Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ertan Yıldırım, sinüs enfeksiyonunun erken teşhis edilmemesi, tedavi sürecinin aksatılması gibi durumlarda çevreye yayılması sonucu menenjit, beyin apsesi veya görme kaybı gibi çok daha ciddi sonuçlara neden olabileceğini belirterek, "Sinüzit, tedavi prosedürlerine ve kurallara uyulmadığında yaşam kalitesini oldukça zorlayıcı bir hastalıktır.
Baş ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı gibi tablolar yaşam kalitesini oldukça düşürebilir." uyarısında bulundu.
Medicana açıklamasında görüşlerine yer verilen Yıldırım, sinüzit hastalığı hakkında dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
Havaların soğuması nedeniyle sonbahar ve kış aylarında üst solunum yolu direncinin zayıflayarak solunum yolu enfeksiyonlarında artış meydana geldiğini aktaran Yıldırım, tipik sinüzit hastalığının soğuk algılığı ve/veya gribal enfeksiyonları takiben oluştuğunu belirtti.
Genel tanımı ile kafatasımızda bulunan hava boşluklarına "sinüs" adı verildiğini belirten Yıldırım, bu boşlukların döşemesinde alerjik, immünolojik sebeplerden meydana gelen iltihabi veya enflamatuar (mikrop içermeyen iltihabi durum) tabloya "sinüzit" adı verildiğini kaydetti.
Sinüzitin her yaş grubunda görülebildiğini aktaran Yıldırım, "Sinüsler kafatasımızda gözlerimizin etrafında değişik seviyelerde konumlanmış ve burun içine açılan mağara benzeri odacıklar gibidir. Bu boşlukların kafa ağırlığını azaltmak, ses rezonansına katkı sağlamak, solunum havasını nemlendirmek, havanın içindeki partiküller ile organizmaları temizlemek ve ısıtmak gibi görevleri vardır.
Sinüzit genellikle üst solunum yollarını etkileyen bir viral, bakteriyel, alerjik veya immünolojk nedenler sonucu sinüs döşemesinin iltihaplanmasıyla başlar." bilgilerini verdi
- "Sinüzit şikayetlerinin 1 ay içinde geçmesi normal kabul edilir"
Yıldırım, sinüzitin ilk planda belirtilerinin buru tıkanıklığı, burun ve geniz akıntısı, yüzde doluluk baskı hissi olduğunu belirterek, baş ağrısı, gözlerde ağrı ve göz çevresinde basınç hissi, dişlerde ağrı, koku almada güçlük, kulak tıkanıklığı, duyma kaybı, kronik ve kuru öksürük, hırıltı, sarı-yeşil renkli koyu kıvamlı burun akıntısı, horlama gibi belirtilerinin de görülebileceğini kaydetti.
İleri safhalarda bu tabloların görme kaybı beyin iltihabı gibi bulgularda gösterebileceğini aktaran Yıldırım, şunları kaydetti:
"Sinüzit tedavi prosedürlerine ve kurallara uyulmadığında yaşam kalitesini oldukça zorlayıcı bir hastalıktır. Baş ağrısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı gibi tablolar yaşam kalitesini oldukça düşürebilir.
Tipik sinüzit hastalığı bir soğuk algınlığı veya gribal enfeksiyonu takiben oluşabilir. Normalde gribal enfeksiyonlarda sulu burun akıntısı olur. Burun tıkanır. 3-4 günlerde hastaların yüzde 40 – 50 sinde yeşil sarı renkli koyu kıvamlı burun akıntıları meydana gelir. Bu rahatsızlıkların birçoğu üst solunum yolu enfeksiyonunun uygun tedavisiyle iyileşir.
Bazı kişilerde ise bulgular özellikle geniz akıntısı, balgam, öksürük, baş ağrısı belirtileri ile uzun sürebilir. Sinüzit şikayetlerinin 1 ay içinde geçmesi normal kabul edilir. 1 ay ile 3 ay arasında devam etmesi durumda 'subakut sinüzit' denir.
Bu kişilerde hastalığın uzamasına neden olabilecek kirli hava, soğuk rüzgar, iş ortamından kaynaklı yoğun stres ve yoğun iş temposu, sigara tüketimi gibi kişisel ve çevresel faktörlere dikkat etmek gerekebilir.
Eğer sinüzit rahatsızlığı 3 aylık tedaviye rağmen geçmiyorsa buna 'kronik sinüzit' denir. Buradaki atlanmaması gereken önemli nokta; tedavinin düzenli olarak yapılmış olmasına rağmen sonuç alınamadığı durumlarda bu hasta gurubunda vücudun sinüslerdeki hastalığı yenememesine sebep olabilen vücut savunma sistemiyle ilgili veya burun ve sinüs anatomik yapısını ilgilendirebilecek sorunların tek tek tespit edilmesi gerekmektedir.
Aksi takdirde sinüzite ait komplikasyonlar uzun süren sinüzit(kronik sinüzit) hastalığıyla karşımıza çıkabilmektedir."
- "İlaç tedavisi yeterli gelmemesi durumunda cerrahi tedavi yöntemleri gündeme gelebilir"
Yıldırım, sinüzitin erken teşhis edilmediği ve uygun tedaviye başlanmadığı ve ilerlediği durumlarda göz çevresi enfeksiyonları, menenjit, beyin apsesi, farenjit gibi çok daha ciddi hastalıklar neden olabileceğini belirterek, "Sinüzitin tanısında kulak burun boğaz muayenesi, endoskopik muayene, grafi ve tomografi yöntemlerini kullanıyoruz.
İlk evre olan akut sinüzit yaklaşık 4 hafta sürebilir ve ilaç tedavisi ile geçer. Subakut Sinüzit evresinde ise akut sinüzit tam geçmemiş, kronik sinüzit tam başlamamıştır yani ara bir evredir. Bu evrede öncelikle antibiyotik tedavisi uygulamaktayız.
Ancak kronikleşme oluştuğunda ve ilaç tedavisi yeterli gelmemesi durumunda cerrahi tedavi yöntemleri gündeme gelebilir." yorumunu yaptı.
Kronik sinüzit evresine gelen hastalarının mutlaka bir KBB uzmanına muayene olarak hastalığın uzaması ile ilgili ileri değerlendirme yaptırmasını öneren Yıldırım, rahatsızlığın çevre bölgelere yayılması durumunda beyin ve akciğerlerde risk oluşturabildiğini belirtti.
İleri kontroller ile burun içinde hava akışına engel olan anatomik yapılar değerlendirildiği gibi, burun tıkanıklığı yapabilecek alerjik nedenler, et büyümeleri ve tümörler gibi sebepleri de ortaya çıkartma şansı bulduklarını belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Ertan Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı:
"Çekilecek bir sinüs tomografisiyle muayene sırasında gözle görülemeyen sinüs odacıkları görüntülenip değerlendirilerek tanısal olarak gerekli olan ek tetkiklerle de tespit edilecek altta yatan sebeplere yönelik tıbbi ve veya cerrahi işlemler yapılarak kronik sinüzitin tedavisi yöntemini belirme imkanımız oluyor.
Kronik sinüzit tedavileri genelde uzun bir süreye yayılabilmektedir. Hastanın bu süreçte tedaviye uyum sağlaması ve yaşam koşullarını sürece yönelik düzenlemesi örneğin sigara tüketimini azaltması veya bırakması, sert rüzgar ve soğuk havalardan kaçınması tıbbi veya cerrahi tedavilerin yapılması bu süreyi kısaltacaktır."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com