İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Terzioğlu tarafından organize edilen “Sosyal Medya Bağımlılığı” semineri öğrencilerin ve dış katılımcıların yoğun ilgisine sahne oldu. Üniversitenin dev atılımlar içerisinde olduğunu belirten Prof. Dr. Terzioğlu, düzenledikleri seminerlerle öğrencilerin farkındalığını arttırmayı amaçladıklarını ifade etti.
SOSYAL MEDYA YOĞUN ETKİLEME POTANSİYELİNE SAHİP
Sosyal medya alanındaki özgün ve başarılı çalışmalarıyla tanınan Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık, Web 2.0 konusunda katılımcılara bilgi vererek, sosyal medyanın kullanıcıların istek ve taleplerini dikkate aldığını ifade etti. Yrd. Doç. Dr. Kırık sosyal medyanın etkileme gücüne sahip olduğunu ifade ederek; “Sosyal medyanın kamuoyu yaratma ve bireyleri etkileme gücü bulunmaktadır. Kullanılan içeriklerle, paylaşılan görsellerle bu etki arttırılmaya çalışılmaktadır. Ancak dezenformasyonun had safhaya ulaştığı sosyal medyada bilgilerin doğru olup olmadığı her zaman bir tartışma konusudur.” dedi.
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIK OLUŞTURUYOR
Türkiye’de 48 milyon internet kullanıcısının olduğunu ifade eden Kırık, 48 milyonun hemen hemen hepsinin aktif sosyal medya kullanıcısı olduğunu belirtti. Türkiye’deki mobil kullanıcı sayısının 71 milyonken, sosyal medyaya mobil iletişim araçlarından bağlanan kullanıcı sayısının ise 42 milyon olduğu aktardı. Yrd. Doç. Dr. Kırık; “İnternetin gelişi güzel bir şekilde kullanılması ve internet karşısında kontrolsüz bir şekilde vakit geçirilmesi internet bağımlılığına neden olmaktadır.” Şeklinde konuştu. Sosyal medya bağımlılık ölçütlerini sıralayan Kırık; “sosyal medyada yapılacak olan aktivitelerin planlanması, tasarlanması ve sürekli olarak çevrimiçi olma arzusu bağımlılığı tetikliyor” diyerek sosyal medyanın bir kaçış mecrasına döndüğünü ifade etti.
FOMO, TÜM DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR
Sosyal medya bağımlılığının madde bağımlığıyla eş değer olduğunu dile getiren sosyal medya uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ali Murat Kırık; FOMO adı verilen çağın hastalığına da değinerek; “FOMO, gündemi kaçırma korkusudur. Özellikle 'nomofobi' olarak bilinen, bağımlılık derecesinde telefon kullanma durumudur.” şeklinde konuştu. Akademisyen Yrd. Doç. Dr. Kırık; “sosyal medyada fazla zaman geçirilmesiyle oluşan bu durum sonucunda kişi, bırakmayı ve durdurmayı deniyor ama başarılı olamıyor. Temel ihtiyaçlarını kaybettikleri zaman da korku oluşuyor. Yani bu 'sanal uyuşturucu' şeklinde tabir edilebilmektedir. Nasıl ki uyuşturucu kişinin muhakeme yeteneğini kaybetmesine neden oluyorsa, FOMO da kişinin bilinç kontrolünü bozuyor.” dedi. FOMO’dan kurtuluşun en önemli yolunun akıllı telefon orucu olduğunu dile getiren Kırık, bu hastalığın Z kuşağında daha sık görüldüğünü sözlerine ekledi.
dikGAZETE.com