CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis’te kabul edilen dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.
İptal başvurusu sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tanrıkulu, “Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptal başvurunda bulundum biraz önce. Genel Sekreterliğe ve Yazı İşleri Müdürlüğü’ne başvuru dilekçemizi teslim ettim. Umarım Anayasa Mahkemesi, parlamentonun hukuka, anayasaya, evrensel hukuk kurallarına aykırı olan bu düzenlemeyi inceler ve Türkiye’yi bir siyasi krizden yargı yoluyla çıkartır. Parlamento bugüne kadar dokunulmazlık konusunda böyle bir düzenleme yapmamıştı, anayasayı değiştirerek bir dokunulmazlık kaldırma yoluna gitmemişti. Dolayısıyla ne parlamentoda bunun bir örneği var ne de Anayasa Mahkemesi’nde bunun bir emsali var. Anayasa Mahkemesi’ne şu nedenle başvurduk; her ne kadar değişiklik bir yasama işlemi olan anayasa değişikliği ile yapılmış olsa da bu bir Meclis kararıdır. Dolayısıyla şekil açısından anayasa değişikliği olsa bile, özü itibari ile bir Meclis kararıdır ve bu Meclis kararıyla bizlerin iradesine rağmen anayasadaki, iç tüzükteki güvencelere rağmen dokunulmazlığımız kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı bugünden itibaren yapılacak başvurularla ilgili olarak bir raportör atayacak ve 15 gün içerisinde de bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verecek. Bireysel başvuru hakkımız da var. Onunla ilgili olarak henüz mağduriyet şartı doğmadığı için başvuru yapmadık. Bu başvuruda olumsuz bir karar çıkarsa o başvuruyu da zamanı geldiğinde yapacağız” ifadelerini kullandı.
“BÖYLE BİR BAŞVURUNUN BAŞARI ŞANSI YOK”
Tanrıkulu, bir gazetecinin, “CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ‘bu süreci Anayasa Mahkemesine taşımayacağız’ demişti. Siz bu başvuruyu Genel Başkanın bilgisi dahilinde mi yapıyorsunuz, tamamen bireysel bir karar mı?” sorusuna, “İki şeyi birbirine karıştırmamak lazım Genel Başkanımızın kastettiği 110 imza ile Anayasa’nın 148’inci maddesindeki denetim amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne gelmekti. 110 imzayla milletvekillerinin yapacağı başvuru, şekil açısından yapılacak bir denetimle sınırlı olacaktı. Böyle bir başvurunun başarı şansı yok. Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları var. O nedenle Genel Başkanımız 110 imzayla ilgili olarak o görüşü ortaya koydu. Ondan öncede ben geçtiğimiz hafta Cuma günü basına yaptığım açıklamalarda bu yolun başarı şansı olmadığını, dolayısıyla doğru olmadığını ifade etmiştim. Ayrıca, Genel Başkanımız dün ve grup toplantısında milletvekillerinin bireysel başvuru yapmakta serbest olduklarını ve isteyen milletvekillerine de grubumuzun destek vereceğini ifade etti. Milletvekillerimiz bireysel başvuru yapmakta, Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca bugün yaptığım başvuruyu yapmakta serbestler ve nitekim yapacaklar da” diye cevap verdi.
Dokunulmalık kanununun iptali için yaptıkları başvurunun örneğini hakkında fezlekesi olan tüm milletvekillerine gönderdiklerini belirten Tanrıkulu, “Kendi takdirlerine göre başvuru yapacaklar. Öyle tahmin ediyorum ki milletvekillerimiz bulundukları illerde ve burada öğleden sonra başvuru yapacaklar” şeklinde konuştu.
“BUGÜN TÜRKİYE’DE ŞİDDETİN, TERÖRÜN, ÖLÜMLERİN SORUMLUSU ELBETTE Kİ BU HÜKÜMETTİR VE SAYIN ERDOĞAN’DIR”
Tanrıkulu, “HDP’li vekillerden teröre destek veren birçok milletvekilinin de fezlekesi olacak. Son 24 saatte 9 şehit var. Anayasa Mahkemesi’ne başvururken bu durumla ilgili vicdanınız sızlıyor mu?” şeklindeki soruya karşılık olarak, “Ölen bütün şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum Bir daha çatışmanın, ölümün, şehitlerin olmayacağı bir Türkiye amacıyla siyaset yapıyoruz. Milletvekillerinin parlamentoda suç makinesi olarak gösterilmesini, parlamentonun itibarsız hale getirilmesini kabul etmiyoruz. Dolayısıyla o olayla dokunulmazlığın bu şekilde anayasaya aykırı bir şekilde kaldırılmasının birbiriyle karıştırılmaması gerektiğini ifade ediyorum. Parlamentoda bulunan bütün milletvekilleri Türkiye’de şehitlerin olmasına, ölüme ve şiddete karşıdır. Bunun altının çizilmesini istiyorum. Dokunulmazlığın kaldırılmasının bir usulü vardır, anayasadaki güvenceler vardır. Parlamento Erdoğan’ın talimatıyla ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çoğunluğuyla o güvenceleri bir tarafa bırakarak kaldırma kararı vermiştir, dolayısıyla bu anayasaya aykırıdır. Yoksa normal yoldan, teröre destek veren, açıklama yapan, ifade özgürlüğünü aşan görüşlerde bulunan herkesin Karma Komisyon’da ve Genel Kurul’da dokunulmazlıklarının kaldırılması mümkündür. 276 oyla Adalet ve Kalkınma Patisi olması gereken bu yolu denememiştir, doğrudan doğruya 3 ay boyunca Erdoğan dokunulmazlık gündemiyle kendi sorumluluğunu gizlemeye çalışmıştır. Bugün Türkiye’de şiddetin, terörün, ölümlerin sorumlusu elbette ki bu hükümettir ve Sayın Erdoğan’dır. Kaosla, çatışmayla, ölümle Türkiye’yi bir yere, yani ‘Başkana’ taşımak istemektedir. Nedeni budur. Nedeni parlamento değildir. Parlamentodaki ana muhalefet partisi değildir. 14 yıldır çatışan, şiddeti bu noktaya getiren, terörün bu şekilde tırmanmasına neden olan herhalde ana muhalefet partisi değildir, Adalet ve Kalkınma Partisi’dir” ifadelerini kullandı.
