Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma maden faciası davasında hayatını kaybeden madencilerin otopsi raporlarının okunmasına devam edildi, raporların okunması sırasında bazı aileler sinir krizi geçirdi.
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin hayatına malolan maden faciasına ilişkin görülen dava Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam ediliyor. Davanın 6’ncı duruşmasının 5’nci celsesinde söz isteyen duruşma salonundaki madenci yakınlarından Elmas Kaya, kürsüye çıktı. 2008 yılında maden yakınlarında arazi aldıklarını söyleyen Kaya, şöyle konuştu: "Aldığımız yerin kenarına madenden çıkan külü dökmüşler. Sigara dumanı gibi zayıf bir duman tütüyordu. Yaz, kış hiç geçmedi o duman. Bir keresinde uzun bir çubukla biraz içine bakayım dedim, altından öyle bir şey fırladı ki 10 metre. Tazyikli su gibi. Hiçbir şeye benzemeyen bir koku. Zeytin ağaçları tutuştu, itfaiye gelip söndürdü. Ben bayılmışım. Ben anladım ki ben bayıldıysam bizim çocuklarımızın ölmemesinin imkanı yok." Sanıklara ağır şekilde tepki gösteren Kaya, "Bunları elime verseniz acıma rağmen öldüremem. Bize bu zararı verenleri en tepeye şikayet ediyorum. Dünyanın gazabı üzerlerine olsun" dedi.
Kaya’nın konuşmasının ardından madende hayatını kaybeden madencilerin otopsi rapor tutanaklarının okunmasına devam edildi. Otopsi raporlarının okunması sırasında bazı madenci yakınları sinir krizi geçirdi. Tutanakların, ölen işçilerin isimleri söylenmeden, sıra numarasıyla okunmasına tepki gösteren madenci yakınları okunan raporun hangi işçiye ait olduğunun ismi okunarak belirtilmesini istedi. Faciada Sami ve İlkay adlı oğullarını kaybeden Senem Yıldırım, "Benim oğlum şehit oldu, nasıl adına ’141’ dersiniz" diye tepki gösterdi. Fenalaşan Yıldırım, diğer madenci yakınları tarafından salonun dışına çıkarıldı.
(İHA)
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin hayatına malolan maden faciasına ilişkin görülen dava Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam ediliyor. Davanın 6’ncı duruşmasının 5’nci celsesinde söz isteyen duruşma salonundaki madenci yakınlarından Elmas Kaya, kürsüye çıktı. 2008 yılında maden yakınlarında arazi aldıklarını söyleyen Kaya, şöyle konuştu: "Aldığımız yerin kenarına madenden çıkan külü dökmüşler. Sigara dumanı gibi zayıf bir duman tütüyordu. Yaz, kış hiç geçmedi o duman. Bir keresinde uzun bir çubukla biraz içine bakayım dedim, altından öyle bir şey fırladı ki 10 metre. Tazyikli su gibi. Hiçbir şeye benzemeyen bir koku. Zeytin ağaçları tutuştu, itfaiye gelip söndürdü. Ben bayılmışım. Ben anladım ki ben bayıldıysam bizim çocuklarımızın ölmemesinin imkanı yok." Sanıklara ağır şekilde tepki gösteren Kaya, "Bunları elime verseniz acıma rağmen öldüremem. Bize bu zararı verenleri en tepeye şikayet ediyorum. Dünyanın gazabı üzerlerine olsun" dedi.
Kaya’nın konuşmasının ardından madende hayatını kaybeden madencilerin otopsi rapor tutanaklarının okunmasına devam edildi. Otopsi raporlarının okunması sırasında bazı madenci yakınları sinir krizi geçirdi. Tutanakların, ölen işçilerin isimleri söylenmeden, sıra numarasıyla okunmasına tepki gösteren madenci yakınları okunan raporun hangi işçiye ait olduğunun ismi okunarak belirtilmesini istedi. Faciada Sami ve İlkay adlı oğullarını kaybeden Senem Yıldırım, "Benim oğlum şehit oldu, nasıl adına ’141’ dersiniz" diye tepki gösterdi. Fenalaşan Yıldırım, diğer madenci yakınları tarafından salonun dışına çıkarıldı.
(İHA)