İstanbul
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Genel Koordinatörü Burhanettin Duran, birçok ülkenin koronavirüs salgını sonrası yaşanacaklara hazırlık yaptığını belirterek, "Buna hazırlıklı olmak zorundayız. Tabii ki her ülkenin kendi başının çaresine bakma zorunluluğu var." dedi.
SETA tarafından düzenlenen internet üzerinden takip edilebilen "Web Seminer Dizisi", SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın "Kovid-19 sonrası dünya" konulu açılış dersi ile başladı.
Duran, koronavirüs salgınının birçok krizi tetikleyeceğini belirterek, pandeminin en çok etkileyeceği alanlardan birinin ekonomi olduğunu söyledi.
Bazı araştırmacıların salgın sonrası ekonomik krizin 1929'da yaşanan büyük buhrandan daha kötü olacağına dair öngörülerde bulunduğunu dile getiren Duran, "Salgının başında, 2008 ekonomik krizine benzer bir kriz yaşanacak tahminleri varken salgın ilerledikçe 1929'da yaşanan büyük buhrana benzetilmeye başlandı.
Salgının ekonomiye etkisinin çok büyük olduğunu görüyoruz. Birçok ülkede işsizlik çok hızlı bir şekilde artmaya başladı. ABD'den açıklanan resmi rakamlara göre sadece ABD'de işsizliğin 47 milyonu bulabileceği yönünde." diye konuştu.
Birçok ülkenin koronavirüs salgını sonrası yaşanacaklara hazırlık yaptığını kaydeden Duran, birçok düşünce kuruluşunun, siyaset bilimcinin ve gazetecinin bunun için çalıştığını aktardı.
Duran, şöyle devam etti:
"Buna hazırlıklı olmak zorundayız. Tabii ki her ülkenin kendi başının çaresine bakma zorunluluğu var. Kriz küresel olmasına rağmen ülkeler ancak kendi kapasiteleri çerçevesinde bu soruna çözüm üretebiliyorlar. Türkiye'nin performansı ise dikkati çeken bir konumda. Ölüm oranları bağlamında Türkiye Almanya ve Kore ile aynı kategoride ilerliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pandemi ile ortak mücadele geliştirmek için ABD Başkanı Donald Trump ve Çin lideri ile görüşmeler gerçekleştirdi. Şu ana kadar 30'u aşkın ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdi.
Cumhurbaşkanı, insanlığa katkı sağlamak üzere öncü rol oynadı. Bundan sonra devletlerin performanslarına göre sosyal devlet olup olmamalarına göre yeni baştan halkları tarafından değerlendirileceğini düşünmeliyiz. Siyasi iktidarların ve muhalefetlerin bu çerçevede tepkiler vereceğini ön görmeliyiz."
"Türkiye Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ile ilgilenmeye devam edecek"
Duran, pandeminin Avrupa'daki en büyük etkisinin ekonomik kriz olarak görüleceğini aktardı.
Amerikalı stratejistlerin koronavirüs salgını sonrası ABD'ye küresel liderlik rolü biçmeye çalıştığını aktaran Duran, ABD'nin küresel bir liderlik yapmaktan çok uzak olduğunu kaydetti.
Duran, salgın sonrası Çin'in kürsel bir güç olmak için uluslararası kurumları domine etmeye çalışacağı yönünde ileri sürülen görüşlere de değinerek şunları söyledi:
"Çin'in büyüme hızı yüzde 6'nın altına düşerse bu Çin için bir sorun. Ekonomistler büyüme hızının 1,5-2'lere ineceğini ön görüyor. Bu durumda halkını doyurmakla uğraşacağı için Çin küresel politikalara yön vermesi beklenemez."
Türkiye, Avrupa, Rusya, ABD ve Çin açısından tarihin hızlandığını vurgulayan Duran, şöyle devam etti:
"Düzensizliğe doğru hızla giden bir trenin içinde gibiyiz. Bu itibarla ülkeler kendilerine yeni denklemler üretecekler. Yeni ikili ilişkiler geliştirmek zorunda kalacaklar. Türkiye Suriye, Libya ile ilgilenmeye devam edecek. Koronavirüse rağmen bölgede çatışmalar devam ediyor.
Doğu Akdeniz'deki gerginlik ortadan kalkmış değil. Antalya Körfezine hapsedilmek istenen Türkiye, attığı adımlarla buna müsaade etmediğini ortaya koymuştur. Koronavirüs salgını sonrası da bu tavrını sürdürecektir. Türkiye uluslararası liberal düzenin iyi ve adil olmadığını dile getirerek dünya düzenini eleştiriyor. Diğer taraftan da uluslararası kurumlara destek vererek iyi çalışmasını istiyor. Yani Türkiye dünyada bir düzensizlik istemiyor.
Birçok ülke için gelecekte siyasi ayaklanmaların, gelir dağılımında uçurumların olacağı, krizlerin işsizlikle sonuçlanacağı bir dünya bekleniyor. Bu dünyanın Türkiye'ye uğramaması için içeride dayanışması yüksek bir performans ortaya koymak zorundayız.
İktidarı ve muhalefeti ile asıl krizin koronavirüs salgını sonrası geleceğini görmeliyiz. Bu kriz iki aşamalı. Birincisi sağlık ve güvenlik ve yaşam tehdididir. İkincisi aşaması ekonomi ve daha ötesi olacak.
O halde Türkiye olarak bizim bu tehdide bu kriz dönemine hazır olmamız lazım. Bu nedenle partizan, güncel, siyasi polemiklerle Türkiye'nin ortaya koyduğu performansı, yapması gerekenleri birlikteliğimizi riske atmayalım. İstikrarın gerekli olduğu, güvenlik konularının öne çıkacağı bir dünyada devlet kapasitesinin güçlendirilmesi vazgeçilmez bir husustur."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com