Tanrıkulu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan Dokunulmazlık Kanu’nun iptal başvurusunun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“T.C. Anayasası’nın 83/1 maddesinde yer alan yasama dokunulmazlığının, T.B.M.M Genel Kurulu’nun 20/05/2016 tarihli 6718 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/88094 numaralı soruşturmaya dayanan 24.12.2013 tarihli ve 2013/311 numaralı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/65040 numaralı soruşturma dayanan 2015/244 numaralı ve Diyarbakır Başsavcılığı’nın 28.03.2012 tarihli 2012/530-2 numaralı fezlekeler (tarafıma tebliğ edilmemiş başkaca fezlekeler var ise onları da kapsar nitelikte) yönünden kaldırılması yönündeki maddelerinin (kanun maddesi kapsamında Genel Kurul kararı da ihdas edildiğinden aynı zamanda ilgili kararın) T.C. Anayasa’ya, kanuna veya İçtüzüğe aykırı olduğundan Anayasa’nın 85 inci maddesi ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesi uyarınca incelenerek, yasal gereklerinin ve bağlı sonuçları için öncelikle yürürlüğünün durdurularak iptaline karar verilmesini arz ve talep ederim.”
(İHA)
İptal başvurusu sonrası basın mensuplarının sorularını cevaplayan Tanrıkulu, “Anayasa Mahkemesi’ne Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca iptal başvurunda bulundum biraz önce. Genel Sekreterliğe ve Yazı İşleri Müdürlüğü’ne başvuru dilekçemizi teslim ettim. Umarım Anayasa Mahkemesi, parlamentonun hukuka, anayasaya, evrensel hukuk kurallarına aykırı olan bu düzenlemeyi inceler ve Türkiye’yi bir siyasi krizden yargı yoluyla çıkartır. Parlamento bugüne kadar dokunulmazlık konusunda böyle bir düzenleme yapmamıştı, anayasayı değiştirerek bir dokunulmazlık kaldırma yoluna gitmemişti. Dolayısıyla ne parlamentoda bunun bir örneği var ne de Anayasa Mahkemesi’nde bunun bir emsali var. Anayasa Mahkemesi’ne şu nedenle başvurduk; her ne kadar değişiklik bir yasama işlemi olan anayasa değişikliği ile yapılmış olsa da bu bir Meclis kararıdır. Dolayısıyla şekil açısından anayasa değişikliği olsa bile, özü itibari ile bir Meclis kararıdır ve bu Meclis kararıyla bizlerin iradesine rağmen anayasadaki, iç tüzükteki güvencelere rağmen dokunulmazlığımız kaldırılmıştır. Anayasa Mahkemesi Başkanı bugünden itibaren yapılacak başvurularla ilgili olarak bir raportör atayacak ve 15 gün içerisinde de bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verecek. Bireysel başvuru hakkımız da var. Onunla ilgili olarak henüz mağduriyet şartı doğmadığı için başvuru yapmadık. Bu başvuruda olumsuz bir karar çıkarsa o başvuruyu da zamanı geldiğinde yapacağız” ifadelerini kullandı.
“BÖYLE BİR BAŞVURUNUN BAŞARI ŞANSI YOK”
Tanrıkulu, bir gazetecinin, “CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ‘bu süreci Anayasa Mahkemesine taşımayacağız’ demişti. Siz bu başvuruyu Genel Başkanın bilgisi dahilinde mi yapıyorsunuz, tamamen bireysel bir karar mı?” sorusuna, “İki şeyi birbirine karıştırmamak lazım Genel Başkanımızın kastettiği 110 imza ile Anayasa’nın 148’inci maddesindeki denetim amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne gelmekti. 110 imzayla milletvekillerinin yapacağı başvuru, şekil açısından yapılacak bir denetimle sınırlı olacaktı. Böyle bir başvurunun başarı şansı yok. Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararları var. O nedenle Genel Başkanımız 110 imzayla ilgili olarak o görüşü ortaya koydu. Ondan öncede ben geçtiğimiz hafta Cuma günü basına yaptığım açıklamalarda bu yolun başarı şansı olmadığını, dolayısıyla doğru olmadığını ifade etmiştim. Ayrıca, Genel Başkanımız dün ve grup toplantısında milletvekillerinin bireysel başvuru yapmakta serbest olduklarını ve isteyen milletvekillerine de grubumuzun destek vereceğini ifade etti. Milletvekillerimiz bireysel başvuru yapmakta, Anayasa’nın 85. maddesi uyarınca bugün yaptığım başvuruyu yapmakta serbestler ve nitekim yapacaklar da” diye cevap verdi.
