İSTANBUL
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Orduhan, servis sektörünün şu an İstanbul’da çalışan en verimsiz sektörlerden biri olduğunu belirterek, “İstanbul’da ulaşım sektöründe araçların ortalama seyir hızı 11,7 kilometredir. Bu kadar düşük bir hızla, bu kadar yüksek sarfiyatla ulaşım işi yapmak son derece maliyetlidir. Servis sektöründeki şirketler ne yazık ki rekabette fiyatla değil bilişim teknolojisine entegre olarak farklılık yaratma yoluna gitmiyor.” dedi.
Anadolu Ajansı’nın (AA) global iletişim ortağı olduğu Dünya Otomotiv Konferansı’nda “Otomotiv Sektörünün Geleceğine Start-Up’ların Etkisi” başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Orduhan, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de girişimcilik açısından zengin bir havuz olduğunu ama bunların hayata geçirilmesiyle ilgili bir vurdumduymazlık bulunduğunu dile getirdi.
İTO bünyesinde Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin kurulduğunu anlatan Orduhan, burada her ay 30’a yakın girişimcinin projelerini sergilediğini, bunları toplumla buluşturma gayreti içinde olduklarını söyledi.
Ulaşım sektörünün araçların birbiriyle, sistemle ve müşteriyle konuştuğu bir yapıya doğru gittiğini aktaran Orduhan, “Dünya sürücüsüz bir ulaşıma yoğunlaşmış durumda. Trafikteki sürücü hatalarının en aza indirilmesi ve daha verimli bir ulaşımın sağlanması için yazılım dünyasının ulaşım işine son derece yoğun olarak entegre edilmesi gerekiyor.” yorumunu yaptı.
Orduhan, servis sektörünün şu an İstanbul’da çalışan en verimsiz sektörlerden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Bir araç en yüksek sarfiyatını rölanti devrinde yapar. İstanbul’da ulaşım sektöründe araçların ortalama seyir hızı 11,7 kilometredir. Bu kadar düşük bir hızla, bu kadar yüksek sarfiyatla ulaşım işi yapmak son derece maliyetlidir. Bunu daha verimli kılacak arayışlar var. Servis sektöründe çalışan şirketler ne yazık ki bu konulara para harcayarak veya araştırma yaparak ve rekabette fiyatla değil bilişim teknolojisine entegre olarak farklılık yaratma yoluna gitmiyor.”
Hakan Orduhan, yakın zamanda sürücüsüz otomotiv dünyasının hayata geçeceğini ifade ederek, sürücü hatalarını bertaraf eden bir düzenin içerisinde ulaşım sektörünün de yer alacağını bildirdi.
“Türkiye’deki gençlerde müthiş bir potansiyel var”Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav ise dünyada şu anda teknoloji arz fazlalığı bulunduğunu, bunların gerçek dünya talepleriyle bir araya getirilmesinde start-upların önemli olduğunu söyledi.
Bu noktada data, dizayn ve dijitalin önemli dinamikler olduğunu vurgulayan Ultav, “Herhangi bir endüstri, yanına start-upları alarak büyük veri okyanusunun içerisinde daha derinlere inip rafine birtakım katma değerlere ulaşamıyorsa büyük zaafları oluşuyor demektir. Ayrıca her işin içerisine ileri malzemeler, enerji verimliliği ve paylaşım ekonomisi dinamiklerinin gömülmesi gerekiyor.” diye konuştu.
Türkiye’deki gençlerde müthiş bir potansiyel olduğunu aktaran Ultav, “Onların teknolojinin reel dünyayı değiştirmesi ve daha verimli hala getirmesi konusundaki potansiyellerini tek tek ilgilenerek gerçekleştirmeye çalışmakta büyük fayda var.” dedi.
“Silikon Vadisi’ne girmeye gerek olduğunu düşünmüyorum”Farplas Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Serter de otomotiv sektörünün şekil değiştireceğini öngörerek bu alandaki girişimlere yatırım yapmak üzere F+ Ventures’ı kurduklarını söyledi.
Bünyelerinde Türkiye’deki ilk “bağlantılı araç” platformunu yazan şirketin bulunduğu bilgisini veren Serter, teknoloji ile gerçekleştirdikleri işlerin otomotiv dışındaki alanlarda yapabilecekleri için de fırsat oluşturduğunu dile getirdi.
Bu alanda ekosistemin oluşmasının önemine değinen Serter, “Herkes Silikon Vadisi’ne girmeye çalışıyor. Silikon Vadisi’ne girmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Bir platform olarak kurduğumuz F+ ile iş birliği yapmak isteyen herkese kapımız açık. Birlikte yatırım yapabiliriz.” ifadelerini kullandı.
"Otomotiv endüstrisi büyük bir değişim yaşayacak"TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Başkanı Orkun Hasekioğlu ise konferansta “Otomotiv Endüstrilerinde Geleceğin Teknolojileri: Elektrifikasyon ve Mobilite” başlıklı bir konuşma yaptı.
Otomotiv endüstrisinin 5-10 yıl içinde geçen 50 yıldakinden daha büyük bir değişim yaşayacağını ifade eden Hasekioğlu, elektrikli araçların bu endüstrideki değişimin başını çektiğini aktardı.
Hasekioğlu, 2030’a gelindiğinde dünyada araç parkının 3’te 1’inin elektrik araçlardan oluşacağı tahmin edildiğini belirterek, “Artık bağlantılı araçlar göreceğiz. Otonom araçlar basitleştirilmiş kullanıcı kontrolleri ve yapay zeka ile birlikte çeşitli sinyallere yanıt verecek. Kişiselleştirilmiş bir otonom bir sürüşten bahsediyoruz. Altyapı ve araçlar arasındaki bağlantı da önemli hale gelecek. Araçlar yol ve hava durumuna bakarak karar alabilecek. Otomotiv imalatçıları bu yakınsamaya kendini adapte etmeli.” değerlendirmesinde bulundu.
Orkun Hasekioğlu, otomotiv endüstrisinin geleceğinde elektrikli araçların menzili, siber saldırılar ve veri mahremiyeti gibi potansiyel problemler olduğuna da sözlerine ekledi.
Muhabir: Mücahid Eker
dikGAZETE.com