Karaman
Karamanlı 55 yaşındaki Yaşar Erkaraman, 23 yıl önce dünyaya getirdiği kızı Ayşe'nin serebral palsi hastası olduğunu öğrendi. Kızının tedavisi için tüm imkanlarını seferber eden Erkaraman, doktorlardan "Ayşe'nin tam olarak iyileşemeyeceği" cevabını alınca büyük üzüntü yaşadı.
Zorluklara rağmen yılmayan, kızının eğitimi için de her türlü fedakarlığı yapan anne Erkaraman, Ayşe'nin 4 yıl önce Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazanmasıyla büyük sevinç yaşadı.
Ayşe'nin 4 yıllık eğitimi boyunca da tüm zorlukları göğüsleyen anne, mezuniyet töreninde kızını yalnız bırakmadı. Kızıyla cübbe giyen anne Erkaraman, şimdi aldığı formasyonla öğretmen olmak isteyen kızının hayaline ortak oluyor.
"Hiçbir şekilde kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz"
Anne Erkaraman, serebral palsi hastası doğan kızının tedavisi için büyük uğraş verdiklerini ancak doktorların kendilerine "Hiçbir şekilde kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz, hayatını böyle devam ettirmesi gerekiyor." dediğini anlattı.
Buna rağmen yılmadan kızını tedavi ettirebilmenin yollarını aradıklarını ve kendilerine bir doktor ismi önerilmesi üzerine tedaviye başladıklarını vurgulayan Erkaraman, "Bunun üzerine 5 yaşında konuşmaya başladı. Umutlarımız daha da arttı." dedi.
İlkokul çağına gelince kızını sırtında okula götürüp getirdiğini, 8 yıl boyunca onunla okulda beklediğini ifade eden Erkaraman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim desteğimizle ayakta durmaya başladı. Yeri geldi sınıfta yanında oturdum, yeri geldi okulda camları sildim. O dönemde engelli çocuklar okullarda çok kabul görmüyordu.
Çoğu öğretmen 'Burada rezil olmayın, gidin evinde eğitim görsün.' diyordu. Ben üniversiteyi yarıda bıraktım. Onun acısı içimdeydi. Onun okumasını istedim. Kızım liseye başlayınca Karaman Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü bize çok destek oldu. Okulda bir oda gösterdiler, orada kızımı bekledim."
"Odun kömür bulamadık, tezek yaktık"
Erkaraman, kızı lise sondayken eşinden ayrılmak zorunda kaldığını dile getirerek, "O zamana kadar el işinde çalışmamıştım. Yalnız ve çaresiz kaldık. Köye gitmek zorundaydık. Köyde yıllardır kullanılmayan eski bir evde kaldık.
Odun kömür bulamadık, tezek yaktık. Kızım o şartlar altında yılmadı, üniversiteye hazırlandı ve kazandı. Ben de üniversitenin kafeteryasında işe başladım. Ayşe'nin ders saatlerine göre çalıştım. Aralarda yanına gidip ihtiyaçlarını gördük. Üniversite yönetimi, hocaları ve arkadaşları bize çok yardımcı oldu" dedi.
Kızının mezun olarak kendisine dünyaları hediye ettiğini belirten Erkaraman, "Törende kızım sayesinde ben de cübbe giydim. Yanında gururla dolaşıyorum. Bir olduk, 'Yaparız' dedik, başardık. O çok iyi bir evlat. İnşallah bundan sonra da başarıları devam eder." dedi.
"Şimdi bir öğretmen adayıyım"
Ayşe Erkaraman da hiçbir engelin hayatın güzelliklerini yaşamaya engel olmadığını vurguladı.
Tecrübelerinin kendisine bunu öğrettiğini anlatan Erkaraman, şöyle devam etti:
"Bazen pes ettiğim, 'Yapamayacağım.' dediğim anlar oldu. Ama insan istediği zaman her şeyi başarabilir. Umuyorum ki benim gibi engelli olarak dünyaya gelen insanlara örnek olurum. Şimdi bir öğretmen adayıyım. Bu saatten sonra geçmişe bakmıyorum. Sadece geçmişten aldığım derslerle geleceğe ışık tutuyorum. İnsanlara yardımcı olmak istiyorum."
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com