ANKARA - ENES DURAN
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), 2011'de Suriye'de başlayan iç savaşta kendini gösteren ve bölgedeki en etkili silahlı aktör haline gelen Nusra Cephesi'ni, saha çalışmaları ve çeşitli mülakatlarla ele alan "El-Kaide’den HTŞ’ye: Nusra Cephesi" başlıklı rapor hazırladı.
SETA'nın hazırladığı raporda, El-Kaide'nin Irak'taki kolu Irak İslam Devleti (IİD) Örgütü'nün 2007'den itibaren aldığı ağır darbelerin ardından toparlanmaya çalıştığı bir dönemde Suriye'de ortaya çıkan krizle yeni bir genişleme alanı oluşturacağını düşünerek El-Kaide merkezinin de onayıyla 2011'de Irak'tan 7 kişilik bir ekiple Suriye'ye geçildiği belirtildi.
Bu çekirdek kadronun Suriye'deki iç savaşı derinden etkilediği aktarılan raporda, Nusra Cephesi'nin kuruluşunun 2012'nin Ocak ayında Ebu Muhammed Culani tarafından yapılan bir açıklamayla duyurulduğu hatırlatıldı.
SETA Dış Politikalar Araştırmacısı Can Acun, rapora ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Gelişen süreçle birlikte iyice kompleks bir hal alan Suriye'deki iç savaşta dış desteği azalan ve zor günler geçiren İdlib-Hama eksenindeki 'ılımlı' muhaliflerin, dış müdahale olmadığı takdirde bir süre sonra HTŞ tarafından 'yutulması' muhtemeldir." dedi.
Acun, "Türkiye’nin 6. Astana Zirvesi'nde mutabakata varıldığı şekilde İdlib'de konuşlanmaya başlaması, bölgedeki dengeleri ciddi anlamda değiştirme potansiyeline sahiptir. Türkiye'nin İdlib'de artan etkinliği HTŞ'nin diğer muhalifleri yutmasını engelleyecektir." ifadelerini kullandı.
Acun, rapora ilişkin şunları kaydetti:
"Türkiye İdlib harekatıyla artık çatışmasızlık sürecini kalıcı hale getirmek, Suriye krizini siyasal bir çözüme ulaştırmak, bunu yapmak için de PKK'nın daha fazla alan kazanmasını engellemek ve PYD ismiyle PKK'nın Suriye'de oluşturduğu kuşağı adım adım elimine etmek istiyor."
dikGAZETE.com