Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Umarız Amerikan yönetimi, özellikle Pentagon S-400 meselesini bahane ederek ikili ilişkilere kalıcı zarar verecek tavır ve tutumlarından bir ön önce vazgeçerler. Çünkü orta uzun vadede bu sorun mutlaka aşılacaktır. Türkiye’nin hakkı olan F-35’ler ülkemize mutlaka gelecektir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası açıklama yapan Sözcü İbrahim Kalın, Bakanlar Kurulunda ilgili bakanlar tarafından yapılan sunumlara ilişkin bilgi verdi. Kalın, Türkiye ile Amerika arasında yaşanan S-400 gerilimine ilişkin de önemli açıklamalarda bulundu.
“HEPİMİZ GÜVENDE OLMADAN HİÇ BİRİMİZ GÜVENDE DEĞİLİZ”
Kabine toplantısının önemli gündem maddesinin birinin de dış politikada yaşanan gelişmeler olduğunu söyleyen İbrahim Kalın, “Biz adımlarımızı atarken her şeyin iç içe geçtiği, bütün dinamiklerin birbirini etkiler hale geldiği bir dünyada ulusal çıkarlarımızı esas alan bir dış politika izliyoruz. Bunun için da 360 derece perspektifinden dünya olaylarına bakıyoruz. Dolayısıyla bizim Avrupa ile, ABD ile, Rusya ve Çin gibi diğer küresel aktörlerle, Ortadoğu ülkeleri ile, İslam ülkeleri ile, Afrika, Uzak Doğu Asya ve Latin Amerika ülkeleri ile ilişkilerimiz bir sıfır toplamlı dış politika perspektifine dayanmaz. Tam tersine biz bir ilişki öbeğini bir başka ilişki öbeğinin alternatifi olarak görmedik. Avrupa ile, Amerika ile Transatlantik ittifak bağlamında kurduğumuz iyi ilişkiler bizim Rusya, Çin, Ortadoğu, Afrika ile kurduğumuz ilişkilere mani teşkil etmez. Ama hala dış politikayı ve dünyayı sıfır toplamlı bir perspektiften okumaya çalışanlar zaman zaman bu tür spekülatif haberler yaparak Türkiye’nin NATO’daki statüsünü tartışmaya açmaya çalışmaktalar. Türkiye’nin geleneksel ittifak sistemlerinden çıkın başka alanlara yöneldiğini iddia etmekteler. Halbuki biz tamamen kendi ulusal çıkarlarımız çerçevesinde herkesle karşılıklı saygı ve çıkar ilişkisi temelinde kapsamlı ilişkiler geliştirmeyi hedefliyoruz. Güvenliği bu çerçevede bir bütün olarak ele alıyoruz. S-400 meselesi, Patriot meselesi, F-35 meselesi Türkiye’nin öncelikli olarak milli güvenliğini sağlamaya dönük atılan adımlardır. Biz güvenliği bir bütünlük içinde ele aldığımız için şunu açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz, hepimiz güvende olmadan hiç birimiz güvende değiliz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN VE KIBRIS TÜRKLERİNİN HAKKINI KORUYACAK ŞEKİLDE MÜDAFAA ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Suriye’de ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmeleri yakından takip etmeye devam ettiklerini söyleyen İbrahim Kalın, “İdlib, Tel Rıfat, Fırat’ın doğusundaki gelişmeleri sadece takip etmiyoruz, orada istikamet verici bir dış politika izleyerek gelişmelerin aleyhimize dönmesini önlemek için bugüne kadar çok önemli adımlar attık, atmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımızın dirayetli liderliği sayesinde Türkiye-Suriye sınırında kurulmak istenen PKK devleti artık ihtimal dışı hale gelmiştir. Bunu Afrin’de, İdlib’de, Fırat’ın doğusunda da kararlı bir şekilde yapmaya devam edeceğiz. Aynı şey Doğu Akdeniz de yaşanan gelişmeler için de geçerli. Orada bir oldubitti ile Kıbrıs Rum Kesimi’nin hem Kıbrıs Türklerinin hem de Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan ve coğrafi konumundan kaynaklanan haklarını gasp etme, ihlal etme yaklaşımlarını şiddetle reddediyoruz. Oradaki arama tarama çalışmaları, sondaj çalışmaları, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge ile ilgili biz temel pozisyonumuzu Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin hakkını hukukunu koruyacak şekilde muhafaza ve müdafaa etmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“SAVUNMA BAKANIMIZA GÖNDERİLEN BU MEKTUP İKİLİ İLİŞKİLERİN NEZAKETİNE DE AYKIRIDIR”
ABD’den Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a gönderilen mektuba ilişkin sorulara cevap veren İbrahim Kalın, “Savunma Bakanımıza gönderilen bu mektup sadece üslubu değil, muhtevası itibariyle de müttefiklik ruhuna da aykırıdır, ikili ilişkilerin nezaketine de aykırıdır. Türkiye gibi egemen ve bağımsız bir ülkenin durduğu yere de tamamen karşı bir yaklaşımdır. Bu mektubun gönderildiği zamanla eşzamanlı olarak sızdırılmış olması da bir ciddiyetsizliktir. Bu tür yazışmalar, bu tür mektuplar devlet kurumları arasında yapılır, mahremiyeti vardır, anı gün birkaç saat içinde veya ileriki zamanlarda kamuoyu ya da basın üzerinden baskı oluşturmak amacıyla sızdırılmaz, bu devlet ciddiyetine yakışmaz” dedi.
