın.' denmiÅŸti. Ben de 'darbe' kelimesini klavyede de kolay yazıldığı için bilgisayar ÅŸifresi olarak seçtim." ÅŸeklinde savunma yaptı.
AlakuÅŸ, Darbe teÅŸebbüsü olduÄŸundan, TRT'de darbe bildirisi okunduÄŸu zaman haberdar olduÄŸunu ileri sürdü. Mahkeme BaÅŸkanının, "Anladın da niye sabaha kadar durdunuz orada, darbe suç deÄŸil mi, karışmasaydın, tuzaÄŸa düÅŸmeseydin?" sorusunu yöneltmesi üzerine AlakuÅŸ, "Bana verilen bir görev var, ondan geriye dönüÅŸ var mı? Darbe teÅŸebbüsünü anladım, göreve devam ettim. Darbenin kim tarafından yapıldığını tam netleÅŸtiremedim" iddiasında bulundu.
BaÅŸkan OÄŸuz Dik'in, "Gülen için ne diyeceksin?" sorusu üzerine, sanık AlakuÅŸ gülerek, "Orada deÄŸildi, onu söyleyebilirim." dedi. AlakuÅŸ'un gülümsemesine, ÅŸehit ve müÅŸteki yakınları, "Tiyatro yapıyor katil." diyerek tepki gösterdi.
"Genelkurmay BaÅŸkanını kurtardım"Darbe giriÅŸiminde rehin alınan Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı Akıncı Üssü'ne götüren helikopterin pilotu, Kara Havacılık Komutanlığında görevli eski Yarbay Halil Gül, Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında yer almadığını savundu.
Kara Havacılık Komutanlığında "Skorsky" tipi helikopterleri kullanan pilotlardan sorumlu olduÄŸunu anlatan Gül, Yurtta Sulh Konseyi listesinde yer alanlarla darbe giriÅŸimi sırasında Marmaris ve çeÅŸitli yerlerde bulunan pilotlarla irtibatının bulunmadığını ileri sürdü. Darbe giriÅŸimi sırasında kimseye emir vermediÄŸini iddia eden Gül, darbe giriÅŸiminde bulunulduÄŸunu anladığında ölüm tehdidi aldığını ve devam etmek zorunda olduÄŸunu ileri sürdü.
Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın helikoptere getirildiÄŸinde ellerinin baÄŸlı olmadığını ve gözlerinin de açık olduÄŸunu savunan Gül, "Genelkurmay BaÅŸkanının yanında DiÅŸli vardı. Onun da elleri ve gözleri baÄŸlı deÄŸildi. Yanlarında Özel Kuvvetler Komutanlığı personeli vardı. Helikoptere bindirdiler. Ben Genelkurmay BaÅŸkanını kurtardım. Ben hep emir komutanın onda olduÄŸunu düÅŸündüm." dedi.
Gül, darbenin planlamasının yapıldığı toplantılara katıldığına yönelik iddiaları da reddetti.
"Ben bu görevi Semih Terzi'den aldım"CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'a yönelik Marmaris'teki suikast giriÅŸimini yöneten ve cuntacıların sözde atama listesinde "MÄ°T BaÅŸkanı" olarak görevlendirilen eski TuÄŸgeneral Gökhan Åžahin SönmezateÅŸ'in odasında, el yazısı ile yazılmış bazı notlara ulaşılmış, bu notlarda "89'da Fetullah Gülen'in Altunizade'ye götürdüler. TÄŸm.lık rütbelerini Gülen'e taktırdılar" ifadelerinin altında, GATA'da görevli bazı doktorların isimlerinin de yer aldığı görülmüÅŸtü.
SönmezateÅŸ, davanın dördüncü gününde yaptığı savunmasında, "15 Temmuz'dan bugüne emir komuta zinciri içerisinde olduÄŸuna inandırıldığım bir iÅŸin içerisinde yer aldım. Bana verilen emir neyse onu uyguladım. Bana verilen emir CumhurbaÅŸkanı'nın Marmaris'ten alındıktan sonra Ankara'ya kadar emniyetle getirilmesiydi. 'CumhurbaÅŸkanını alma' emrini Semih Terzi generalden aldım. SöylediÄŸim her ÅŸey doÄŸrudur. Ne yazık ki ölmüÅŸtür, keÅŸke ölmeseydi de kendisine sorabilseydik. Semih Terzi'nin bu iÅŸte tepe başı olduÄŸunu düÅŸünmüyorum, onun da mutlaka bir üstü vardı, onun da emir aldığı birileri vardı. Ama tahmin ediyorum. Ben bu görevi Semih Terzi'den aldım." savunmasını yaptı.
Mahkeme BaÅŸkanı OÄŸuz Dik'in, "Görevi almasaydın, gitmeseydin. Ne samimiyetin var Terzi ile?" sorusu üzerine SönmezateÅŸ, "Benim Zekai Aksakallı, YaÅŸar Güler, Semih Terzi ve Özel Kuvvetler'de ismini veremeyeceÄŸim insanlarla güvene dayalı yakın iliÅŸkim var. Anladığınız anlamda istihbarat yapmıyoruz, farklı bir istihbarat yapıyoruz. Benim CumhurbaÅŸkanı ile ilgili aldığım hiçbir istihbarat yok, görev var. Ben, CumhurbaÅŸkanı'nın alınmasını kabul ettim." dedi.
