Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü Gazetesi İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı, gazete yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru'nun "FETÖ içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etme" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam ediliyor.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz 4 sanık katılırken, sanık Emin Çölaşan Ankara Adliyesi'nden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) bağlandı. Sanık avukatları ile CHP'li vekiller de salonda hazır bulundu.
“FETÖ'yle hayatım boyunca ilgim olmadı”
Duruşmaya sanık Emin Çölaşan’ın savunmasıyla başlandı. Çölaşan savunmasını mahkemeye yazılı olarak sunduğunu söyleyerek, “FETÖ ve herhangi bir terör örgütüyle hayatım boyunca ilgim olmadı. 42 yıllık gazeteciyim. Cemaat hakkında binlerce yazı yazdım. Herhangi biri adına dava vs. olmadı. İddianamede, 3 yazımdan söz ediliyor. Birinden kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriliyor.
Fadime Danışman isimli kadınla ilgili yazdığım yazımla ilgili hakkımda dava açılmasına karar veriliyor. FETÖ’cü ve cemaatçiliği reddediyorum. Bugüne kadar yazdığım binlerce yazı içinden cımbızla çekilip iddianameye konulmuş. Hiçbirinde de FETÖ, cemaat yoktur” dedi.
Mahkeme başkanının, "17-25 Aralık’ta FETÖ’nün yargı eli ile darbe girişimi var. Bu girişimden sonra 24 Aralık’ta ’Bizim başaramadıklarımızı cemaat başardı’, ’Şimdi cemaati savunma zamanı’ başlıklı yazılarınız var. Ne amaçla yazdınız’ diye sorması üzerine sanık Çölaşan,
“O sırada yapılan operasyonlarla bu olaylar kırıldı. 4 tane bakan istifa ettirildi veya görevden alındı, Biz bunları biliyorduk ama elimizde belge yoktu” diye cevap verdi. Başkanın, “Fetullahçı başardı derken bunu mu kastediyorsunuz?” demesi üzerine sanık, “Gayet tabi” şeklinde cevap verdi.
"BİZİM HEDEFİMİZ İLK ÖNCE TİCARİDİR..."
Daha sonra savunmasını yapan Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, 43 yıldır gazeteci olduğunu ve 23 yılında genel yayın yönetmeni olarak görev yaptığını söyleyerek, “İlk defa haberlerden dolayı adalet önünde hesap veriyorum.
İddianamede benle ilgili hukuki sorumluluğunuz yok ama bu manşetlere engelleme yapabilirsiniz deniliyor. Ben gazetenin tirajıyla, kağıdıyla, baskısıyla ilgilenirim. Ben bu tirajdan dolayı patrona hesap veririm. Eğer siz sattıramıyorsanız patron sizi orada tutmaz.
Bizim gazetenin patronu da gazeteci biz de gazeteciyiz. Bizim hedefimiz ilk önce ticaridir. Benim genel yayın müdürü olarak haberlere sansür koyma gibi bir işlevim olamaz. Ben bu cemaatlerden hep nefret etmişimdir. Bunlara yardım etmem için sempati duymam lazım” diyerek kendini savundu.
Savunma yapan sanık Necati Doğru ise, “Benimle Fetullah Gülen’in arasında ne tür bir ilişki olabilir? Ben Ağrılıyım o Erzurumlu. Bana yapılan suçlamalar çok ağır. Mücadele ettiğim bir çizgiye iddianamede söylendiği gibi faydalı olmam iddiası çok ağır bir lekedir. Savcılık, 3 yazımı almış. Bu yazılar, ‘Naylon Darbe’, ‘12 Gün’ ve ‘Ankara’dan İne Girme Manzaraları’ başlıklı olanlardır" dedi.
‘NAYLON DARBE’ BAŞLIKLI YAZISI SORULDU...
Doğru, ‘Naylon Darbe’ başlıklı yazısında, darbe yapanları ağır bir şekilde eleştirdiğini söyledi. Mahkeme başkanının, "Olay gecesi Cumhurbaşkanı canlı yayına bağlandı. FETÖ’nün darbe girişimi yaptığını söyledi. Siz neden başlığınız ’naylon darbe’ tabirini kullandınız? Olayın vahameti ortaya çıkınca yazıyı geri çekmeyi niçin düşünmediniz" sorusu üzerine sanık yazının dikkat çekmesi için "Naylon Darbe" başlığı attığını söyleyerek, “Darbe başarısız olmuş, teneke bir darbe yani. Başlıkta onu anlatmaya çalışıyorum” dedi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.
Kaynak: IHA
.
dikGAZETE.com