İlgililerin konuya ilişkin görüşmeleri olduğunu, kendisinin de Trump’un Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton ile görüştüğünü belirten Kalın, “Cevap hazırlanırken mektubun muhtevasına, üslubuna ve perspektifine uygun bir cevabın verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Görüşmelerimiz devam edecek. F-35 programından Türkiye’nin haksız bir şekilde çıkartılmaya çalışılması, başka yaptırımların gündeme gelmesi, Pentagon’un hiçbir hukuki zemin olmadan resen bir takım inisiyatiflere yönelmiş olması ittifak ruhuna aykırıdır, Türkiye’nin egemenlik haklarına bir saygısızlıktır. Sayın Cumhurbaşkanımız da Japonya’da yapılacak olan G-20 zirvesinde Sayın Trump ile bu konuyu çok büyük ihtimalle 29 Haziran’da ikili görüşmede ele alacaklar” diye konuştu.
“UMARIZ İLİŞKİLERE KALICI ZARAR VERECEK TAVIR VE TUTUMLARINDAN BİR ÖN ÖNCE VAZGEÇERLER”
F-35’lerle ilgili yaşanan tartışmalara ilişkin de konuşan İbrahim Kalın, “Uluslararası platformda hakkımızın aranması en doğal hakkımız. Biz F-35’in bir müşterisi değil, ortağıyız, üreticilerinden biriyiz. 1 milyar doların üzerinden buraya fon katkısı yaptık. Umarız Amerikan yönetimi, özellikle Pentagon S-400 meselesini bahane ederek ikili ilişkilere kalıcı zarar verecek tavır ve tutumlarından bir ön önce vazgeçerler. Çünkü orta uzun vadede bu sorun mutlaka aşılacaktır. Türkiye’nin hakkı olan F-35’ler ülkemize mutlaka gelecektir. Ama bunu geciktirmek, bahanelerle başka alanlara çekmeye çalışmak ikili ilişkilere zarar verir. Anlaşmadan kaynaklanan haklarımızı da her platformda savunmaya devam edeceğiz. Umarız iş o noktaya gelmez. Ama geldiği zaman da Türkiye bu konuda üzerine düşeni yapmaktan asla geri durmayacaktır” şeklinde konuştu.
“BUNLAR BİR TAKIM SPEKÜLASYONLAR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Bahçeli ile görüşmesine ilişkin detayları anlatan Sözcü Kalın, “Cumhur İttifakı bağlamında bu görüşmeler son derece yararlı. Bugünkü görüşmelerinde hem seçim süreci ele alındı hem de bölgemizde yaşanan diğer gelişmelerle ilgili fikir teatisinde bulundular. İttifakın doğal bir parçası olarak bu görüşmeler yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 23 Haziran İstanbul seçimleri öncesinde 31 Mart seçimlerine oranla sahada olmadığı yönünde iddialara cevap veren Kalın, “Bir takım ilan edilmemiş adımları ‘strateji’ diye tartışıp, sonra ‘bunlar yapılmıyor, demek ki strateji değişti’ gibi sonuçlara gidiliyor. Mesela ‘39 ilçede miting yapılacaktı, niye yapılmıyor?’ gibi. Halbuki böyle bir strateji hiçbir zaman açıklanmadı. Bunlar bir takım spekülasyonlar. Bu kampanyanın en önemli stratejisi Cumhurbaşkanımızın birebir, yüz yüze temaslara dayalı bir eletişim stratejisi” açıklamasında bulundu.
“SAYIN PUTİN İLE G-20’DE DAHA UZUN DETAYLI BİR İKİYİ GÖRÜŞME PLANLANIYOR”
Tacikistan’da yapılacak zirvede yapılacak ikili görüşmelere ilişkin bilgi veren Sözcü Kalın, “Cumhurbaşkanımızın Tacikistan Cumhurbaşkanı ile, Özbekistan Cumhurbaşkanı ile olacak, Hindistan Başbakanı ile olması planlanıyor, Çin Devlet Başkanı ile olması planlanıyor. Sayın Putin ile G-20’de daha uzun detaylı bir ikiyi görüşme planlanıyor. Programın akışına göre Duşanbe’de bir olabilir, olmayabilir. İran Cumhurbaşkanı, Kazakistan, Kırgızistan, akışa göre bu görüşmeler olabilir” dedi.
“BU TÜR ZAAFLARIN ORTAYA ÇIKMASINI ÖNLEYECEK MADDELERİ ZATEN İHTİVA ETMEKTEDİR”
Kuzey Irak’a yönelik pençe Harekatı devam ederken, Doğu Akdeniz’de gerilim yaşanırken, askerlik düzenlemesinin bir güvenlik zafiyetine yol açabileceğine yönelik muhalefetin kaygıları olduğu yönündeki iddialara cevap veren Sözcü Kalın, “Milli Savunma Bakanlığımızın hazırladığı yeni askerlik yasası bu tür zaafların ortaya çıkmasını önleyecek maddeleri zaten ihtiva etmektedir. O yüzden çok hassas bir şekilde hazırlandı. TSK’nın askeri kapasitesi hem sayı hem nitelik olarak etraflı bir şekilde ele alındı. Onun üzerine bu yasa bu şekilde teklif olarak getirildi. Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasında zaafa yol açabilecek bir uygulamayı kanun olarak Meclis’ten geçirmemiz zaten söz konusu olamaz” diye konuştu.
(İHA)