Sanık SönmezateÅŸ, gizli tanıkların, itirafçıların etkin piÅŸmanlıktan yararlanma beklentisi içinde kiÅŸiler hakkında iftiralarda bulunduklarını savunarak, ÅŸunları söyledi:
"Hakan Bıyık ve gizli tanıkların ifadelerine göre benim aynı anda Ä°stanbul'da bir evde, Ankara'da 2-3 evde, bir pastanede ve bir villada bulunmam gerekiyor. Ä°stanbul'da bazı savcılar, beni Ä°stanbul'da bir evde gördüÄŸünü söyleyen kiÅŸilerin beyanlarından vazgeçti. Toplantıya katıldığım iddia edilen villanın sağında, solunda, sokağında, caddesinde ne kadar kamera varsa görüntülerinin toplatılmasını, villada parmak izi araÅŸtırılması yapılmasını talep ediyorum. Bu gizli tanıklar bir beklenti içinde ama kusura bakmasınlar ben FETÖ'cü deÄŸilim, bu elbise benim üzerimde durmaz. Ben herhangi bir tarikat üyesi de deÄŸilim."
SönmezateÅŸ, Semin Terzi'nin "darbe yapacağız" kelimesini kullanmadığını iddia ederek, "Semih Terzi, bizdeki jargonla bir ihtilal hazırlığı yapıldığını, çarÅŸamba günü itibarıyla ima etti. Emir komuta zinciri içerisinde, ÅŸu anda komutanlarımız bunu kabul etmiyorlar, böyle bir ÅŸey olmadığını ifade ediyorlar. Ama benim bildiÄŸim, o günkü anlayışla Genelkurmay Birinci BaÅŸkanı ve sıralı komuta kademesinin bilgisiyle bir ihtilal yapıldığını düÅŸündüm. Ben görevi kabul ediyorum, stratejik olarak onlar düÅŸünür, ben bir askerim. Ben 'darbeciyim' demedim, darbeye katıldım, ihtilale katıldım." ifadesini verdi.
Marmaris'te CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın kaldığı otele baskın yapan timin kendi timi olmadığını da ileri süren SönmezateÅŸ, "CumhurbaÅŸkanımızın kıl payı kurtulduÄŸu olaydaki asıl tim kim ya bu süreçte öÄŸreneceÄŸiz ya da tarihe bırakacağız." ifadelerini kullandı.
Ä°lhan Talu da iddiaları reddettiDavanın beÅŸinci günü, Genelkurmay BaÅŸkanlı Personel BaÅŸkanı Ä°lhan Talu ve avukatının savunmasıyla tamamlandı. Darbe giriÅŸimi gecesi Genelkurmay Karargahındaki görüntüleri kameralara yansıyan Ä°lhan Talu, hakkındaki suçlamaları reddetti.
Savcılık ifadesinde, kapıyı kilitleyip, odasında saklandığını anlatan ve darbeye katılmadığını öne süren Talu, görüntülerini kabul etmedi.
FETÖ ile mücadele ettiÄŸini savunan, ancak darbenin erkene alınmasında önemli rolü olan eski general Talu, "Bir diziye bile karışan FETÖ'nin atama listesine nasıl yer aldığı" sorusuna cevap veremedi.
"Hayatımın boyunca paralel devlet yapılanması ile etkin mücadele ettim, 15 Temmuz darbe teÅŸebbüsüne katılmadım" diyen Ä°lhan Talu, sanıklardan eski Mehmet Partigöç'ü suçladı. Talu, "Partigöç'ün FETÖ/PDY üyesi olduÄŸunu bildiÄŸimden kalkışmanın FETÖ tarafından yapıldığını anladım. Huduti'ye, bunun bir FETÖ kalkışması olduÄŸunu, Genelkurmay Karargahı'nın basıldığını, odamda beklediÄŸimi, faaliyetin emir komuta zinciri dışında bir kalkışma olduÄŸunu, gelen mesajların dikkate alınmaması gerektiÄŸini söyledim." diye konuÅŸtu.
Bir numaralı sanık terör örgütü elebaşı Fetullah GülenSincan Ceza Ä°nfaz Kurumları'ndaki mahkeme salonunda 16 Haziran'a kadar görülecek dava, gelecek hafta sanık savunmalarıyla devam edecek.
Davanın bir numaralı sanığı FETÖ elebaşı Fethullah Gülen, Eski CumhurbaÅŸkanı BaÅŸyaveri Ali Yazıcı, Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Akar'ın eski emir subayı Levent Türkkan ve BaÅŸbakanlık Özel Kalem MüdürlüÄŸü görevlisi Muhammet Uslu da sanıklar arasında yer alıyor. Dosyada, 200 tutuklu, 9 tutuksuz sanık bulunurken, 12 sanık ise firari durumda.
Sanıklar, bir orgeneral, üç korgeneral, dört tümgeneral, 16 tuÄŸgeneral, 3 tuÄŸamiral, 26 albay, 27 yarbay, 37 binbaşı, 21 yüzbaşı, kalanlar ise daha alt rütbelerde görev yapan eski askerlerden oluÅŸuyor.
Davada öÄŸretmen, memur ve esnafın da aralarında bulunduÄŸu 12 sivil sanık da yargılanıyor.
Sanıklar, "anayasayı ihlal", "cebir ve ÅŸiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya teÅŸebbüs", "cebir ve ÅŸiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teÅŸebbüs", "silahlı terör örgütü yönetmek ve üyesi olmak" suçlarının yanı sıra darbe giriÅŸimi kapsamında Türkiye'de iÅŸlenen "CumhurbaÅŸkanına suikast", "250 vatandaşı ÅŸehit etme", "2 bin 735 vatandaşı öldürmeye teÅŸebbüs" ve "üst düzey komutan ve devlet yöneticilerinin hürriyetini sınırlama" suçlarından da yargılanıyor.