Dokunulmalık kanununun iptali için yaptıkları başvurunun örneğini hakkında fezlekesi olan tüm milletvekillerine gönderdiklerini belirten Tanrıkulu, “Kendi takdirlerine göre başvuru yapacaklar. Öyle tahmin ediyorum ki milletvekillerimiz bulundukları illerde ve burada öğleden sonra başvuru yapacaklar” şeklinde konuştu.
“BUGÜN TÜRKİYE’DE ŞİDDETİN, TERÖRÜN, ÖLÜMLERİN SORUMLUSU ELBETTE Kİ BU HÜKÜMETTİR VE SAYIN ERDOĞAN’DIR”
Tanrıkulu, “HDP’li vekillerden teröre destek veren birçok milletvekilinin de fezlekesi olacak. Son 24 saatte 9 şehit var. Anayasa Mahkemesi’ne başvururken bu durumla ilgili vicdanınız sızlıyor mu?” şeklindeki soruya karşılık olarak, “Ölen bütün şehitlere Allah’tan rahmet diliyorum Bir daha çatışmanın, ölümün, şehitlerin olmayacağı bir Türkiye amacıyla siyaset yapıyoruz. Milletvekillerinin parlamentoda suç makinesi olarak gösterilmesini, parlamentonun itibarsız hale getirilmesini kabul etmiyoruz. Dolayısıyla o olayla dokunulmazlığın bu şekilde anayasaya aykırı bir şekilde kaldırılmasının birbiriyle karıştırılmaması gerektiğini ifade ediyorum. Parlamentoda bulunan bütün milletvekilleri Türkiye’de şehitlerin olmasına, ölüme ve şiddete karşıdır. Bunun altının çizilmesini istiyorum. Dokunulmazlığın kaldırılmasının bir usulü vardır, anayasadaki güvenceler vardır. Parlamento Erdoğan’ın talimatıyla ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çoğunluğuyla o güvenceleri bir tarafa bırakarak kaldırma kararı vermiştir, dolayısıyla bu anayasaya aykırıdır. Yoksa normal yoldan, teröre destek veren, açıklama yapan, ifade özgürlüğünü aşan görüşlerde bulunan herkesin Karma Komisyon’da ve Genel Kurul’da dokunulmazlıklarının kaldırılması mümkündür. 276 oyla Adalet ve Kalkınma Patisi olması gereken bu yolu denememiştir, doğrudan doğruya 3 ay boyunca Erdoğan dokunulmazlık gündemiyle kendi sorumluluğunu gizlemeye çalışmıştır. Bugün Türkiye’de şiddetin, terörün, ölümlerin sorumlusu elbette ki bu hükümettir ve Sayın Erdoğan’dır. Kaosla, çatışmayla, ölümle Türkiye’yi bir yere, yani ‘Başkana’ taşımak istemektedir. Nedeni budur. Nedeni parlamento değildir. Parlamentodaki ana muhalefet partisi değildir. 14 yıldır çatışan, şiddeti bu noktaya getiren, terörün bu şekilde tırmanmasına neden olan herhalde ana muhalefet partisi değildir, Adalet ve Kalkınma Partisi’dir” ifadelerini kullandı.
Tanrıkulu tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan Dokunulmazlık Kanu’nun iptal başvurusunun sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
“T.C. Anayasası’nın 83/1 maddesinde yer alan yasama dokunulmazlığının, T.B.M.M Genel Kurulu’nun 20/05/2016 tarihli 6718 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’la İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2013/88094 numaralı soruşturmaya dayanan 24.12.2013 tarihli ve 2013/311 numaralı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/65040 numaralı soruşturma dayanan 2015/244 numaralı ve Diyarbakır Başsavcılığı’nın 28.03.2012 tarihli 2012/530-2 numaralı fezlekeler (tarafıma tebliğ edilmemiş başkaca fezlekeler var ise onları da kapsar nitelikte) yönünden kaldırılması yönündeki maddelerinin (kanun maddesi kapsamında Genel Kurul kararı da ihdas edildiğinden aynı zamanda ilgili kararın) T.C. Anayasa’ya, kanuna veya İçtüzüğe aykırı olduğundan Anayasa’nın 85 inci maddesi ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesi uyarınca incelenerek, yasal gereklerinin ve bağlı sonuçları için öncelikle yürürlüğünün durdurularak iptaline karar verilmesini arz ve talep ederim.”
(İHA)